Lopez ABD’nin olsun bize Mahsun yeter
Hayır, başlığın amacı, iktidarın “biz bize yeteriz” sloganına altlık yapmak değil.
Neden bilmem, yeni ABD Başkanı Biden’ın yemin törenini izlerken hep böyle karşılaştırmalar belirdi zihnimde.
İlk Asyalı ve Afrikalı Amerikan, aynı zamanda da kadın Başkan Yardımcısı Harris’e yeminini ettirmeye, Yüksek Mahkemenin ilk Latin kadın üyesi çağrıldı mesela.
Bu detaylarla yapılan anonsu duyunca, ister istemez Türkiye’ye nasıl uyarlayabileceğimizi düşündüm.
Siyahi ve Hint asıllı ilk kadın tarifi yerine...Bir tarafı Türkiyeli Arap, diğeri Kürt ilk kadın Cumhurbaşkanı’na, ilk Türkiyeli Ermeni kadın Meclis Başkanı’nın yemin ettireceği anons ediliyor gibi canlandırılabilir miydi?
Bir de nefret ve düşmanlık naraları yerine, törenden bolca sevgi şarkılarıyla birlik beraberlik şiirleri ve barış duaları yükseldi.
Esat Kabaklı’nın ‘dağlarda gez oğlum, hainleri ez oğlum’ temalı şarkısını çağrıştırmadı haliyle.
Fakat Latin şarkıcı Jennifer Lopez’in okuduğu “Bu ülke senin ülken” ile “Güzel Amerika” şarkılarına hemen bizden karşılıklar geldi aklıma.
İlkinin muadili, Mustafa Yıldızdoğan’ın “Ölürüm Türkiye’m” şarkısı olabilirdi. Üstelik, anlam ve ifade gücü olarak kıyaslamam bile. Yerli ve milli versiyonumuz vatan, millet sevgisini çok daha coşkulu ve folklorik betimliyor.
Lopez’in söylediği “Bu ülke senin ülken” şarkısının sözleri, “Ölürüm Türkiye’m”in yanında sığ, sönük ve yavan kalır.
“Güzel Amerika” şarkısına karşı da Ayten Alpman’ın “Bir başkadır benim memleketim”ini öneriyorum. Hangisi içe daha çok işliyor, hangisi daha lirik ve etkileyici, siz karar verin.
Siyahi genç şair Amanda Gorman’ın dünyada yankılanan “Tırmandığımız tepe” şiirine gelince...Birlik, beraberlik ve kardeşlik duygularını pek süslemeden, öyle dümdüz dile getiriyor.
Bu açıdan, genç Zaza türkücü Mahsun Kırmızıgül’ün çıkış parçası “Hepimiz kardeşiz, bu kavga ne diye”ye benzemiyor mu?
O da doğrudan veriyor mesajını, o da didaktik, bu da.
Bana sorarsanız Mahsun’un sergilediği söz sanatı, bu ödüllü genç şairenin şiirinden hiç de aşağı kalmaz.
Hatta Fikret Şeneş’in yazdığı “Bir başkadır benim memleketim”deki sözlerin yanına bile yaklaşamaz. Goman’ın şiirinin yanında, Şeneş’in sözleri Divan Edebiyatı gibi yüksek sanata girer.
ABD’deki törende temsil ettirilen çeşitliliği yansıtmak için bunları bir Laz, bir Kafkasyalı şarkıcımıza da söyletebilirsiniz.
Latin Lopez’in yerine Zaza Mahsun’u değil de bir kadın koymak isterseniz, Rojin ya da Aynur neden olmasın?
Kilise koristini andıran ilahicisini, dua okuyan rahiplerini geçiyorum. Onları yaya bırakacak nice gazelhan ve mevlithanlarımız, duası tesirli nice ulu hocalarımız, Alevi deyişlerine ruh veren nice dedelerimiz var.
Hepsini, alternatifleriyle hayal edebildim. Fakat biri var ki, onu size havale ediyorum.
LADY GAGA DERSİ
Biden’ın yemin törenine, Trump’ın üç oy için kışkırttığı, böldüğü Amerikan halkını barıştırma ve tekrar birleştirme önceliği hakimdi.
Trump’ın kutuplaştırdığı bütün tarafları ve düşmanlaştırdığı bütün renkleri, özgürlük çatısı altında ayrımsız kucaklama gayreti adına, ne lazımsa yapıldı. Eksik, dışarda, ötekileştirilmiş kimse bırakılmadı. Kongre’yi basarak eşkıyacılık oynayan Trump militanları hariç tabii.
En güçlü mesajlardan biri şuydu:
WikiLeaks’in kurucusu Julian Assange, ABD ordusunun gizli bilgilerini bir Lady Gaga CD’sine kaydettirerek sızdırtmakla yani hainlik ve ajanlıkla suçlanıyor.
Yetmezmiş gibi...2012’de Lady Gaga, Londra’ya kaçan Assange’ı, sığındığı Ekvador Büyükelçiliğinde destek ziyaretine de gitmişti. 5 saat kalmıştı içeride.
Yeni Başkan’ın yemin töreninde, Amerikan Ulusal Marşı işte o Lady Gaga’ya okutuldu. Arkasında da askeri bando çaldı. Müthiş bir performanstı. Sembolik değeriyse daha müthiş.
Görüş ayrılıklarını kan davasına çeviren Trump’ın kutuplaştırma siyasetine, daha iyi cevap verilemezdi.
Buradaki dersi, hadi bizim örneğimize uyarlayın bakalım!