“Evin -e hali”
Merhum şair Behçet Necatigil’in “Evin Halleri” şiirinin üçüncü dörtülüğü yazıma başlık olup kondu. Evet, Necatigil döneminde -e hali Türkçe müfredatımızda bir hal eki olarak vardı. Günümüzde ise dijital dilin iletişim adresi.
Dün sabah evlerde bir hareketlilik bir hareketlilik sormayın. Sanki ilk kez okul açılıyor. Okula yeni başlayan öğrencilerin velilerin heyecanı vardı. Ekranlar kontrol ediliyor, kumandalar elde, ilk çıkacak görüntüleye odaklı gözler. Uzun süredir evde kalan öğrencilerde can sıkıntısı.
Uzun süreli evde kalmak öğrencilerde arkadaşlarını, öğretmenlerini on line eğitim platformunda görme isteğini arttırmış. Hal bu olunca öğrencilerde heyecan, görme arzusu, can sıkıntısından kurtulma birbirini tetikliyor.
Uzaktan eğitimin “en”i MEB oldu. MEB kısa sürede birçok ders kanalını kısa sürede hazırlatarak eğitime donanımlı başladı. Sadece ders değil öğrencilerin sosyalleşmesine da ekran üzerinden katkı sağlama hazırlığı yapmış. Geldiği günden beri eğitime yatırım yapan Ziya Hoca insan yetiştirme odaklı eğitime ekranda da dokunuyor. Öğrenciye sadece bilgiye ihtiyacı olan bir insan olarak değil bir bütün olarak yaklaşıyor. Düşünce, duygu, davranış yönetimi konusunda hem öğrenciler hem öğretmenlere rehberlik yapıyor. Söylemleri hepimizin ihtiyaç duyduğu safra şifa mahiyetinde. Her şeye muhalefet eden, insan olma zeminini kaybetmiş birkaç kişinin eleştirisini saymazsak herkes çalışmaları takdirle karşılıyor. Tıpkı sağlık bakanımızın takdire şayan çalışmalarına paralel giden çalışmalar yapıyor MEB.
Ziya Hoca, ayrıca dün uzaktan eğitim ile bize Yunus Emre’yi yeniden anımsatıp Yunus Emre’yi eğitim dilinin öznesi haline getirdi. Yönümüzü kendimizden alıkoyup büyük hedeflere (!) yöneltmekten kendimizi ihmal ettiğimiz Yunus üzerinden ayna tutarak anımsattı bize.
Yunus sadece bir şair değil; her yaşta her insanın gönlüne şifa zerk eden gönül şifacısıdır. Türkçenin maden ocağıdır.
Yunus susunca hayat damarlarımızdaki kanın akışı kurur, medeniyet pınarlarımız kurur.
Devlet okullarında eğitim kalitesi özel okulların gerisinde olduğu her daim söyleniyor. Doğru değil de diyemeyiz. Bu iddia elbette her özel okul için geçerli değil. Lakin ekran başında uzaktan eğitimde özel okullar devletin gerisinde kaldı.
Hatta yüzyıllık vakıf okullarımız öğrencilerden yüz bin liralara yakın paralar almalarına rağmen eğitime yatırım yapmadıklarını uzaktan eğitim ile dün görüldü. Dün çok farklı durumlara da şahit oldum. Veli ve öğrencilerin gözünde marka değeri yüksek bazı özel okullar da öğrencilerinin gözünde uzaktan eğitimde sınıfta kaldı. Öğrencilerinin gözündeki hayal kırıklıklarına şahit oldum.
Bizde eğitim seviyesi yüksek bir veli kesimi var; yıllardır yüksek rakamlar verip hizmet aldığı ve eğitim kalitesinin düşük olduğunu bildiği halde ideolojik sebeplerden dolayı veya o markaya zihninde farklı bir anlam yüklediği için markayı eleştirme özelliğini yitirmiş. Halbuki en iyi veli okulunu eğitim verilerinden yola çıkarak eleştiren velidir. Okulun kendini yenilemesi içinde bir şans.
Büyük umutlarla uzaktan eğitim için geçtikleri ekran başına büyük bir hayal kırıklığı ile ekran başından kalkıp ekranı kapatan özel okul öğrencilerinin hayal kırıklıklarına farklı zamanlarda şahit oldum.
Cin şişeden çıktı. Eğitim dört duvar arasından çıkıp ekrana yansıdı. Uzun vadede dört duvar ile sınırlı eğitime değil de ekrana, veriye yatırım yapan okulların hizmet ve marka değeri aratacağa benziyor. Velilerin de evde şahit olduğu bu okullar gelecekte akademik seviyesi yüksek iyi insan yetiştirecektir.
Necatigil şiirin dördüncü kıtasına
“Evin -de hali saadet” ile başlıyor.