İçimizde bir kandil
Hemen her gün sorular sorar, cevaplar arar, bir şeyler kurcalar, yürüyüşü ve arayışı sürdürürüz. Bu çabadır bizi yaşatan, aynı çabadır, aynı derttir kendimizi yontan, içimize yolculuğa çıkaran.
Kendimizi ararız, içimizde kandillerle.
Tükenir mi ışığı kandilin?
Kendi içinde yürüyenin tükenir mi ışığı?
***
Biz geçip gidenleriz.
Geçip giderken dilek tutmamış, heves etmemiş, kül olmamış, kanat takıp uçmamış, taklitçi bir ağızla gevezelik etmişlerden değiliz.
Çünkü insan kuş olur uçar, dağ olur dayanır, insan olur seçer. Seçen insana seçtiğinin kaderinden pay verilir.
Işığı, aydınlanmayı seçen nur olur.
***
Kalıcı olduğumuzu düşünürüz âlemde. Sahnede fazladan kalma isteğimiz vardır. Bu istek insanın bir süre sonra gerçek sanacağı bir oyuna kanmasına sebep olabilir.
Bu oyunda kalıcı olduğumuzu düşünüyor, her boşluğu doldurmak, her şeye bir ad takmak, her yere yetişmek istiyoruz.
Oysa biz yol kenarı bir hanız. Sahnede değiliz. Geçip gidenleriz, üzerinde konaklanan, ağırlayan, ağırlananız.
***
Haller giydirilir üzerine. Halden hale geçersin. Esvap değiştirirsin. Nedir son giyeceğin esvap?
En son kimi seyre dalarken öleceksin? Vakit kısa.