Fabrika ayarları
Galatasaray karşısında Kadıköy’de alınan farklı yenilginin altından kalkmak kolay değildi. Jesus, en önemli rakip karşısında alınan bu mağlubiyetin yaralarını sarmak için takıma dokunuşlar yapmıştı. Batshuayi’nin yanına Valencia’yı koymuş, Emre Mor ve Mert Hakan’a forma vermişti.
Maç başladığında görüldü ki Fenerbahçe geçen haftanın ağırlığını üzerinden atabilmiş gibi değildi. Ferdi yine müthiş oynuyordu, ona bu kez Emre Mor da katılmıştı ancak Fenerbahçe, sezon başındaki o özgüvenli, atak Fenerbahçe değildi. Sarı-Lacivertliler oyunu kontrol edemiyor, top bir o kalede bir bu kalede tehlike olarak beliriyordu.
Fenerbahçe’yi çok fazla pozisyon verdiği ilk yarıda oyunda tutan isim, son haftaların en çok eleştirilen ismi olan, hatta kendi taraftarı tarafından ıslıklanan Altay oldu. Sagal’ın karşı karşıya iki pozisyonunu çeldiği gibi takımın yenisi Samet’in de yer aldığı geçişken Fenerbahçe savunma hattının en sağlam kalesi olarak durdu.
Fenerbahçe, Jesus’un dediği gibi oyun sistemi gereği çok tehlike veriyordu ama asıl hedefi olan bol pozisyonu üretemiyordu. Oyunun başında Gaziantep FK savunmasının inanılmaz hatasından gelen ve Valencia’nın filelere gönderdiği gol dışında rakip savunmayı zorlayacak çok fazla pozisyon üretemiyordu.
Kendi takımı kadar rakibi de çok iyi tanıyan Erol Bulut, açık futboldan vazgeçmemesinin mükafatını ikinci yarının başında bulunan golle aldı. Skor gibi maç da ortadaydı. Jesus’un oyuncu değişikleri ve Sagal’ın kırmızı kartı, bir türlü kendine gelemeyen Fenerbahçe için bir fırsat yarattı. Portekizli hoca 4-4-2’nin kanatlarını ve santrforun birini değiştirip, Rossi- Lincon- King ile hücum zenginliği yaratmayı planlamıştı ama merkezden yeteri kadar top gelmiyordu. Jesus asıl sorunun sistem değişikliklerinin takımı sersemleştirdiğini göremiyordu.
Ancak ev sahibi ekibin 10 kişi kalması ve eksilen ismin en etkili hücum gücü olması maçın dengesini değiştirdi. Fenerbahçe, 11’e 11 sağlayamadığı üstünlüğü son 20 dakikada kurabildi. Lider Galatasaray’la puan farkının daha da açılmaması için üç puan gerekliydi ve Fenerbahçe baskısı arttıkça arttı. Jesus’un merkeze Arda Güler’i sokup Serdar Dursun’u da üçüncü santrfor olarak oyuna sokması maçı Gaziantep’in savunmaya çekildiği ve bir puanı korumaya çalıştığı eşit olmayan bir mücadeleye dönüştürdü. Nitekim bu büyük baskı uzatma dakikalarında sonuç getirdi, Valencia bu kez boş kaleye değil, usta işi bir vuruşla tabelayı değiştirdi.
Fenerbahçe kazandı ama 11’e 11’de şampiyonluğa oynayan bir takım gibi değildi, geçen haftanın yaralarını taşıyordu. Sarı- Lacivertliler yarışta kalacaksa bir an önce, 11’e 10 oyunda gösterebildikleri fabrika ayarlarına dönmeliler.