Havasını bulamayan takım
Fatih Terim, Hatayspor maçındaki kadro tercihleri ile şaşırtmıştı. Dünkü Fatih Karagümrük maçında da sürpriz yapmaya devam etti. Sakatlıklar, Covid-19 nedeniyle takımdan uzak kalanlar vardı ama sahaya çıkan 11, birçok kişinin aklından geçen 11 değildi.
Karagümrük’te de başta Biglia olmak üzere önemli eksikler vardı ama ilk yarıda ortada olan, başabaş bir mücadele vardı. Mostafa Mohamed’in Gedson’un nefis ara pasında attığı gol öncesi Babel’in elle oynamasının tespit edilmesi şanssızlıktı. Mısırlı golcünün yakın mesafeden bir kafa vuruşu da kaleci son anda çeldi. Bunlara Babel’in kaçan fırsatı da eklenebilir. Diğee kanattaki Oğulcan’ın performansı ile sezon başındaki çıkışının çok uzağındaydı. Emre Akbaba ise bildiğiniz gibiydi, maça ağırlığını koyamadı. Galatasaray’da Etebo, Taylan’ı aratmaya devam etti. Donk, yanında Marcao olunca daha rahat oynadı.
Karagümrük ilk yarıda Lens ve Ndao ile Galatasaray savunmasını zorladı. Direkten dönen top ve Muslera’nın kurtarışı Galatasaray’ı evinde yenik duruma düşmekten kurtaran şans dakikalarıydı.
İkinci yarı başladığında görüldü ki Galatasaray yine maça ağırlığını koyup alacak havada değildi. Sahada şampiyonluğa oynayan ve buna inanan bir takım görüntüsü yoktu. Maç düşük tempoda ve ortadaydı. Nitekim ilk gol de Ndao ile Karagümrük’ten geldi. Galatasaray için sezonun sonu olabilecek bu anı çeviren ise Babel oldu. Gedson’un Mostafa’ya attığı ama Mısırlı’nın yetişemediği topu kapıp şık bir gol atarak Galatasaray’ın teslimiyet bayrağını çekmesini engelledi.
Maçın heyecanını kulübeden, sıfır noktasından izleyen teknik direktörlerin tüm alanı gerçek anlamda yorumlayamadıkları iddia edilir. Fatih Terim cezası nedeniyle tüm alanı gördüğü tribünden maçı izledi ve sahaya müdahale etmek için 68 dakika bekledi. Etkisiz elemanlar Emre Akbaba ve Oğulcan’ı alıp Emre Kılınç ve Feghouli’yi sahaya sürdü. Bu hamleler de Galatasaray’ı ateşlemeye yetmedi. Gedson, Mostafa Mohamed, Babel’in gayretine, Feghouli’nin takviyesine rağmen Galatasaray vitesi bir türlü yükseltemedi. Buna bir de Donk’un kırmızı kartı eklenince Sarı-Kırmızılılar her maçın bir final olduğu haftalarda çok kritik kayıplar yaşadı, şampiyonluk şansını artık mucizelere bıraktı. Bu arada Lens’in Yedlin’i sakatlayan tekmesini görmeyen orta hakem ve VAR odasının Donk’un tekmesini yakalaması, bu sene çok ön plana çıkan çifte standart uygulamalarına bir örnek daha çıkardı. Bir çok pozisyonu süzemeyen Ali Palabıyık’ın 86. dakikada verdiği penaltı ve kırmızı kartın VAR’dan dönmesi de orta hakemliğin artık işlevini kaybetmeye başladığının başka bir göstergesiydi.