Sisi'yle barışan Sisileştirdikleriyle barışmaz mı?
Cumhurbaşkanı Erdoğan daha ne yapsınmış; terörü sıfırlamış, hizmetleri akıtıp huzur getirmiş, hata mı etmiş yani, seçmen ne istiyor, Erdoğan'a ne mesaj veriyormuş...
Bu inciler, seçim sonuçlarının analizi diye TV'de saçılıyor. Yeni Şafak da "güvenlik politikası uzmanı falan festekiz"in ağzından halka duyuruyor. Suçun kimde olduğu bilinsin, yanlış yerde aranmasın diye.
Cumhurbaşkanı Erdoğan bile özeleştirilerini cesaretle yapacaklarını, hatalarıyla yüzleşeceklerini söylüyor. Ama Erdoğancılar buna razı değil, haksızlık olarak görüyorlar.
Utanmasalar yekten diyecekler ki; ne demek iktidarın özeleştiri yapıp kendinde hata bulması, olacak şey mi, özeleştiriyi millet yapsın, hatayı da kendinde arasın...
2019'da Ankara'yı, İstanbul'u kaybedince Erdoğan'ın, parti yönetimine şöyle dediği yansıtılmıştı: Yediriyorsunuz, içiriyorsunuz, giydiriyorsunuz; bakıyorsunuz yine de size oy vermiyor...
Bu yaklaşım, hataların düzeltilmesini önledi. Hatalar düzeltilseydi 5 yıl sonra AK Parti, daha yıkıcı bir yenilgi yaşamayacaktı.
İktidarın adaylarını seçmezlerse belediyeyi çalıştırmayacakları, Ankara'dan destek ve hizmet alamayacakları tehditleri de seçmene sökmedi.
Hataları düzeltmemenin yerini tutsun, açığı kapatsın diye neler söylenmedi oysa...
"Merkezi yönetimle yerel yönetim el ele vermezse, dayanışma halinde olmazsa o şehre herhangi bir şey gelmez. Hatay'a geldi mi? Şu anda Hatay garip kaldı, Hatay mahzun kaldı" dahi dendi.
Ve fakat 'biz istediğimizi seçiyoruz, hadi siz birlikte çalışmayın, engelleyin de görelim' cevabı alındı milletten.
Başarının yerini nasıl hiçbir mazeret tutamazsa hataları düzeltmemenin yerini de başka hiçbir şey dolduramıyor işte. Korku ve hayâl tâcirliği, bir noktadan sonra satmıyor.
Medyasıysa hâlâ gerçekleri inkâr edip yüzleşmekten kaçmasını öneriyor iktidara.
Nevzuhur, türedi, zıpçıktı bir trol aklının peşine takılıp başka ne sonuç umuyordunuz ki!
Erdoğan'ın manevra kabiliyeti yüksek. İpleri koparmakla yanlış yaptıklarını anlayınca 10 yıl sonra Esad'a, Sisi'ye el uzattı.
Dışarıda sıkışınca Esad'la, Sisi'yle dahi barışabilen bir Erdoğan, sıkışınca içeride de Sisileştirdikleriyle, Esadlaştırdıklarıyla barışmaz mı?
Şirret, çirkef fanfar bandosunun bütün korkusu da bu zaten. Karalamaktan, ona buna çamur atıp düşmanlaştırmaktan başka bir işe yarayamayacaklarını biliyorlar. Ya işleri biter de pabuçları dama atılırsa!
Cesur bir özeleştiriye gerek olmadığını, Erdoğan'a ispatlama telâşındalar.
İktidara yardımcı medya, hatanın nerede olduğunu eliyle koymuş gibi hemen buldu; hata, nankör seçmendeymiş.
Kendi kamburu düzeleceğine herkesin kambur olmasını isteyen kafa bu.
Semeri hamala yük olmazmış ama medyası iktidara fena halde yük. Sırtındaki kamburdan kurtulmadan da zor dostum, zor. Cesur özeleştiri, bunlarla ne mümkün.
VAN SKANDALI: STATÜKOCULAR DİRENİYOR
DEM Partili Abdullah Zeydan'ın seçime girmesinde hukuki bir engel bulunmamış, Van Büyükşehir'e aday olmuştu.
Kazanacağının artık anlaşıldığı cuma akşam saatlerinde Adalet Bakanlığı, adaylığına itiraz etmiş. Kesinleşmeyen bir mahkeme kararıyla da adaylığı, apar topar iptal edilmiş.
Şimdi seçimi kazanan Vanlılara, kusura bakmamaları söyleniyor. Hakkınız, onu da seçebilirsiniz diye pusulaya basılıp meşru seçenek olarak önlerine konan bir adaya verdikleri oylar, geçersiz sayıldı.
Sandıktan açık ara birinci çıkan Zeydan'ın mazbatası, ikinci gelen AK Partili Arvas'a verildi.
Seçmen iradesinin gaspıdır, deniyor. Muhalefet ayakta.
Sandık sonuçları, sandıksız nasıl değiştirilir; tepki büyük.
Seçime girmesi serbestse kazanması niye yasak oluyor?
Hem sandık sonucunu sandıksız değiştirecek hem de sandıkla inatlaşmadığınızı söyleyeceksiniz...
Kayyum atamalarını da siz savunacaksınız... Vesayete, antidemokratik müdahalelere karşı sandıkla gelenin sandıkla gitmesini de siz.
Demokrasi şampiyonluğunu kimseye bırakmayan bu ikili tavır, tepki çekmeyecek de ne çekecek!
Yeni Şafak'sa sandığı tekmeyle devireni görmezden gelip sadece şurasını görüyor:
"DEM Partililer, Van'da Abdullah Zeydan'la ilgili karar sonrası sokaklara inerek polislere saldırdı."
Millet değişimi seçmiş, düzenin bekçileriyse direniyor. Statükocuların, seçimden hiçbir ders almadıklarını gösterir.