Falcao, Feghouli, Arda Turan, Emre Kılınç... Sezona fırtına gibi giren Galatasaray’ın rüzgarıydı onlar, dün ise kulübedeydiler. Ara transferin gözdesi Mostafa Mohamed de onların yanındaydı. Fatih Terim, son haftalarda enerjileri ve ‘kazanma hırsları’ ile öne çıkan Halil’e ve Kerem’e formayı vermişti. Bu tercihinin karşılığını da ilk yarıda aldı.  

Kerem’in ilk yarıdaki nefis hareketi, ayağı kaymasa golle sonuçlanabilir ve sezonun en güzel hareketleri arasına girebilirdi. Kerem, Galatasaray sağ kanadını vızır vızır işleyen bir otobana döndürmeyi başardı. Halil Dervişoğlu ise ilk yarı biterken attığı enfes golle neden yıldızların kulübede, kendisinin sahada olduğunu belgeledi. Kerem- Halil’in enerjisi Galatasaray’a iyi geldi. 

Gençlerbirliği ligde kalmak için en kritik maçlarından birine çıkmıştı ama kaderci bir hali vardı. Var gücü ile savaşan bir takım görüntüsü veremedi. Galatasaray savunmasını ilk yarı boyunca neredeyse hiç rahatsız etmedi. Başkent ekibi düşme stresi ile baş edemedi. 

Galatasaray maçın ikinci yarısına golle başlayarak oyunun kontrolünü tamamen ele geçirdi. İlk golü atan Halil’in kafayla indirdiği topa Emre Akbaba şık bir vuruş yaptı ve skoru 2-0’a taşıdı. Sarı-Kırmızılı takımda savunma en rahat maçlarından birini çıkartırken Taylan, Kerem ve Babel etkili futbolları ile dikkat çekti. Gedson ve Emre Akbaba orta sahayı kontrol edip topun takımlarında kalmasına önemli katkı sağladı.  

Sarı- Kırmızılılar VAR’a takılmasaydı maç boyunca sürdürdükleri üstünlüğünü Babel’in pasında yine Emre Akbaba’nın güzel bir tek vuruşuyla üçe çıkaracaktı.  

Sonuç olarak Galatasaray, çıkmadık candan ümit kesilmez dedi, şampiyonluk ya da en azından Şampiyonlar Ligi vizesi için mücadelesini sürdürdü. Sezon başında kadroyu tekniği yüksek yıldızlara dayalı  kuran Fatih Terim’in gençlere ve fiziksel güce dayalı bir modele geçmesi de ilginç bir deneyim oldu. Sürpriz olansa sezon içinde yaşanan bu radikal değişimin sonuç veriyor olmasıydı.