İsmet Özel
Hasan Aycın’ın yıllar önce İsmet Özel’e adadığı bir çizim vardır. Dört bir taraftan eller İsmet Özel’i çekiştirip durur. Aradan yıllar geçtikten sonra durumun çok da değişmiş olduğunu söyleyemeyiz.
Ben kitabın ortasından konuşmak istiyorum.
***
Yeryüzünde ilimle, sanatla elde edilen şandan daha yüksek ne var? İsmet Özel bunların her ikisine de kimsenin tereddüdüne mahal kalmayacak bir netlikte sahiptir. O ahir ömründe ‘deli gömleği’ giydirilmeyi göze alacak bir keskinlikte hakikati savundu. Özel’de hakikat, Türkiye’nin kendisidir çünkü Türkiye, Müslümanlığımızın tecessüm ettiği yerdir.
***
Siz ‘I am a American Muslim’ diyebilecek bir tavra yakınsanız, o kafa konforu sizi gavurun şerrinden koruyacaktır. Kafa konforu, Türkiye aleyhine düşünmeye başladığınız an, o başlayan şeye verebileceğimiz isimdir.
***
Kim ne derse desin, zihnimiz kirlenmiş durumdadır. Gideceğimiz istikamet belirgin değildir. Düşünce adamlarımızdan kime güvenebiliriz? Liberallere mi, dünya vatandaşlığına heveslenenlere mi, etnik kimlik davasını güdenlere mi?
***
Biz ki İslamcılık davasıyla bir şeyin peşindeydik; ömrümüzü, bizden evvelkiler de ömürlerini bu uğurda hasretti. Biz uzun bir yol gittik ve şimdi bir yere geldik ama şu bir gerçek ki ne tam nereden geldiğimizi hatırlıyoruz ne de geldiğimiz yerin varmamız gereken yer olup olmadığını tam biliyoruz.
Nereden geldiğimizi az çok hatırlıyoruz da biz tam olarak neyin peşindeydik?
İslamcılık hep bir karşı koyuşa ayarlı... Sistem ne yaparsa, biz de ona mukavemet ederiz. Peki neden? Bizim sisteme kendimizden bir çift sözümüz yok mudur? Söz kime ait?
***
İsmet Özel, “neyi kaybettiğini hatırla” diye soran adamdır.
Özel, İslamcılığın handikaplarından fersah fersah uzaklaşıp, ‘Türkleşerek,’ Türk milleti olmamızı salık vermektedir çünkü Türk milleti sistemin başına beladır.
***
Üç mesele daha var: Fethullah Gülen, Kürt meselesi ve Arap Baharı.
Şunları söylemiş Özel:
“Fethullah Gülen Türkiye’ye dönse de dönmese de (dönemese de) vaftiz olmayacağım.”
“Dinlerarası diyalog kafir tezgahıdır.”
“Fethullah Gülen’le aynı dinden değilim.”
***
Kürt Meselesi... Ne istiyor etnik dava güdenler? Kavimlerinin öne çıkmasını mı? Anadilinde dünya çapında bir varlık göstermeyi mi? Folklorumuz ne kadar da farklı demeyi mi? Tam olarak neyi istiyorlar? Tamam, bu sorular romantize edilerek cevaplandı diyelim, peki neye karşılık? Neyin geriletilmesini göze alarak? Ne ile çatışarak? Bunlar madalyonun bir yüzü... Madalyonun öbür yüzünde Amerika yok, İsrail yok, Alman yok. Yalnızca Türk var Türkiye var. Hesabın en büyüğü Türkle.
***
İsmet Özel Türkiye’nin bugün çok daha iyi anladığımız kıymetinin yaşaması, güç toplaması için, bize tek millet olmayı teklif ediyor.
Tek millet olacaksak, zihnimizin mahalli rezervlerden arındırılması gerekiyor. Bakmayın gavurun ters propagandasına, bunun en iyisini de onlar yapıyor. Hiç kuşkusuz teklikte kuvvet vardır.
***
Bir de tabii Arap Baharı var(dı.) Arap Baharı günlerinde aleyhte tek çift söz, belayı üstümüze çekmek demekti ama Özel o günlerde “İslam topraklarında iyi şeyler oluyor diyen kafirdir” diyordu. Geçtiğimiz birkaç sene içinde milyonlarca Müslüman öldürüldü, İslam şehirleri yok edildi ve her şeyden evvel Müslüman haysiyeti hiç bu kadar taciz edilmemişti. Ben Özel’in söylediklerinin ciddiye alınması gerektiğini düşünüyorum.
Evet, İslam topraklarında iyi şeyler olmuyor.
***
Türk düşüncesinin (ve dahi sanatının) hayatta olan, güzide, varlıkları nefes aldıran büyük isimlerinin herhalde en önde geleni İsmet Özel’dir. Allah kendisine uzun ve bereketli bir ömür ihsan eylesin. Ben İsmet Özel’i seven, Türk düşüncesine kendisini hasretmiş Teoman Duralı, Fatih Mehmet Şeker ve dostum Ömer Beyoğlu gibi nice güzel, kıymetli isimler tanıdım, Allah onlara da uzun ömürler versin, eksikliklerini göstermesin.
Bitmedi, devamı haftaya nasipse.