Oysa Batı'nın İsrail'le ticareti kesmesini biz de istiyoruz

İran dini lideri Hamaney, Gazze için İsrail'le ticareti kesmeyen Müslüman ülkeleri listelemiş. Başlığına da "Ölüm makinesinin yakıt deposunu hangi Müslüman ülkeler dolduruyor" yazmış.

Kendileri neler yapmadı ya şu Gazze için; nutuk mu, nara mı atmadılar!

Gören de boş tehdit ve sloganlarla kalmamış, Gazze için Hamas'ın yanında savaşa girmiş, İsrail'e askeri cephe açmış ve hep esip savurdukları gibi haritadan silmişler sanacak.

Artık somut eylemlere geçip nasıl müthiş bir cihat başlattılarsa boş yapanları, ümmete teşhir ederek sıkıştırma hakkını İran'da görüyorlar.

Ve konuşmaktan başka bir şey yapmadan, kendilerini ne çok şey yapmış gibi gösterenleri güya ifşa ediyorlar.

Hamaney'in resmi sitesinde yayınlamışlar. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Netanyahu ile videosu ve grafikler eşliğinde diyorlar ki:

"Bu istatistikler, Siyonist rejimin belini kırmak için askeri eylemden çok Müslüman yöneticilerin iradesini gerektiriyor."

Dolayısıyla İran, üzerine düşeni yapmış oluyor, daha ne etsin! Sıra, kara listelerindeki Türkiye, Azerbaycan, Kazakistan, Bahreyn, Ürdün, Mısır ve Emirlikler gibi diğer İslam ülkelerinde.

Madalyonun bir yüzünde sırıtan çarpıklık, bu. Ama diğerinde de başka bir çarpıklık sırıtıyor.

Avrupa Parlementosu Yeşiller Grubundan İrlandalı milletvekili O'Sullivan, AB'den şunu istemiş:

"Artık İsrail'le ticareti durdurun, Filistin devletini tanıyın. AB suç ortağı değil, cesur olmalı."

Haberi, Anadolu Ajansı geçmişti.

İspanya Podemos partisi lideri Belarra ise Avrupa'yı, İsrail'e karşı şöyle yaptırıma çağırdı:

❝'İsrail'e karşı sosyal, siyasi, ekonomik, diplomatik ve hukuki baskı yapmayan bir Avrupa, kimseye insan hakları dersi veremez."

Bunu da Star gazetesi, aziz millete aktarıyor.

Gazze için kendi iktidarlarını ve ekonomilerini riske atan her Batılı çağrı gibi, bunlar da bizde takdirle karşılandı.

Ama İran, sanki Haçlı emperyalist Batı'nın, İsrail'le ticareti kesmesini Ankara istemiyormuş gibi yaygara koparıyor.

Oysa biz de Avrupa ülkeleri ve ABD'nin, İsrail'le ticareti kesmelerini şiddetle savunuyoruz. Batı halklarının, kendi iktidarları ve ekonomilerine karşı her türlü çağrı ve kampanyalarınıı da cânıgönülden destekliyoruz.

Hatta ekonomimiz zarar görürse iktidarımız da görür, diye İsrail'le ticarete devam etmemizi en çok savunanlarımıza sorun. Onlar da size yekten bu gerçeği haykıracaktır. Batılıların, İsrail'le ticarete son vermelerini onlardan çok isteyen yoktur.

Bu sebeple İsrail'den başlamadıkları kahveci, hamburgerci boykotuna, Elon Musk'ı bile katmıyorlar.

Ne yani; İsrail'e gitti, Netanyahu'yla poz ve Hamas'a karşı beyanat verdi, Gazze'ye onlardan izinsiz internet sağlamayacağına imza attı, diye Tesla fabrikası Türkiye'de kurulmasın mı? Uydumuzu, bundan sonra başka şirket mi fırlatsın? Starlink'ten Türkiye'ye internet hizmeti satın alınmasın mı? Kahveci, hamburgerci boykotçuları, sırf bunun için X'ten çıksın da meydan Siyonistlere mi kalsın? Bunu mu diliyor İran?

Bizim imkânımız İsrail'e ambargoya, yaptırıma değil hamburgerciye yetiyor, gözümüz kahveciyi kesiyor.

İsrail'le demir, çelik, elektrik, petrol vesair yakıt ticaretini de bir zahmet, gücü yeten Haçlı Batı kessin.

İran, bunu Azerbaycan'la birlikte bizden de bekleyerek çifte ayıp ediyor, çifte.

KIZILELMA'YLA KAAN'IN HEYECAN YARIŞI

TUSAŞ'ın adı ne zaman anılsa seviniyorum, biliyorsunuz.

Çünkü milletin, 50 yıllık havacılık ve uzay sanayii şirketi. İlk yerli İHA'mız ANKA'yı, 2010'dan beri uçuruyor. Bu yıl da ilk insansız savaş uçağımız ANKA-3'le ilk milli savaş uçağımız KAAN'ı uçurmaya başlıyor.

Adı, yine yok sayılmadı çok şükür.

Cezayir dönüşü uçakta, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a KAAN da soruldu.

"Bayraktar TB-3 ve Kızılelma, dünya muharebe tarihinde devrim yapacaklar" şeklindeki girişten sonra, KAAN'a şöyle getirildi soru:

"Yaklaşık 35 gün sonra ise yerli milli uçağımız KAAN, ilk uçuşunu gerçekleştirecek. Peki bundan sonra savunma sanayiinde bizleri nasıl bir dönem bekliyor? Yenilikler var mı?"

Erdoğan'ın cevabı ise ANKA-3 gibi bir insansız savaş uçağı projesi olan Kızılelma'nın, ne kadar heyecan verdiğine odaklıydı.

KAAN, şu kadar geçti:

"KAAN, zaten yeniliklerden bir tanesi. Ama Baykar'ın zirve diyebileceğimiz eseri malum, Kızılelma... Şimdi Kızılelma’nın son testlerini yapıyorlar. Aşmaları gereken mesele kendi yerli motorunu üretmek… Bunu başardığı andan itibaren de zaten Kızılelma’nın dünyaya karşı duruşu farklı olacaktır."

TUSAŞ Genel Müdürü Kotil, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı için TRT'ye, KAAN'ı daha büyük anlatmıştı.

Türkiye'nin 100. yıl gururu, diye sunulan bölümden okuyalım:

"Kocaman bir uçak. HÜRJET'i cebine iki kere sokup çıkarıyor. İki tane de F-16'yı yanında taşır, o kadar büyük bir uçak. Şu anda Amerikalılar, Çinliler, Rusların elinde olan uçağın muadili. Avrupalılarda yok bu uçaktan. Japonya, Güney Kore uçak yaptı ama bu klasta değil. Bu yılki en önemli hediyemiz KAAN olacak, bahtı açık olsun inşallah."

Ne diyelim, heyecan yarışı ve rekabet iyidir.

YORUMLAR (39)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
39 Yorum