Zulmiyye’den Adliyye’ye Yenicami

Yıllar boyunca taşradan İstanbul’a ilk defa gelenler, şehri önce Harem İskelesi veya Haydarpaşa İstasyonu’ndan görürlerdi. İkinci durak hemen her zaman Eminönü Meydanı’ydı ve vapurdan inen her taşralı, İstanbul’un en karmaşık, en eğlenceli ve en hayat dolu çehresiyle Eminönü’nde karşılaşır ve büyülenirdi.

18-04/28/ekran-resmi-2018-04-28-230456.png

İstanbul’un tarihî siluetine ayrı bir anlam kazandıran ve Eminönü Meydanı’nı tezyin eden en önemli eser, hiç şüphesiz, bugün Yenicami diye bildiğimiz Valide Hatice Turhan Sultan Camii’dir. Her gün Eminönü Meydanı’na yolu düşen yüzbinlerce insandan acaba kaçı bu caminin bir zamanlar “Zulmiyye”, daha sonra bir süre “Adliyye” ismiyle anıldığını ve bu isimlerin verilmesine yol açan şaşırtıcı hikâyeyi biliyordur?

***

Sultan III. Murad’ın hasekisi Safiye Sultan, eşinin ölümü ve oğlu III. Mehmed’in tahta geçmesi üzerine Saray’da güçlü bir konum elde etmiş ve iktidarını temsil etmesi için Eminönü’nde bir cami yaptırmak istemişti.

O tarihte hayli sıkışık ve düzensiz bir Karay Yahudileri yerleşimine sahip olan Eminönü’nde bir kilise, bir sinagog, ayrıca çok sayıda dükkân ve ev bulunuyordu. Valide Sultan’ın arzusu üzerine Yahudi mülkleri yüksek bedeller ödenerek istimlâk edildi ve Koca Sinan’ın kalfalarından olan Mimar Davud Ağa, 1597 yılında işe koyuldu. Temel için kazı yapılırken zeminden bir değirmen döndürecek seviyede su çıkınca tulumbalar koydurup suyu tahliye eden ve başları kurşun kuşaklarla kaplanmış kazıklar çaktırarak caminin temelini atan Davud Ağa bir veba salgınında ölünce yerine Dalgıç Ahmed Ağa tayin edildi.

Ahmed Ağa, camiyi birinci sıra pencerelerin üstüne kadar yükselmiş, fakat III. Mehmed’in ölümü, Safiye Sultan’ın da Eski Saray’a gönderilmesi üzerine inşaatı durdurmak zorunda kalmıştı. Tarih 1603 olduğuna göre, Yenincami’nin temeli atıldıktan sonra birinci sıra pencerelere altı yılda ulaşıldığı anlaşılıyor.

On dört yaşında tahta çıkan Sultan I. Ahmed, Safiye Sultan’ın camiini tamamlamak yerine kendi camiini (Sultanahmet Camii) yaptırmayı tercih edince Yenicami yarım kaldı ve çevresinde zamanla yeniden Yahudi ağırlıklı bir nüfus birikmeye başladı. Zira bu bölge, İstanbul’un en hareketli ticaret meydanı, gümrük ve iskelelerin bulunduğu yüksek cirolu bir mıntıkaydı.

Yine de arsası “iki kat baha” ile istimlâk edilmiş bir yerde, bir padişah hanımına ait bir inşaat çevresinde nasıl olup da gecekondu benzeri bir yapılaşmaya izin verildiğini anlamak zordur. Evliya Çelebi’ye göre “On Mısır hazinesi” (geliri) sarfıyla atılan temelin kalıntısı, o günlerde bu yüzden “Zulmiyye” diye anılıyordu.

İnşaatın durdurulmasından tam elli yedi yıl sonra, 24 Temmuz 1660 tarihinde çıkan ve kırk dokuz saat süren korkunç bir yangın, Eminönü’nden Tahtakale ve Mahmutpaşa’ya, Süleymaniye ve Ağakapısı’ndan Kadırga’ya kadar, neredeyse bütün Suriçi’ni kül yığınına çevirmişti. Yeni padişah IV. Mehmed, o tarihte sekiz yaşındaydı ve annesi Hatice Turhan Sultan onun adına hüküm sürüyordu. Bir gün yangın yerini gezen Turhan Sultan, Bahçekapısı civarında küller arasındaki cami temelini görünce, Evliya Çelebi’nin tabiriyle, “Tiz bu esâsın itmâmına adl ile mübaşeret olunsun” diyerek kendi servetinden beş bin kese tahsis etti.

Yenicami’nin inşasına, 1661 yılında Mimarbaşı Meremmetçi Mustafa Ağa’nın sorumluluğunda yarım kalan duvarlarından bir sıra taş sökülmek suretiyle yeniden başlandı ve sonunda cami tamamlanarak 30 Ekim 1665 tarihinde kılınan cuma namazıyla ibadete açıldı. Evliya Çelebi diyor ki: “Cami evvelden Zulmiyye idi, şimdi Adliyye oldu.”

***

İstanbul’u hem mahveden, hem de yeni bir çehre kazanmasını sağlayan 1660 yangını, Kenan Yıldız tarafından başta arşiv kaynakları olmak üzere ulaşılabilecek bütün kaynaklar kullanılmak suretiyle ele alındı. Geçen yılın ortalarında Türk Tarih Kurumu tarafından yayımlanan ve “Vakıflar, Toplum ve Ekonomi” alt başlığını taşıyan 1660 İstanbul Yangını ve Etkileri isimli eserin birinci bölümünde 1660 yangını ayrıntılı bir şekilde anlatılıyor. İkinci bölümde istimlâklerle ilgili ihtilaf ve anlaşmazlıklar, yeniden inşa süreçleri, bunların hukuk vasıtasıyla kayıt altına alınarak çözüme kavuşturulması, ayrıca kilise ve sinagogların tamiriyle ilgili meseleler üzerinde durulmuş. Üçüncü bölümde yangından sonra vakıfların durumu, Osmanlı hukuk tarihinin çetrefil konularından biri olmakla beraber yangınlar sebebiyle ortaya çıktığı kabul edilen “icareteyen” meselesi tartışılıyor.

Yenicami ve külliyesinin yangından sonraki karmaşık inşa süreci, Kenan Yıldız’ın eserinde dördüncü bölümün konusudur. Bu bölüm, Yenicami’nin yangından sonraki inşa sürecine ışık tuttuğu gibi, bu süreçte Eminönü bölgesinde uygulanan iskân politikası sebebiyle Lucienne Thys-Şenocak ve Marc David Baer gibi araştırmacılar tarafından ortaya atılan bazı tezlere bir cevap ve reddiye mahiyeti taşıyor.

Kenan Yıldız’ın çok önemli bilgilere ve sonuçlara ulaştığı bu önemli eserini İstanbul tarihine ve kültürüne meraklı bütün okuyucularıma hararetle tavsiye ediyorum.

***

Yenicami Külliyesi, cami, hünkâr kasrı, arasta (Mısır Çarşısı), türbe, dârülkurrâ, sebil, çeşme ile sıbyan mektebinden oluşuyordu. Daha sonra kütüphane, muvakkithane, türbe ve çeşmeler ilâve edildi. Dış avluyu çevreleyen surlar ve bu surların etrafında zamanla çoğalan dükkânlar, on dokuzuncu yüzyılın ikinci yarısında Galata Köprüsü yapıldıktan sonra artan trafik sebebiyle yıktırılmıştı. Avlu, cami ile çarşının arasından yol geçirilerek ortadan kaldırılmış, 1904 yılında da türbenin yanındaki avlu kapısı ve sıbyan mektebi yıktırılmış, böylece külliyenin bütünlüğü bozulmuştur.

İstanbul’un şüphesiz en güzel camilerinden biri olan Yenicami ve cıvıl cıvıl Eminönü, insana yaşama hazzı veren mekânlardır. Bu yazıyı okuduktan sonra Eminönü’ne gidip Yenicami’nin bu heyecan verici hikâyesini düşünerek güvercinlere yem verecek okuyucularıma aşk olsun!

YORUMLAR (5)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
5 Yorum