Hayret!
Hayret duygumuzu yitirdik...
Bu yüzyılın insanlığa hediye ettiği en önemli ruh halini yaşıyoruz: Hayret etmemek; alışmak, kanıksamak, kabullenmek, aman bana ne demek, suya sabuna dokunmadan yaşamak…
Bu yüzyılın insan tipi, bu kelimelerle kendini ifade ediyor artık.
***
Modern hayatın özellikle teknolojik devrimle birlikte bize enjekte ettiği; her şeyin “olabilirliği,” her şeyin “mübahlığı,” her şeyin “meşruluğu” anlayışı ve yaşama tarzı yepyeni bir insan tipi açığa çıkardı.
Hayretsiz, kutsalsız, umutsuz...
Modern insan hayretini kaybetmiştir. Tanrıyı öldürmüş, çıkarmıştır hayatından.
“Tanrı yoksa her şey mubahtır,” önermesinin sonuçlarını yaşıyor yeni bin yılın insanı.
Tanrıyı öldürenlerin kutsallara ihtiyacı yoktur. Umuda da ihtiyacı yoktur. Umutsuz yaşayabilir. Umutsuz yaşadıkça umursuzlaşacaktır.
***
Umudu ve umuru olmayan insan vardır artık. Seyreden, seyrolununan adamların dünyasıdır bundan böyle yaşanılan hayat. Hayat bir seyir zevkidir. Yaşam yaşanmamışlıktır: “Farzedilen,” “velev ki,” “güya” denilendir.
İşin sırrı çözülmüştür.
Gerçeğe vakıf olunmuştur.
Aramak yok artık, bulduk her şeyi...