Dereleri Denizle Buluşturmak
Uluslararası ölçekte 24 yıldır uygulanan Uluslararası Matematik ve Fen Eğilimleri Araştırması (TIMSS), uluslararası düzeyde gerçekleştirilen izleme çalışmalarından biridir. TIMSS’in 2019 döngüsüne dördüncü sınıf düzeyinde 58 ülke, sekizinci sınıf düzeyinde ise 39 ülke katıldı. Türkiye, 1999 yılından beri 8. Sınıf düzeyinde 2011 yılından beri de 4. Sınıf düzeyinde TIMSS araştırmasına katılan ülkelerden biri.
TIMSS 2019 sonuçlarına göre, Türkiye 8. sınıf düzeyinde, fen alanında ilk kez orta noktanın (500) üzerine çıktı. Matematik alanında ise puanını artırarak ilk kez orta nokta seviyesine ulaşmıştı.
TIMSS verilerine bakarak Türkiye’nin eğitim seviyesinin uluslarası düzeyde arttığını söylemek mümkün mü ?
Soruya 16. Yüzyılda yaşayan ve Divan edebiyatımızın Piri olan Fuzuli’nin bir beyti ile yanıt verirsek sanırım doğru bir cevap vermiş oluruz.
“Gel derse Fuzuli ki güzellerde vefa var
Aldanma ki şair sözü elbette yalandır.”
TIMMS verilerine göre Türkiye’nin eğitim seviyesindeki değişimi gelin birlikte ele alalım ve sonra sorunun doğruluğuna dair Fuzuli’nin ne demek istediğini anlamaya çalışalım.
Türk eğitim sistemi 2017-2018 eğitim öğretim döneminden itibaren merkezi sınav olan LGS ile soru sorma tarzını değiştirdi.
Bu döneme kadar eski mantık ile sorulan sorular hakimdi.
Eski mantık soruların felsefesi: Bilgi kitaplarda mevcut. Kitaptaki bilgileri öğretmenler anlatarak, yazdırarak öğrencileri anlatıyordu.
Ancak kitaplar hem maliyetli hem de yedi yirmi dört öğrencinin beraberinde taşıması mümkün değil. Bu yüzden öğrenciden istenilen; öğretilen bilgiyi ezberlemek, formülü hafızasında tutmak kısaca ezberci bir eğitim vardı. Sınavlarda hayat ile bağlantılarına öğrencinin gelişimine katkı sağlayıp sağlamadığına bakılmaksızın bilgi ağırlıklı ezber sorular soruluyordu. Dolayısıyla ders anlatım tarzı ve öğretmenin dersi anlatma yöntemi de bilip bilmemeye dayalı ezberci eğitimdi. Hatta yeni nesil sorulara geçilirken dönemin Milli Eğitim Müsteşarı Yusuf Tekin; bizde hafızlık geleneği var sözleriyle geçişe itiraz şerhi koymuştu. Türkiye yıllarca hem PISA hem TIMMS’da sorulan soruların bizim öğretme tartımızla sınavlarda sorduğumuz soru tarzımızla alakasını kah gördü kah gözünü kapattı ve değerlendirme sıralamasında sonda olmayı istemese de kabullendi gibi bir müdahalede bulunmadı eğitimin gidişatına.
Türkiye TEOG’dan LGS’ye geçişle birlikte merkezi sınavda sorduğu soru tarzını da değiştirdi. Uluslararası soru standartlarına paralel soru sormaya başladı.
Uluslararası soruların mantığı: Günümüz dünyasında artık her türlü bilgi; bilişim teknolojisi sayesinde bilgisayar, İPad ve yanımızda yedi yirmi dört ayırmadığımız cep telefonlarımızda mevcut. Eğitimde öğretilen her bilgiyi öğrencinin artık ezberinde tutmasına gerek yok. İnternet oyunları, ekran ve akıllı telefonlar ile büyüyen nesil fıtratından hızlı bir hız ile yaşıyor. Düşünme zekası yavaşlarken bu neslin görme zekası ivme kazandı. Uluslararası sorular; dijital dünya ile yetişen çocuklara temel bilgilerin yüzde kırkını bilmeyi yeterli görmekle birlikte soru üzerinden bilgi vererek öğrencinin dikkatini, düşünme süresini, davranışını, farkındalığını, duygu yönetimini ölçüyor. Cümleyi biraz daha açarsak 21. yüzyıl iş dünyasının aradığı kriterlere sahip insanı yetiştirmeye yönelik sorular soruyor.
Türkiye; 2017-2018 eğitim öğretim döneminde LGS ile birlikte uluslararası soru standartlarına geçti. Kısa soru sorma yerine uzun sorular sormaya, bilgi ölçen sorular yerine hikayeleştirilmiş sorulara geçti. MEB’in tabiriyle yeni nesil sorular sorulmaya başlandı. Önce öğretilen konuyu pekiştirici sorular ile mevcut müfredatı öğrencilerin zihnine yerleştirmek sonra o konuyla ilgili olasılığı arttıran sorular ile öğrencileri düşünmeye, dikkate, okuduğunu anlamaya yöneltmek. Öğrencinin zihin direncini güçlü tutmak.
2018 yılında Milli Eğitim Bakanlığı’na atanan Ziya Selçuk Bey halihazırda okul sahibiydi. Eğitim atölyesinin tezgahında talebe eğitiyordu. Dünya eğitim sistemine vakıf biri olarak uluslararası soru standartlarına uygun eğitim vermesi için öğretmen eğitimlerine başladı. Kısa sürede birçok ikimizde idareci ve öğretmen eğitimleri verilmeye başlandı. Uluslararası soru standartlarına uygun eğitime geçişi hızlandırdı. Üç yıldır yapılan LGS sonuçlarına baktığımızda öğretmenlerin bir kısmı yeni nesil soru tarzına uyum dağlamış ise de Öğretmenlerin ekseriyeti yeni nesil ile eski tarz eğitim verme arasında gidip gelmekteler.
Ziya Selçuk Bey’in iki gün önce salı günü ATV’de katıldığı konuşmada “Biz uluslararası soru standartlarına geçtik. Öğretmen ve öğrenci eğitimlerimizi buna göre düzenleyerek bu ivmeyi kazandık.” ifadesini kullandı ve ekledi dört dil becerisi olan; dinleme, okuma, konuşma ve yazmayı ön planda tutup okuduğunu anlamayı ön olanda tutuyoruz.
Türkiye uluslararası soru standartlarına uygun eğitime geçmekle sıralamada ve eğitimin küresel ölçek kriterine uygun hale getirmede bir başarı yakaladı.
Sıralama ile ilgili birkaç örnek verelim: Tayvan ikinci, Rusya beşinci, İsrail 16., Norveç 20. Sıralama ile başarı arasındaki paralellik bize neyi kastettiğimizi veriyor.
Türkiye son üç yıldır yapılan merkezi sınavlar ile ilgili eğitimin haritasına dair veriler de veriyor.
Dezavantajlı öğrenciler ile avantajlı öğrenciler arasında 120 puan fark var. Taşımalı okulların merkezi sınavlardaki başarısı her yıl diplerde.
Mart ayından beri internet veya bilgisayar olmadığı için ders yüzü görmeyen öğrenciler var. Eğitimin olumsuzlar listesini uzatabilirsiniz.
Gelelim TIMMS sonuçları üzerinden Fuzuli’nin beytine bağlı cevaba: Şairler doğru konuşmazlar lakin yalan da söylemezler.
Eğitim bakanımız aynı televizyon konuşmasında amacımız tüm derelerin sularını denizle buluşturmak diyordu.
Mevcut gidişata baktığımızda bazı dereler taşıma suyla denize ulaşmaya çalışırken, bazıları da dört mevsim yağışlı iklimin avantajıyla denizin kıyılarındalar her daim.