Şu doğal gaz bereketi
Önce Enerji, sonra da Hazine ve Maliye Bakanı'ydı; Berat Albayrak, Karadeniz'deki doğal gaz keşfimizi nasıl müjdelemişti:
"Ne Doğu, ne Batı; eksen artık Türkiye."
Yeni rezerv keşfi müjdeleme töreninde, Fatih sondaj gemisinin güvertesindeydi; Türkiye'yi, dünyanın yeni ekseni ilan etmişti. Artık Türkiye ekseni olacaktı, bizim borumuz ötecekti.
3 yıla yakın zaman geçti üstünden, ekonomimiz iyi yönde bir değişiklik göstermedi. Dünya da yeni ekseninden hâlâ haberdar değil.
Fakat Berat Bey'in bire bin katma, habbeyi kubbe yapma geleneği; halefleri tarafından bugün de yaşatılıyor.
Çoktandır kullandıkları 50 trilyon metreküp doğal gaz, Rusya'yı dünyanın ekseni yapmadı. 30 trilyon metreküp, İran yüzyılını başlatmadı. 3-5 trilyon metreküp; Cezayir'i, Nijerya'yı, Venezuela'yı ihya etmedi.
Dünyada 200 trilyon metreküpten fazla rezerv var.
Ama 300 milyar metreküp, bizi uçurmaya yetti.
Allah bin bereket versin, hiç yoktan neyimize yetmiyor da... Onların bilmediği, bizim bildiğimiz sır nedir?
300 milyar metreküple dünyanın ekseni olmuşuz, 710 milyar metreküple kendi asrımızı mı başlatamayacağız!
Başlatırız başlatmasına, pireyi deve bile yaparız evelallah.
Türkiye Yüzyılı'nı hangi şaşkın durdurabilir, tabii, elbette.
Fakat birimizi, binmiş gibi gösterince bin oluyor mu ki havalara uçalım?
Enerji Bakanı Fatih Dönmez, rezervlerimizin yeni keşifle 710 milyar metreküpe çıkmasına, milletimizi iki açıdan sevindirdi.
Bir: "Güneş doğuyor, enerji bağımsızlığımızın üzerindeki sisler dağılıyor."
İki: "Seneye, evlerimizde çaylarımızı yerli gazımızla demleyecek, evlerimizi yerli gazımızla ısıtacağız inşallah."
Kim istemez, ne mutlu!
Yalnız, bu yerli gaz bedavaya mı gelecek? Çıkarma maliyeti yok mu bunun? 'Çaylar şirketten, hadi iyisiniz' gibi mi dağıtılacak? Vatandaş, parasız mı çayını demleyip içecek?
Hazine ve Maliye Bakanı Nebati'nin şu heyecanı, cevap olabilir belki:
"58 milyar metreküplük yeni keşfiyle; Karadeniz’deki doğal gaz rezervimiz, toplam 710 milyar metreküpe ulaştı.
Rezervin, küresel piyasalardaki güncel karşılığı; 1 trilyon dolar.
21. Yüzyıl, Türkiye Yüzyılı olacak!"
Mevcudun üstüne az rezerv daha eklenince Türkiye Yüzyılı'nı başlatacak sermayeye ulaşmışız.
Ancak hesap doğruysa, içinde abartı payı yok ve astarı, yüzünden pahalıya gelmiyorsa bile tamamı kâr mı, hepsi bize mi kalacak?
Desenize şöyle, o zaman kim coşmaz!
Cumhurbaşkanı Erdoğan, çıtayı en tepeye koydu. Hedef, enerjide tam bağımsızlıktan daha yüksekte.
Şu: "Hazar'ın, Akdeniz'in, Orta Doğu'nun enerjide merkez noktasının Türkiye olmasını sağlamakta kararlıyız."
Keyfim gelmiş, tam alkışlayacakken evin aylık doğal gaz faturası, ters ters bakmasın mı oradan bana! Ayıptır söylemesi, en düşük emekli maaşını yakalamasına ramak kaldı. Havaların biraz daha soğumasına bakar, başa baş geldi gelecek.
-------
Ölçü araba sayısıysa
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ekonomimizdeki şahlanışı zaman zaman yollardaki araç sayısıyla ispatlıyor.
"Ekonomik olarak battık diyenler var ya; köprülerden arabalar, TIR'lar geçmeye devam ediyor; herkesin altında arabası da var maşallah" sözlerindeki gibi.
"Vatandaşın araçlarıyla olsun, piyasadaki alışveriş hareketliliğine bakıyorum gayet iyi noktada" dediğindeki gibi.
Ya da "utanmadan sıkılmadan vatandaşın aşı yok, eve ekmek götüremiyor diyenler"e şu kızışındaki gibi:
"Şu anda her evde araba var, kapıcısında araba var, şu anda ikinci el araba yetişmiyor. Bunları nasıl görmezlikten geliyorsun."
Gazete Pencere yazarı Emre Özpeynirci de sene sonu istatistiklerine bir göz atmış.
Kasım itibarıyla 2022 tablosuna buyurun.
Türkiye'de, her bin kişiden sadece 6’sı yeni otomobil alabilmiş.
Avrupa’da, nüfusa oranla otomobil satışlarında hâlâ sondan ikinciymişiz.
En kalabalık nüfus bizde ama araba satışlarında, 31 ülke arasında 30. geliyormuşuz.
Ve bu tablo, kolay kolay değişeceğe de benzemiyormuş.
Onlar batarken biz çıkıyoruz, asrımız başlıyor, bizi nasıl kıskanmasınlar!