Atamayana atarlar
Galatasaray’a transfer olarak gelen ya da altyapıdan yüzlerce rakibini geride bırakıp A Takım’a yükselen biri o formayı hak ediyor demektir. Bir başka deyişle hak etmelidir. Bu nedenle Galatasaray (veya başka bir takım) için eksik söylemini doğru bulmuyorum. Sonuçla doğru bir kadro mühendisliği yapıldıysa ve sahaya 11 kişi çıkıyorsanız sorun yok demektir.
Dünkü maçın ilk yarısında da Falcao, Belhanda, Arda Turan, Omar, Luyindama, Babel gibi isimler yoktu ama 3. bölgede etkili olan, pozisyon üzerine pozisyon üreten bir Galatasaray vardı. Rakibine bir net pozisyon dışında şans vermedi, buna karşın ilk yarının mutlak hakimi oldu. Sakatlanıp devre arasında oyundan çıkana kadar Kayserispor kalecisi Lung’un çıkardığı tam 7 pozisyon vardı. Emre Akbaba, Feghouli, Diagne, Emre Kılınç, Rumen kalecisi ne yapıp etseler de geçemediler.
Galatasaray orta alanda çok paslaşan, oyunun yönünü kolayca değiştiren, rakip savunmanın boşluklarına girebilen etkili bir oyun sergiledi. Bu uyumlu takıma, maç tecrübesi yok denecek kadar az olan Oğulcan da bir süre sonra ayak uydurdu. Bu görsel şölenin tek eksiği goldü. Lung’un müthiş performansı ilk yarının golsüz bitmesinde en önemli etkendi ama Galatasaray’ın santrforunu yeterli kullanamaması da bir başka sebepti. Emre Kılınç’ın arka direğe indirdiği etkili serbest atışlar olmasa Diagne’nin top göreceği yoktu! Gerçi Diagne pas/ortaya boğulsa dahi tabelayı değiştirir miydi, o da belli değildi. İlk 45 dakikada kilidi o değil ama kafa vuruşu direkten dönen ‘joker’ Donk açabilirdi.
Galatasaray, Lung’un yerini İsmail’e bıraktığı zayıf rakibi karşısında ikinci yarı baskıyı daha da artırdı. Bu sezonun kendi adına belki de en hızlı futbolunu oynayan, bol paslaşan ve rakibi hataya zorlayan Galatasaray golü penaltıyla buldu. 61. dakikada Muğdat Çelik’in Linnes’e faulü hem Galatasaray’a penaltıyı getirdi, hem dd Kayserispor’u 10 kişi bıraktı.
Diagne’nin vuruşu kendi adına ligdeki ilk goldü. Bu aynı zamanda Diagne’nin Galatasaray’da son 12 golünün 8’inin penaltıdan geldiği istatistiğini karşımıza çıkardı. Yani Diagne gollük pas/ortayı yeteri kadar alamıyor, alsa da golü bulamıyor. Bu ciddi bir sorun. Fatih Terim, Diagne’yi ya pas/orta trafiğinin merkezine almalı ya da santrforsuz bir oyun modelini geliştirip ‘10 kişi oynamayı’ bırakmalı.
Tabii bir de oyuncu değişikliği tercihi var. Terim, skor rahatlığı olmasa bile maçı avucunun içinde gördüğü için 69. dakikada 3 değişiklik birden yaptı. Emre Taşdemir, Etebo ve Ali Yavuz Kol’u oyuna attı oysa aynı anda 3 değişikliğe takımlar hemen her zaman birkaç dakika alışamaz, aynı anda 3 değişiklik ikinci yarı başlangıçları dışında risklidir. Nitelik olmayacak şey oldu, o birkaç dakikalık alışma anında Donk topu hatalı bir kafa vuruşuyla rakibe doğru uzaklaştırdı, maça yeni giren ve müdahale etmesi gereken Etebo seyretti, Campanharo şık vurdu, Fatih hamle yapamadı, skor 1-1’e geldi.
Kedi- fare oyununa dönen, farka gitmesi beklenen maçın 1-1’e gelmesi Galatasaray’da şok etkisi yarattı. Takım bir 10 dakika kendine gelemedi. Ardından ise galibiyet için yüklenmeye başladı.
Dünkü maçın özeti; atamayana atarlar. Galatasaray böyle kolay maçları kazanamazsa şampiyonluk yarışının içinde kalamaz.