ABD’nin temelinde soykırım var!
Nisan’a daha bir hayli var. Bu ne acele?
ABD’de “Ermeni soykırımı” tantanası her yıl nisan ayında patlar. O günlerde Ermeni lobileri harekete geçer, 24 Nisan’ın yıldönümü yaklaşmaktadır. Konuyu bir daha gündeme getirmek için bütün güçlerini seferber ederler. Ha oldu ha olacak, Başkan bu mealde bir açıklama yapacak lâfları ABD medyasında yayılır, tabii Türkiye’nin de kulağı kiriştedir.
Sonuçta, vuslat başka bahara kalır…
Son olay gösteriyor ki, Ermeni meselesi dahi, ABD’nin bir iç meselesi olarak görülürse bir sonuca ulaşabilir. Türkiye artık ABD siyaseti için bir iç meseleye dönüşmüştür. Türkiye’ye zarar vermek için ne yapılması gerekiyorsa, onu yapmak kastıyla hareket halindeler. Hem Türkiye’nin yönetiminin tepesini hedef alan karar tasarıları Temsilciler Meclisi’nden çıkıyor, hem de sözde Ermeni soykırımı tasarısı…
Bugün ABD’nin önemli meselelerinden biri, belki de birincisi “Türkiye nasıl durulabilir?”dir. Türkiye’nin yaptıklarından çok yapabilecekleri ciddi bir tehdit oluşturuyor. Nasıl bir tehdit?
ABD’nin bölgedeki değişmez siyaset parametresi İsrail’dir. Her şey değişir, o değişmez. Temel soru şudur: İsrail ne olacak?
İsrail, Suriye meselesi patlayalı en rahat dönemini yaşıyor. “Arap” ülkelerinin de desteği ile her türlü icraatı rahatlıkla yapabiliyor. Eğer Suriye meselesi çözülürse, İsrail’i nasıl bir akıbet bekliyor? Tabiî bu çözümde Türkiye’nin ağırlığı önemli. Eğer Türkiye ağır basarsa, bundan İsrail de etkilenecektir.
Mesele Ermeni soykırımı mıdır?
Bu bir âlet meseledir. ABD’nin İsrail aracından sonraki aracı Ermenistan’dır. Üçüncü alet hazırlık aşamasındadır, PKK-PYD terör devleti. İsrail bir terör devletidir, kurucuları teröristlerdir. İlk İsrail yöneticileri döktükleri kana göre makamlarını işgal etmişlerdir. Ermenistan ondan farksızdır. Taşnak-Hınçak komitalarının devletidir. “Kantonistan” eğer kurulabilirse, hiç şüpheniz olmasın, en fazla masum insan katledenler bu uydurma devletin başına geçecektir.
Gelelim, ABD’ye…
ABD etnik temizlik üzerine kurulmuş bir devlettir. Amerika kıt’ası beyazların yok ettiği yerli kavimler ve kabilelerin vatanı idi. Ateşli silahlarla gelen barbarlar, bu teknolojiye sahip olmayan yerli unsurları büyük ölçüde yok etti. Amerika’nın yerlisi Kızılderili nüfus bugün ancak folklorik bir malzeme olacak kadar bırakılmıştır. Soykırım ustalarının bugün yaptığı madrabazlıktan başka bir şey değildir.
Avrupa tarihi, Amerika tarihi soykırımsız yazılamaz. Ötekini yok etmek, Avrupa’nın Amerika’nın sistematik siyasetidir. Avrupa asırlarca kendi içinde bu temizliği yaptı. Müslümanlar İspanya’dan ya sürüldü ya da katliama maruz kaldı. Zaten diğer Avrupa ülkeleri içlerinde hiçbir zaman Müslüman nüfus barındırmadılar. Avrupa katliamlarını kendi kıt’asının dışında dünyanın diğer ülkelerine de yaydı. Amerika, Afrika ve Asya kıt’alarındaki sömürgelerinde “medeni” batılıların uyguladığı katliamlarının kataloğunu yapmak bile büyük çaba ve emek gerektirir. Batılıların katliam yapmadığı kıt’a varsa, o ancak insanların yaşamadığı kıt’adır.
Etnik temizlik, jenosid batı dillerinin kelimeleridir. Biz bunları aynen veya tercüme sûretiyle kullanıyoruz.
Biz bu ülkede asırlarca mağlub ettiklerimizle birlikte yaşadık, emperyalistler gibi yapsa idik, 20. Yüzyıla kadar azınlık unsurlar ülkemizde var olabilir miydi? 20. yüzyılın başında Türkiye nüfusunun neredeyse dörtte biri gayri müslimlerden oluşuyordu. 19. Yüzyılda batı emperyalizminin bu unsurlar üzerinde yürüttüğü politikalar azınlıkları olumsuz yönde etkiledi. Ermeni tehcirinin asıl sorumlusu ABD’dir, Batı emperyalizmidir. Asırlardır bir arada yaşayan toplumları devlete karşı kışkırtan, onlardır. Bu kışkırtmanın nasıl bir sonuç vereceğini de bilmemeleri mümkün değildir.
Bu konuda, yüzümüz ak, alnımız açıktır. Vicdanen veremeyeceğimiz bir hesap yoktur.
Batı dünyası şerefsiz bir siyaset güdeceğine, yani soykırım iddialarını geriye yürüteceklerine, daha kanı kurumamış Karabağ soykırımını, Bosna soykırımını tanıyabilirler ve mazlum insanların yanında yer alabilirler.
Fakat bu mümkün mü?
Ne mümkün! Ne mümkün!
***
24 Nisan nedir? 24 Nisan 1915’te Osmanlı yönetimi bir genelge yayınlıyarak Hınçak, Taşnak vb. Ermeni komitelerinin kapatılması, belgelerine el konulması, liderleri ile zararlı faaliyetleri bilinen Ermenilerin tutuklanması ile bulundukları yerlerde kalmaları mahzurlu olanların Anadolu’nun iç vilayetlerinde gözetim altında tutulmaları talimatını vermiştir...
İşte bu genelge dünyaya sanki soykırımın başlangıç günü gibi kabul ettiriliyor!