Hangi yolun sonuna çıkmak istersin?
Nedir bizi böyle çepeçevre saran? Zihnimizi kuşatan, bizi biz olmaktan alıkoyan nedir?
Bir yarış içindeyiz. Ekranlara, vitrinlere bakmaktan içimize bakmaya vakit bulamıyoruz.
Vakitlerimiz yarışlara ayarlı. Elimizde irili ufaklı taşlar, en uzağa taş atma yarışındayız. Taşı en uzağa kim fırlattı? En iyi fırlatan kim? En büyük taş kimde? En son kim fırlattı?
Gönülden değil attığımız taş.
***
Onca gevezeliğe ve kepazeliğe alışmış seslerimiz şimdilerde sadece bir takım düşünceleri kuru kuru savunmaktan öteye geçemiyor.
Her gün yeniden arınmayı bekler ruhumuz.
Merhem ararız yaralarımıza. Her düşüşe düşüş, her yaraya yara demeyiz. Yara hakikiyse şifası, merhemi vardır.
***
Her şeyin karşılığını hemen beklediğimiz bir dünyaya surat assın gönül.
Şunun şurasında hikmetten ve nimetten, helalinden ve samimisinden kaç anımız var? Hakiki ve gösterişsiz yaşamak olsun sızımız. Kurşuna atlamak değildir cesur olmak, kurşun sıkanı kucaklayacak kollarımız olmasıdır. Can sıkacak zehirli sözlere değil, merhametli gözlere ihtiyacımız var. Hakiki ve gösterişsiz gönle ihtiyacımız var.
***
Zansız yaşayan. Gönülden. Gönlünü ve düşüncelerini yıkayan. Hayatını sergilemekten vazgeçen... Verdiklerini gizleyen, gizlediklerini unutan, biriktirdiklerini döken... Saman altından yürüttükleri için mahcup olan... Her hataya bir insan silerken, her hatanın da insanı insan ettiğini yaşam sayfasının bir kenarına not eden…
***
Bütün yollar bir sona çıkar dostum. Sen hangi yolun sonuna çıkmak istersin?