Ya Türkistan neden ağlar

tepesinde tek Allah toplusunda tek mermi Uygur Türkü bir bebek farlara bakan kedi çıldırmış uğultuda duyuyorlar apaçık işiteni olmayan kamçı gibi sesini sen şiir sanıyorsun kan geliyor ağzından Süleyman Çobanoğlu

Doğu Türkistan’da Çin zulmü dur durak bilmiyor. Geçtiğimiz günlerde Almanya merkezli Deutsche Welle (DW) televizyonu Çin’in Doğu Türkistanlı Müslümanlara uyguladığı zulmü anlatan detaylı bir haber yayımladı. DW’de yer alan haber, Çinli yetkililerin toplama kamplarında asimile etmek için tuttukları Müslümanlara 75 suçtan oluşan bir liste verdiği ve tutsakların bu suçlardan birini zorla seçmeye zorlandığını gösteriyor.

Bir Uygur kadını elindeki fotoğrafa bakıyor. Fotoğrafta yüksek çitlerle çevrili bir bina öbeği görünüyor. İşaret ettiği bir binada, hukuki bir dayanağı olmayan, yargılanana savunma imkânı dahi tanınmayan göstermelik “mahkemelerin” bulunduğunu anlatıyor. Ağlamaya başlıyor...

* * *

Türkistan uzak bir diyar gibi görünüyor gözümüze. Ama aslında taşıdığı ve temsil ettiği anlam itibarıyla bize çok yakın olması gerekiyor. İslam medeniyeti içinde şekillenen özgün Türk kültürünün beşiği bu topraklar.

Doğu Türkistan Türklerin ilk İslam’la şereflendiği ata yurdu. Divânu Lugâti’t-Türk’ü kaleme alan Kaşgarlı Mahmud’u, Kutadgu Bilig müellifi Balasagunlu Yusuf Has Hacib’i yetiştiren topraklar. Bu coğrafyada 50 milyon Müslüman Türk yaşıyor. Fakat iki yüzyıldır Çin emperyalizminin egemenliği altında. Bu süre zarfında iki defa (1933 ve 1944) bağımsız devlet kurduk. Ama her ikisi de çok kısa süre içinde Çinli işgal güçleri ve Rusya tarafından yıkıldı. Son elli altmış yıllık komünist dönemde ise sistemli bir asimilasyon politikası yürütülüyor; bölge Çinlileştirilmeye çalışılıyor. Çinlileştirmenin yöntemi ise basit: Doğu Türkistan ahalisinin İslami kimliğini ortadan kaldırmak.

* * *

Tarihî Çin coğrafyasına dahil olmadığı Doğu Türkistan adlandırmasından da belli olan ‘Sincan özerk bölgesi’nde Çin uzun zamandır bir etnik temizlik programı uyguluyor. Bir taraftan -en büyük kısmını Uygurların oluşturduğu- Müslüman Türk toplulukları Çin’in iç bölgelerine sürmeye ve asimile etmeye bir taraftan da bu bölgeye Han Çinlilerini yerleştirmeye yönelik bir demografik dönüşüm gerçekleştiriliyor. Yarım asır öncesine kadar sembolik bir Çinli nüfusun yaşadığı bölgede bugün itibarıyla Türk ve Çinli nüfus oranları neredeyse başa baş hale gelmiş bulunuyor.

Çinliler bu etnik temizlik çabasıyla da yetinmiyorlar. Doğu Türkistan’da yaşayan insanlar üzerinde her alanda çok ağır baskılar uyguluyorlar. En başta da dinî hayat üzerinde...

50 milyon Müslüman Türk’ün yaşadığı Doğu Türkistan’da Çin’in zulümleri de bugünlerde iyice artmış vaziyette, tam bir etnik temizlik ve katliam yaşanıyor.

* * *

Çin, 1949’dan bu yana işgali altında tuttuğu Doğu Türkistan’da Müslüman nüfusu gözetim altına almak ve bastırmak için son yıllarda toplama kampları ve hapishanelerden oluşan binalar inşa ediyor.

Uydu görüntüleri, Doğu Türkistan’da inşa edilen ve içinde yüz binlerce Uygur Türkünün tutulduğu toplama kamplarının son bir yılda tam 3 katı büyüdüğünü ortaya koyuyor.

Yaklaşık iki milyon kişi toplama kamplarında bulunuyor. Çin Komünist Partisi, birçok Doğu Türkistan Türkünü, ülkenin değişik bölgelerinde kölelik koşullarında işçi olarak zorla çalıştırıyor. Binlerce sahipsiz Uygur çocuk ise Çin’in çeşitli çocuk kamplarında bulunuyor.

Uygur Türklerine yapılan insanlık dışı uygulamaları sadece sosyal medyada yapılan paylaşımlardan takip edebiliyoruz.

Çin, 2014 yılından itibaren “teröre karşı halk mücadelesi” adı altında yeni bir terör süreci başlattı. Uygurlara yönelik kültürel ve dinî kısıtlama ve baskılar giderek hız kazandı.

Uygur Türklerinin dinî vecibelerini yerine getirmelerine izin verilmiyor.

İşgalci Çin yönetimi İslam’ı devlet için tehdit olarak görüyor. Doğu Türkistanlılar da tam da bu yüzden İslam’dan uzaklaştırılıyor ve yasak üstüne yasak konuyor.

Çin, açık açık, Doğu Türkistanlılara “ya yok olacaksınız ya da bizim gibi dinsiz imansız Çinli olarak yaşayacaksınız” diyor.

70 yıldan bu yana bitmeyen zülüm, her geçen gün daha da sertleşiyor.

Tutuklanan ve gözden kaybolan insan sayısı günden güne artıyor.

Doğu Türkistan’da şu an hiç kimsenin can ve mal güvenliği yok. Her gün binlerce genç hepse atılıyor ya da öldürülüyor. Keyfi tutuklamalar, yargısız infazlar devam ediyor. Doğu Türkistanlılar ‘ne zaman evime baskın yapılır’ korkusuyla yaşıyorlar.

Onlar dinî inanç, kültür ve medeniyetlerini korumak için Çin’in yasaklarına uymadan haklı oldukları davada can ve mallarını feda ederek varlıklarını sürdürmeye çalışıyorlar.

Çin, Doğu Türkistan’da suç işliyor, dünya sessizce seyrediyor.

Çin katliamlarına devam ediyor. Türkiye ve dünya daha ne kadar sessiz kalacak orada yaşanan katliamlara?

* * *

Doğu Türkistan, ata yurdumuz. Kaşgarlı Mahmud’u, Balasagunlu Yusuf Has Hacib’i yetiştiren topraklar. Çin’in Doğu Türkistanlılara karşı yürüttüğü mezalim İsrail’in Filistin’de yaptıklarından daha hafif değil. Onlar büyük ölçüde Türkiye’nin ve Müslüman dünyanın tepkisizliğinin kurbanı.

Son bir not:

Doğu Türkistan’daki zulmü gündeme getirince “bu ABD’nin işine geliyor” diyorlar. Doğu Türkistan’daki Çin zulmünün boyutu ve derinliği, öncülüğünü Perinçekçilerin yaptığı ABD karşıtlığına kurban edilemeyecek kadar derin bir insanlık problemidir.

YORUMLAR (23)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
23 Yorum