Serdar Ortaç'a kıyamayan devlet baba yüreği
Son taşlama kitabımın adıydı, Tıraş Bitince Parodisi Başlar.
Hem de ne parodi...
Edebiyatta şişinme, büyüklenme dönemlerinin sonu acınasıdır. Bu dönemleri genelde o efsanelerin parodilerinin yazıldığı dönemler izler. Ciddinin komiğe döndüğü, gülünç gelmeye başladığı dönemler. Bir zamanların göğüs kabartan epik şiirleri, alaya bozulur artık.
Destan taşlamaları, diye bir edebi tür bile çıkmış buradan. Hamaset şaheserlerinin gülünç taklitleri yazılmış.
Cervantes’in Don Kişot’u, bir örnektir. Destan kahramanı şövalyeleri karikatürleştirir.
Jonathan Swift'in başyapıtı Gulliver’in Maceraları da öyle. Kendini dev aynasında gören cüce Lilliputların diyarına, yaşadıkları çarpık gerçekliği göstermek için yollanır Gulliver.
Bu absürtlük bağlamında, buyurun Meclis'teki şu diyalogu okuyalım şimdi...
"Sayın Bakanım öğrencilere dağıtamadığınız kumanyayı getirdik" diyen CHP milletvekillerine, Milli Eğitim Bakanı Tekin'in cevabı:
"Şöyle yapalım, CHP'li belediyeler de konsere harcadıkları paraları getirsinler."
Oysa...
İmamoğlu'nun İBB'si, karşılaştırmalı konser ve etkinlik harcamalarını paylaştı.
AK Parti'nin son 4 yılında 437 milyon dolar, CHP'nin geçen 5 yılında ise 295 milyon dolar harcanmış.
Yavaş'ın ABB'si de rakamları karşılaştırdı. AK Parti, son 5 yılında 80 etkinliğe yaklaşık 33 milyon dolar harcamış. CHP ise geçen 5 yılda 426 etkinliğe 30 milyon dolar.
Fakat CHP'liler, cazgırlıkta boy ölçüşemiyor. Bakan Tekin'e; konser paralarını getirmeye sizden başlayalım, önden buyurun, kendinizden haberiniz var mı, diyememişler.
Kumar borcuna batmış şarkıcı Serdar Ortaç'a, iktidarın yaptığı babalığı bile hatırlatamadılar.
Gördüğü şefkati minnet ve şükranla nasıl anlatmıştı Ortaç:
"Valla en son aldığım krediyi ödeyemediğim için koskoca devlet bankası; sen Serdar Ortaç'sın, seni mahkemeye verir miyiz evlat, dedi ve borcumu 8 ay erteledi."
Serdar Ortaç'a kıyamayan devlet baba yüreği, okulda kumanya bekleyen aç öğrencilere mi kıyacak? Soramamış, iktidarın popülist demagojisiyle yarışamamış yine CHP'liler.
HEM SUÇLU HEM GÜÇLÜ PİŞKİNLİĞİ KARŞISINDAKİ ÇARESİZLIK
Ya Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'a lâf yetiştirememelerine ne demeli!
Bakan Tunç, CHP'li belediyelere konser soruşturmalarıyla ilgili şöyle buyurmuş:
"Denetimden çekinmeye, telaşa gerek yok. Yargı tacizi değerlendirmesi şuursuz bir hareket."
Sormazlar mı, diye ben sordum ama CHP'liler henüz şunu sormamıştı:
Zekeriya Öz de savcıydı, 'FETÖ kumpası' dedikleriniz de yargı soruşturmalarıydı, o zaman denetimden siz niye çekindiniz, ne telâş ettiydiniz?
Ankara'dan sonra, bir konser incelemesi de İstanbul Büyükşehir'e; diye ballandıra ballandıra köpürtüyor iktidar medyası.
Benim gördüğüm ironiyi görmüyorlar mı? Biri de çıkıp demiyor ki:
Bu hızla bakarsınız müzik dünyasında iktidar tekeli hâline getirilen, şarkıcıları siyaseten organize ve motive eden, kamu bankalarının sponsorluk yağdırdığı şu ünlü yapım ve organizasyon şirketinin konserlerine de bir inceleme başlatılır. Belli mi olur!
İktidar medyası, meydanı boş bulunca üsteliyor. "İmamoğlu'nun ağustostaki Paris gezisinin masraflarını İBB'nin ödediğine ilişkin ihale kayıtları ortaya çıktı. İBB kasasından 12 milyon 114 bin 697 lira ödendiği öğrenildi" diye tur bindiriyorlar.
Bekledikleri cevap yine de gelmiyor. Denmiyor ki:
Yahu birader! İstanbul'un olimpiyat tanıtım kampanyası için harcanan paraları konuşalım, üstüne hep birlikte gidelim. Ama sıra New York sokaklarında ekranlı kamyonet filosu gezdirmenin millete kaça patladığına da gelsin bir zahmet...
Kısacası; Serdar Ortaç'ın kumar borcuna bile kıyamayan devlet baba yüreği, CHP'li belediyelerin SGK borcuna, belediye konserine gelince gözlerinin yaşına bakmıyor.
AK Parti olsa savunmaktan çifte standardın hesabını sormaya, şeytan taşlamaktan tavafa fırsat bulamadığını söylerdi.
Nasıl deniyordu; haklı güçsüzse karşısındaki hem suçlu hem güçlü gibi pişkin olur. Bir de şımarıp üste çıkar, hesap sorar.
Gulliver'i hınzırca hicivlere salan Jonathan Swift'in yüreği, abalıya ha babam vurulmasına dayanmamıştı.
Bugünün abalısı da CHP'liler. Bir parodi çukuruna düşürülmüş, içinden çıkamıyorlar. Swift'in mezar taşına kazıttığı şu söz kadar var:
"Burada vahşi haksızlıklar karşısında kalbi paramparça olan biri yatıyor."