Büyük Çerkes sürgünü

"Biz özgür doğduk, özgür kalacak ve özgür öleceğiz." Şeyh Şamil

Samsun’da üniversite hocası arkadaşım anlattı. Suriyeli bir öğrencisi elindeki deftere Arapça bir şeyler yazar. O yazıyı gören arkadaşım sözün anlamını çözmeye çalışır. Arapça bilen bir arkadaşına gösterir. Defterde “Vatan anne gibidir” yazmaktadır.

Sözü Kafkasya’ya ve Çerkes sürgününe getirmek istiyorum.

Kafkasya denince aklımıza ne gelmeli? Benim aklıma ilk gelen, büyük Kafkas mücahidi Şeyh Şamil. Sonra, Kafkas halklarının onurlu direnişleri… Sonra, 1864 Büyük Çerkes Sürgünü.

“Sürgün” mutlaka yazılmalı, konuşulmalı, hep gündemde tutulmalı.

Kafkasya’nın kadim halkı Çerkesler, Rusların yayılmacı politikasına hep karşı durdu, hep özgürlük mücadelesi verdi. Ömürleri Ruslarla mücadeleyle, savaşla geçen halk Çerkesler.

Bu savaşların en uzun ve acımasız olanı 1763-1864 yıllarında süren Rus-Kafkas Savaşları’dır.

Yüzbinlerce Kafkasyalının bu savaşlarda öldüğü tahmin ediliyor.

21 Mayıs 1864 ise Çarlık Rusya’sının Kafkasya’yı tamamen işgal ettiği yıl. 21 Mayıs 1864 tarihi, Çerkeslerin tarihleri boyunca başlarına gelebilecek en vahim hadisenin başladığı tarih aynı zamanda.

Yüzbinlerce Çerkes vatanlarından kopartılıp Osmanlı topraklarına gönderildi. “Büyük Çerkes Sürgünü”yle iki şeyi hedefledi Rusya. İlki, kendi halkına dünyanın en verimli arazilerini vermek. İkincisi, sürekli savaşan ve hiç güvenmediği bir toplumu o topraklarda barındırmamak.

Dağlardan, vadilerden, köylerden, kasabalardan kopartılıp düzlüklere, bataklık ovalara sürülen yüz binler, ölüm yolculuklarından geçerek Osmanlı ülkesine sığındılar. Büyük Kafkasya, Kafdağı’nın ardındaki bir masal ülkesine dönüştü.

Çarlık Rusya’sının “etnik temizlik” kararıyla 1,5 milyon civarında Çerkes, yurtlarından kopartılarak Tuapse, Soçi ve Sohum limanlarından köhne gemilerle Osmanlı topraklarına gönderildi.

İnsanların yaklaşık üçte biri yollarda ve yerleştirildikleri bölgelerde, hastalık, açlık ve daha başka sebeplerle hayatlarını kaybetti. Osmanlı topraklarına ulaşabilenler, belli bir iskân politikası çerçevesinde, imparatorluğun farklı bölgelerine dağıtıldı.

Sürgün, Çerkes toplumunun sosyal yapısını derinden etkileyen sonuçlar doğurdu. Yani demem o ki, Çerkeslerin en acı, ama en az bilinen bu trajedisini bilmeden Kafkasya üzerine, dahası Çerkesler üzerine konuşmanız çok anlamlı değil.

Büyük Sürgün bilinmeden bırakın Kafkasya’yı, ortalama bir Çerkesi bile anlamanız zor. Bu vesileyle tüm şehitleri ve Kafkas-Rus mücadelesinin kahraman ismi Şeyh Şamil’i muhabbetle anıyorum.

YORUMLAR (39)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
39 Yorum