Uluslararası Terazide Eğitimin Hali

Dünya küresel köye dönüşünce herkes birbirinden haberdar olmaya başladı.
Eski çağlarda şatolar, kaleler, surlar kurarak kendine güvenli bir ortam oluşturma ihtiyacı hisseden insanoğlu 21. Yüzyılda artık köprüler kurarak iletişime geçme dönemini yaşıyor. Hatta 21. Yüzyıla iletişim çağı diyen bilim akademileri var. İletişim, doğru iletişim adıyla verilen seminerler, basılan kitapların sayısı da her geçen gün artıyor.
Hatta en iyi 2019 Oscar Film Ödülü’nü alan GREEN BOOK filminin de konusu iletişimdi.
İletişim o kadar hızlı gelişti ki bir anda dünyayı küresel köye dönüştürdü.
Mesafeler küçüldü. Hız arttı. Mailler, mesajlar saliselik hızla karşı tarafa ulaşıyor. Cevaplar aynı hızda geliyor. Merak merakı besliyor. Dünyada neler oluyor, biz dünyanın neresindeyiz, dünyada olanlar bizim için de bir ihtiyaç mı gibi sorular merakımızın soru işaretleri oluyor.
Dünyayı takip etmek, bilmek, dar kalıplarımızı kırmak, evrensel insan olmak kulağa hoş gelen sözler. Çağın ihtiyacı olan insan profili bu. Bu dönemde böyle olmak gerekir, diyor tüm kitaplar. Bizde kitabi olanın peşinde gitmeyi tercih ediyoruz.
Sonra dönüp geldiğimiz nokta: Uluslararası standartlara uygunluk belgesine dayalı terazide her şey değerlendirilip kabullendiriliyor.
Milli olanın geçerliliğinin olmadığı ölçüm.
Sayın Cumhurbaşkanımız her ne kadar dünya beşten büyüktür dese de dünyadaki uluslararası standartları aynı beşler olmasada yine hakim güce sahip başka beşler arasında yerini alan egemen güçler belirliyor.
Mermer üretiminden kitap basımına, elma yetiştiriciliğinden kitap içeriğine kadar uluslararası standartları küresel köyün egemen beşleri belirliyor.
Söyleyeceğimiz söz, satacağımız ürün, önereceğimiz çözüm, dile getireceğimiz sorun milli sınırlar dışına çıkınca doğruluğunu belirleyen standartlar aynı. Egemen güçlerin değer yargılarına uygun bir standartta kabulü değerlendirilen bir ölçüm.
Bu ölçüm eğitim için de geçerli. Eğitimin “milli” olması artık resmi evrakta yazılan bir belgenin ötesine geçmiyor.
Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, geçtiğimiz hafta “Okul Profili Değerlendirme Çalışması” tanıtım toplantısı düzenledi. Okullar arasında eğitim farkını giderip tüm okulları avantajlı duruma getirmek için yapılacakları anlattı.
Ziya Bey, milli eğitimin yanında dünya eğitimine de vakıf entellektüel bir insan. Okulların, idarecilerin, öğretmenlerin, öğrencilerin, velilerin hatta okulun sosyal çevresini de içine alan bir okul çalışması yapmış. Tüm okulları kendi şartları içinde değerlendirerek nitelikli hale getirmeyi, okullar arasındaki eğitim farkını giderip sınav baskısını, sınavlara olan talebi azaltmayı da amaçlayan bir çalışma.
Cumhuriyet tarihi boyunca ilk kez siyasi ve ideolojik değerlendirmelerden uzak, eğitimden yola çıkarak eğitimin yapısına uygun bir emek verilmiş. Ziya Bey’in tabiriyle “Her okulun MR'ı çekilmiş.”
Ziya Bey "Eğitimin temelinde bilim ve akıl vardır. Bizim de yaptığımız bilime ve akla yatırım yapmak.” “
“Çocuğa hakkı olanı uluslararası standartlarda veremezsek çocuğun hukukunu zedeleriz." sözleriyle haklı olarak dünya standartlarına uygunluk ile nihayetlendiriyor amacını.
Dünya pazarı kuruluyor. Dünya ekonomisine uygun insan yetiştirilme amaçlanıyor.
Bir adım sonrası “Türkiye ekosistemine uygun okullar” oluşturmanın çabası içinde kafa yormalıyız.
Ne diyordu merhum Neşat Ertaş:
“Bizim oralarda seni seviyorum denmez, kurban olurum sana denir.”

YORUMLAR (5)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
5 Yorum