İki takım da kalecilere takıldı
Fenerbahçe önemli bir değişim süreci yaşayan; başkanından, hocasına, kadrosuna ve daha önemlisi zihniyetine kadar her şeyini değiştiren, değiştirmek isteyen bir kulüp. Her değişim gibi zamana ihtiyacı var ve her büyük kulüp gibi o zamanı beklemek istemeyen bir taraftar kitlesine sahip. Eleştiriye bunu söyleyerek başlamak gerekiyor.
UEFA denetimi nedeniyle kadrosundaki değişim sürecini istediği gibi yürütemeyen, formasına göğüs reklamını bile daha yeni bulan Fenerbahçe’nin kendisini bulması da biraz vakit alacak gibi görünüyor.
Fenerbahçe, Sivas’a çok önemli eksikliklerle geldi. Üç kadro dışına iki genç oyuncu eklenmişti. Ardından milli takımından geç dönen Benzia ve sakatlığı bulunan Slimani getirilmedi Sivas’a. Şener-Hasan Ali ikilisinin bek, İsmail Köybaşı’nın ofansif görev üstlendiği Fenerbahçe’de yüzde 7’lere kadar düşen isabetli gol vuruşu oranını tersine çevirmesi için Soldado da sahadaydı dün.
Futbol kalitesi ve temposu düşük bir ilk yarıya tanık olduk. Bu 45 dakikada kalecilere neredeyse hiç iş düşmedi. Tek net gol pozisyonu, Frey’in karşı karşıya pozisyonda topu üstten dışarı atmasıydı.
İkinci yarı ise bambaşka bir futbol vardı sahada. Üç puan için oynayan, gol arayan iki takımın yükselttiği tempo, futbol kalitesini de beraberinde getirdi. Maç bir o takıma, bir bu takıma gidip gelmeye başladı. Sivasspor’da Muhammet Demir ve Robinho; Fenerbahçe’de Frey, Soldado peş peşe pozisyonlar üretmeye başladı. Maçı atanın kazanacağı havasına sokan bu süreçte iki takımın kalecileri Tolgahan ve Harun müthiş kurtarışlarıyla skoru tutan iki isim oldu. Mehmet Ekici’nin girmesi ise maçın dengesini Fenerbahçe lehine değiştirdi. Ekici’nin direkten dönen topu bu üstünlüğün skora yansımasına izin vermedi. Uzun bir aradan sonra görkemli bir dönüşün izlerini veren Ekici’nin sakatlanması sadece onun değil, Fenerbahçe açısından da talihsizlikti.
İlk yarısında uyutan, ikinci yarısında göz kırpmaya bile izin vermeyen maçtan geriye kalan, Soldado’nun 3 net pozisyonu kullanamaması, Ayew’in geldiği günden beri en kötü performansını sergilemesi, Eljif’in bir lider olarak yavaş yavaş ortaya çıkmaya başlamasıydı.