Eğri cetveller doğruyu çizemez
Bu hafta sonu 2 milyon 600 bine yakın öğrenci üniversite sınavına girecek.
Salgın döneminden beri okul yüzü görmeyen öğrenciler bir yanda diğer yanda ise kurs, özel ders ile sınavlara layıkıyla hazırlanan öğrenciler. Aynı kitapçığın terazisinde başarı teri dökecek. Mevcut durum, altta kalanın canı değerli değildir.
Artık adalet aramıyoruz sınavda. Bari bu kadar adaletsizlik olmasın diyoruz.
Buna rağmen üniversite sınavı yıllardır bir umut kapısına olmaktan geri durmuyor.
Eskiden üniversite sayısı azdı. Kontenjan fazlası lise mezunu öğrencilerden dolayı üniversite kapılarında biriken milyonlarca öğrenci olurdu.
Oysa günümüzde üniversitelerin sayısı çoğaldı. Hatta lise mezunu öğrenciden fazla üniversitelerin öğrenci kontenjanı var. Ancak sınava başvuru sayısında azalma olmuyor.
Üniversite öğrencilerin hayatında neden bu kadar önemli? Üniversite olmadan hayat damarı kesilmiş bir gelecek pompalana pompalana üniversite olmazsa olmazı oldu gençliğin.
Bir üniversite okuyup iş bulurum umudu. Ya da bir üniversite bitirdiği halde iş bulamayıp başka bir bölüm okuyup iş bulma şansını deneyen milyonlarca genç. Buna rağmen günümüz Türkiye’sinin en büyük işsizleri üniversite mezunları.
Üniversitelerin bir kısmı öğrencileri oyalama kampına dönüşmüş. Dört beş yıl gençleri üniversitede bekletip diploma dışında öğrencilere verdikleri pek bir meziyet maalesef yok. Hayata dair öğrencilere kattıkları bir şey olmadığı gibi diploma verme adına öğrenciler hayattan arındırılıyor.
Üniversite okuyorum konforuna düşkün gençlerin bir kısmının da ayakları üzerinde kalmaya pek bir hevesleri olmuyor.
Aç kalsa iki yumurta kırmayan bir gençlik ordusuna dönüşüyor ülke.
Gençlerin umudunu kırmak değil amacım ancak gereçlerin üniversite dışında kendilerini hayata hazırlayacakları başka planları da olmuyor.
Şu an üniversite mezunu olup iş garantili tek bölüm tıp. Bu durumda birkaç yıl sonra olmayabilir.
Almanya ile yaklaşık aynı nüfus miktarına sahibiz. Türkiye’de üniversite okuyan öğrenci sayısı Almanya’da üniversite okuyan öğrencilerden iki kat daha fazla.
Buna rağmen Alman ekonomisini, hayat standartını ülkemizi ile karşılaştırdığımızda sonuç malumunuz.
Sayın Cumhurbaşkanımız birkaç yıl önce Almanya’dan iki kat fazla üniversite öğrencisine sahip olmamızla övünmüş ve bu durumu Almanya şansölyesi Merkel’e iftihar ile bahsetmişti.
Türkiye kadar gençlik edebiyatı yapıp gençliğin kıymetini bilmeyen gelişmiş ya da gelişmekte olan ülke sanırım yoktur.
Gençlerin gözlerinin içine baka baka gençlere inandırıcılığı olmayan vadelerle nutuklar atmak benim üniversite sınavına girdiğim doksanlı yıllardan günümüze kadar olagelmekte. Hatta çok öncesi de var. Türkiye gençlerin omuzlarında yükselecek edebiyatı ile avutuldu gençler, avutuyor.
İnsan her dönem değerli. Ülkelerin hayat kalitesi, ülküsü, bağımsızlığı, ekonomisi ... insan merkezli garantileniyor.
Artık doğru oturup gençlere yönelik eğri cetveller tutmak yerine eğri oturup doğru planlar yapmanın zamanı geçmesine rağmen zararın neresinden dönsek kardır ile kolları sıvamak lazım.
Türkiye’nin nüfus artış hızı belli. Ekonomik ve hayat standartı ülküsü sık sık vurgulanıyor.
Türkiye İstatistik Kurumu, Ar-Ge çalışması ile ülkemizin gençlik enerjisini lise ve üniversiteler ile el ele verip doğru adreslere yönlendirebilir.
İş imkanlarına bağlı gençleri liseden itibaren doğru eğitim kanlarına yönlendirmeli.
Mevcut teknoloji verilerini kullanarak her gencin hangi ekonomik adreste ikamet edeceğini hesaplayıp yönlendirmek mevcut popüler politikalar dosyalarını çöpe atıp kolları vira deyip sıvamakla işe başlamanın arefesindeyiz. Yoksa gençlerin ahının mevcut iktidarları yakmasına az kaldı.