Ne kadar teşvik o kadar çocuk
Cumhurbaşkanı Erdoğan, doğum oranlarını artırmak için yeni uygulamaları devreye alacaklarını açıklamıştı.
Çünkü TÜİK›in 2023 doğum istatistikleri endişe vericiydi. Doğurganlık hızımız, yenilenme eşiğinin altına inmişti.
Bu, Türkiye açısından varoluşsal bir tehdit, bir felaketti.
Çok farklı alanlarda ailelerimiz, ciddi sıkıntılarla yüzleşiyordu.
Ve azalan doğum oranları, ülkemizde de alarm veriyordu.
Okuduğunuz tespitlerin hepsi, Cumhurbaşkanı’na ait. Mayıs sonu ve haziran başındaki iki bakanlar toplantısından sonra dile getirdi. 3 çocuk konusundaki haklılıklarının ortaya çıktığını da ekledi.
Elhak doğru ama yeni evlenenler, kuru siparişle hemen 3 çocuk yapmıyormuş. İstatistikler, onu da gösterdi.
Düşünün...
İcraya düşen kredi kartı sahipleri, yüzde 90 artmış. Neredeyse ikiye katlanmış. Halkın, enflasyona ezdirilmemiş hâli bu. Ya bir de ezdirilseydi!
TÜİK tüketim verilerine göre enflasyona en çok katkı, en üstteki yüzde 20’lik gelir grubundan. Harcayacak para onlarda, enflasyondaki payları da o yüzden daha yüksek.
Fakat enflasyonu düşürmek için memurun, emeklinin, asgari ücretlinin parası kesiliyor. Maaşlarına zam yapılırsa harcamalarını kısmaz, enflasyonu artırırlarmış.
En alttakiler, enflasyonun mağduru değil de sorumlusu sanki.
Hâl böyleyken ay sonunu çıkarmakta, yalnız başına geçinip kendine bakmakta zorlanan vatandaşlar, hangi cesaretle evlenmeye kalkacak, üste bir de çocuk doğurmayı göze alacak!
Doğurmaya teşvik, elbette maddi destekle olur, lâfla olmayacağı ortada.
Bir dostum da mama fiyatlarını yazıp şunu hatırlatıyor:
Ailelere tek seferlik doğum yardımı veriliyor, 2015’te başladı. Ama 9 yıldır rakam aynı, enflasyon zammı görmedi. Birinci çocuk için 300, ikinci çocuk için 400, üçüncü çocuk için ise 600 lira.
Yeni doğan bebeğin 3 günlük mamasını ya karşılar ya karşılamaz.
Bahsettiğim dostum, doğum teşviki veren diğer örneklerle de Türkiye’yi karşılaştırıyor. Taradığı kaynakları gönderdi bana. Almanya’da 200, Yunanistan’da 2 bin 400 avrodan başlıyormuş aynı rakam. Rusya’da bile 2025’te 15 bin dolarlara yükseltmeyi planlıyorlar.
Kısacası durumumuz parlak, işimiz Almanya’dan güzel değil. Şuna geliyor; ne kadar teşvik, o kadar çocuk.
MHP İLE AK PARTİ NİKAH TAZELERKEN
Cumhur İttifakı, gitti geldi gibi.
İnceldiği yerden kopar mı, ayrı. Ama ipler, çok gerildi.
Bahçeli, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın CHP ziyareti ve Ayşe Ateş’le görüşmesinden sonra bilgilendirilmek istiyordu. Duymak istediklerini duymayınca bozuk atmıştı.
İttifaka devam mı, tamam mı? Kendileri devamdan yanaydı, iradelerini deklare ediyorlardı. Ancak MHP cephesinde; AK Parti›nin niyetini bilme, yumuşama ve normalleşme adı altında CHP ile yöneldikleri şeyin adını koyma ihtiyacı seziliyordu.
AK Parti Sözcüsü Çelik, Cumhur İttifakına bağlılıklarını güçlü bir dille ifade edince şimdilik tatlıya bağlandı, nikah tazelediler.
Fakat ortaklar arasındaki gelgitlerin frekansı artmaya başladı.
Bir taraf, diğerinin kendisini yük olarak görüp kurtulma, yolunu ayırma arayışlarına girdiğinden şüpheleniyor.
Bu şüphenin giderildiğini henüz söyleyemeyiz. Kriz, bir kez daha ertelendi.
Derler ki ticarette ortaklardan biri para, diğeri tecrübe kazanır.
AK Parti de siyasette önceki bütün ortaklarına tecrübe kazandırdı. Başta liberalleri, Çözüm Süreci’nde İmralı ve HDP’yi, sonra da The Cemaat’i hep tecrübe sahibi yaptı.
Belki de bu kez kimse, kimseyi çırak çıkarmayacaktır, ne malum.