Aklın gıdası

Sigmund Freud “Nereye gitsem bir şairin benden önce oraya uğramış olduğunu gördüm.” diyor. 

İnsanın inşa edildiği modern maarif dünyası adına yeni diye söylenen her sözün ayak izine klasik eserlerde rastlamak mümkün. 

Tolstoy 19 yaşında yazdığı günlüğüne “Aklına mümkün olduğu kadar çok gıda ver.” yazıyor. Devamında “hayal etme yeteneği, hafıza yeteneği, muhakeme etme yeteneği bu muhakemeden sonuçlar çıkarma yeteneği ve nihayet bu sonuçları sıraya koyma yeteneği” eklemesini yapar. 

Genç yaşta doğru sonuca giden adımları kendine tavsiye eden Tolstoy, orta yaşlarına yakın “Yasnaya Polyana ” adında bir okul kurar. Okulun eğitim mantığı; okul ortamında bir öğretmen rehberliğinde çocukların kendi başına öğrenmesini sağlamak. 

Bunları neden yazdığımı soracak olursanız LGS ile başlayan eğitim tarzımızın Tolstoy’un sıraladığı günlükteki bilgiler ve okulunda uyguladığı eğitim tarzına paralel ilerlemesi. 

1847 yılında yazdığı günlüğünden yaklaşık 150 yıl geçmiş ancak biz dönüp dolaşıp maarif adına nasıl bir yol izleyelim arayışımızda Tolstoy’un yaktığı ışık ile ilerlemeye ve bu ışığı takip etmeye adresimiz düşüyor . 

Öğrenimin ilk adımı düşünmek. Düşünme sonrası tasarlamak. Tasarı sonrası eyleme geçerek sonuca varmak. 

Akıl ve düşünme her şeyin ilki. Günümüzde düşünmeyi körelten etkenler çoğaldı. Sanal olan her şey düşünmeyi köreltiyor dersek haksızlık oluyor lakin dijital oyunların dijital dünya ile yetişen nesli hazırcılığa alıştırdığı da kesin. Dijital oyunlar düşünmeyi köreltiyor, öğrenciyi düşünme tembelliğine itiyor. Senin düşünmene gerek yok, ben sana oyun karakteri veriyorum sen oyundan kopma, oyununa devam et dercesine sen üretme benim tüketicim ol mantığında dijital nesli kendi ürününün tüketimine zorluyor. 

Son yıllarda maarif dünyası bu gidişata bağlı olarak eğitimde ve eğitimi ölçen sınav siteminde köklü bir değişime gitti. 

Elimizin altında bulunan dijital dünyada bir tıkla ulaşacağımız bilgiyi yüzde yüz ezberlemekten çıkardı. Temel bilgiyi bilmekle sınırladı ezberi. 

Mevcut bilginin temel ögelerini verip bilgiyi yeniden üret, analiz et, sen de bir bilgi üret, dikkat ve duygu yönetimini de hep zinde tut demeyi de ihmal etmeyen bir yola yöneltti eğitimi. 

Ülkenin çarklarını çeviren enerjinin kaynağı okul sırları. O sıralarda geleceğin Türkiye’sini inşa edecek gençlerin hayal ve düşünce dünyalarına eklediğimiz gıda da. 

Bugün ülkenin AVM’lerini, gıda ve tekstil çarklarını açık tutan kaynak okullarda verilecek nitelikli eğitimden geçiyor. 

Milli Eğitim Bakanı’nın okulları açmaktaki kararlılığını haklı buluyorum. 

Sosyal ortamdan, insanın insana ses ve mimikleriyle dokunduğu eğitimden mahrum bir motivasyonsuzluk uzun vadede hayatın çarklarına enerji olan gençlerin eksikliğiyle sonuçlanacak. 

Uygulama derslerin yapıldığı meslek liselerinin açılması doğru ancak yetersiz bir doğru. 

Bugün ülkenin yüzde üç, beş diliminde okuyan çocukların okulları da açılmalı ve gerekirse bunun için devlet imkanlarını bunlar için özel kullanmalı. 

Dünyayı aklın-bilgi çiftinin yönettiği çağdayız. Aklı körelen genç dimağların ülkelerinin enerji kaynakları kısılacak ekonomik rekabetin savaştan daha zalimane yapıldığı çağımızda. 

Aklın, bilgiyi üretime dönüştürdüğü çağımızda özellikle proje okulların açılması atölye okullarının açılması kadar önemli. 

Tolstoy’un dediği gibi proje okullarındaki genç dimağları okullara alıp akıllarına daha çok gıda vermeliyiz ki ülkemizin genç dimağlarının enerjisi sadece Türkiye’yi değil dünyayı aydınlatsın. 

 

YORUMLAR (5)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
5 Yorum