Şişman kadını beklerken
Avrupa kupaları sonrası lig maçları zordur. Fiziksel ve mental yorgunluk çöker takımın üstüne. Galatasaray’ın dün üzerindeki ağırlığı buna kolaylıkla yorabilirdik, tabii Avrupa kupaları başlamadan önceki deplasman performanslarını bilmeseydik! Galatasaray’da değişen bir şey yok, bunun Avrupa dönüşü yorgunluğuyla hiç ilgisi yok. Galatasaray aynı Galatasaray; ağır, temposuz, maç seçen...
Ankara’da dün öyle düşük tempolu bir ilk yarı izledik ki, biraz uyku bastıranı derin uykuya daldıracak kadar sakindi. Mariano’nun rakibin sırtına vurduğu an dışında aksiyon pek yoktu, bir de arada bir gelen ve uzaktan şutlarla Muslera’nın koruduğu kaleyi yoklayan Gençlerbirliği atakları dışında. Atletik bir görüntüde olan ev sahibinde takım kalitesi, Galatasaray’da da atletik görüntü yoktu. Hal böyle olunca ortaya ‘orta oyunu’ çıktı.
Galatasaray; Falcao, Luyindama ve Lemina’yı getirmemişti. Maç öncesi Seri de rahatsızlanınca nostaljik bir figür olarak kadroda kalan Selçuk’a kaldı orta saha. Şaşaalı dönemlerini geride bırakan ve tempo sorunu yaşayan Selçuk, zaten ağır oynayan Galatasaray’a sürat katmaktan, oyunu hızlandırmaktan uzaktı. Belhanda da gününde değildi. Hal böyle olunca iş kanatlara kalmıştı ama bu bölgelerdeki sorun da aynen devam ediyordu.
Feghouli ‘Terim kontenjanı’ndan oynuyordu ama o kadar etkisizdi ki Terim bile bir noktaya kadar tahammül etti, yerini Jimmy Durmaz’a bıraktı. Solda ise Babel bireysel takılmaya devam etti ama oyun iştahı ile Galatasaray’ı ileride tutan tek isimdi. İleride Andone ise Diagne ve Falcao’nun kaderini paylaşıyordu. 37C bekleyen otobüs yolcusu gibi durakta boş boş vakit öldürdü.
Sahadaki oyunu hızlandırmak isteyen Fatih Terim, Jimmy Durmaz’dan sonra Adem Büyük’ü de sahaya sürdü. Bu gençlik takviyesi Galatasaray’ı biraz hareketlendirdi. Ancak takımın ileri çıkması hızlı atakları ile Gençlerbirliği’ne fırsatlar verdi. Bu anlarda ise bu senenin emniyet sübabı Muslera devredeydi. Muslera için genç ve tecrübesiz rakibin geliştirdiği atakları durdurmak çok da zor olmadı.
Sonuç olarak Galatasaray’da değişen çok fazla bir şey yoktu. Düşük temposu ile rakip kilidi aşmaktan uzaktı. Derler de “Şişman kadın sahneye çıkmadan opera bitmez.” Sanırım assolistler Feghouli, Belhanda ve Falcao sahne alana kadar bu vasatlık devam edecek.
Son bir söz: Belhanda’nın 90+1’de düşürülmesine penaltı çalmamak, pozisyonu VAR’da görmemek basit bir hatanın ötesi gibiydi.