Hayata karışalım
Havalar ısındı. Özellikle İstanbul’da yaz birden kapıya temmuz, ağustos sıcaklıklarıyla dayandı.
Dört duvar arası, barındırdığı herkese dışarı çıkıp hava al; güneşe, ağaca, böceğe bakmayı öneriyor.
Hayat kaçmadan hayatı yakala, diyor. İşten, güçten, dersten, sınavdan, laf yetiştirmekten başını kaldır; bir nefes al.
Ağacın nefes alış verişini içine çek. Göğün bulutlarını takip et, kelebeğin kanat çırparken kanatlarındaki naif zerafeti gör. Karıncaların toprağın altından çıkarak rızık arayışlarındaki azmi ufacık cüsselerine rağmen çabalarına şahit ol.
Serçe kuşlarının küçücük gövdesinden çıkan şen şakrak sese kulak ver. Kargaların seslerine herkesin şikayet olmasını bir kenara bırakıp karga doğada niçin var, karga bize ne mesaj veriyor sorusuna kendini muhatap kıl.
Taş duvarlardan, motor seslerinden, cadde ve sokak gürültüsünden insanın mayası olan toprağa adımlarını at.
İnsan mayası olan toprak ile temas insanın içinde sıkıntıyı, siniri emer. İnsanı ilk hal huzuru, fıtrat huzuru ile dinç kılar.
Ekranın gök, zeminin toprak olsun.
İradesini başkalarının vereceği kararlar doğrultusunda hareket eden on sekiz yaş altı gençler maalesef karantinada unutuldu.
On gün sonra LGS’ye girecek olan bir milyon sekiz bine yakın öğrenci var. Yaşları 13-14 arası. LGS’ye girecek öğrencilerin her gün dersten başını kaldırarak hayatı içine çekip nefes almaları lazım. Maalesef memleketteki kıylu kal gençleri unutturdu.
Eğitim bilimi, akademik çalışma yapan çocukların gün içinde bir iki saat dışarı çıkıp yürüyüş, egzersiz yaparak zihinlerini yeni çalışmalara hazırlamak için dinlendirmeleri gerektiğini yazar.
Eğitim bilimi alanına vakıf bir entellektüel olan Milli Eğitim Bakanımız Ziya Selçuk Bey öğrencilerin halinden en iyi bilen biri.
Sınavla öğrenci alan okulların kontenjanlarını yüzde 50 arttırdı. İlk kez yaklaşık 4.000’e yakın LGS denkliğinde soru yayınladı. YKS öğrencilerini de soru yayınlama konusunda ihmal etmedi.
EBA’da doğrudan LGS ve YKS’ye hazırlanan öğrencilere yönelik takviye dersler verildi. Sınav konuları yüz yüze görülen dersler ile sınırlandırıldı. Ziya Hoca gençlerin umudu oldu olmasına lakin sınava on gün kala LGS öğrencilerinin her gün üç saat izin ile dışarı çıkıp dinlenmeleri, yürümeleri hayatı içine çekmeleri ders çalışmak kadar zaruri olmasına rağmen gecikmiş bir tek başına çıkma izni verilmedi. Gecikmiş bir Ebeveynleriyle çıkma izinleri bir nebze de olsa rahatlatacak gençleri.
Ya Ziya Hocam bürokratik yoğunluktan 8. sınıfları unuttu ya da LGS velileri seslerini Ziya Hoca’ya duyurmakta gecikti. Çocuklarının mağduriyetini görmeyip durumu kabullendi veliler de. Bugünden tezi yok tüm LGS ve YKS’ye hazırlanan öğrencilerin her gün ders çalışmak kadar hatta ders çalışmaktan daha da kimi zaman önemli olan akşam yürüyüşleri yapmaları lazım. Cep telefonlarını, sanal ekran olacak her şeyi evde bırakıp doğanın seramonisine dahil olacak yürüyüşler yapıp, sohbetler edip hayata katılmaları lazım. Hayatı kaçırmamak. Yaşın gereği olan kahkahalarını geçtiği sokağa, caddeye, ağaca, çimene, toprağa duyurmak. Doğaya sesini duyurmak ve doğanın sesine de şahit olmak.
LGS ve YKS sadece bilgiye dayalı bir sınav değil. Bilenlerin birinciliğe oynadığı bir sınav da değil. Hayatı doğru yaşayanların üst sıralamalarda yerini aldığı bir sınav. Gözlerinin önünden geçen kuşu görmeyen öğrenci sayfadaki kelimleri de görmekte zorlanır. Doğanın sesine kulak verip doğa bize ne diyor sorusuna cevap arama sabrı göstermeyen gençlerin okuduğu sorunun anlamı konusunda sabırsızlık gösterip doğru şıkta karar vermez. Bastığı toprağın serinliğini hissetmeyen öğrenci bilmekte zorlandığı sorularda soğukkanlı davranıp çözüm odaklı duygu yönetimine de sahip olmaz. Ağaca sarılıp ağacın barındırdığı, ev sahipliği yaptığı karıncaları börtü böcekleri görmek için dikkatle sabretmeyen çocuklar sınavda da dikkat etmeyip dikkat hatası yapar. Sınavda sorulan soruları ya doğru okumaz ya şekli bir bütün olarak görmez ya işlem hatası yapar veya buna benzer yanlışlarla doğru şıkkın işaretini yakalayamaz.
Hayatı okumaktır her sınav. Sabrını ölçer genç dimağların. Karşısındakini dinleme sabrı göstermeyen öğrenci kısa yoldan doğru sonuca gitmek için yanlışı doğru görür. Sabır başarmanın, doğruyu bulmanın anahtarıdır.
İnsanın insana dokunmadığı, insanın insana yurt olmadığı hayatlarda hem ebeveyn hem o ebeveynin yetiştirdiği çocuk insanlık dersinde sınıfta kalır.
Hayatı salt sınav ile ders çalışmayla kısıtlamayalım. Serbestlik çıkmışken gençlerin elinden tutup onlarla hayat karışalım. Onların hayallerini emir cümlelerimize yer vermeden dinleyelim. Bırakın gerçekleşmesi imkansız hayaller kursunlar. Engel olmayalım kurmalarına. İnsan hayal ettikçe var olur hayatta.