Kadere bakın ki aradan geçen bir yılda çöpçüler, birçok şeyi daha süpürdü. Biri de Amerikan yatırım bankası JP Morgan’la ilgili suçlamalar.

2019’da, “bedelini ağır ödeyeceksiniz” diye hakkında soruşturma başlatılmıştı. Doların yükseleceği tahminiyle provokatörlük yapmaktan, Türkiye’ye yeni bir finansal saldırı başlatmaktan sorumlu tutuluyordu.

Aynı JP Morgan, 2023’te yabancı yatırımcıları toplayıp Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek’le, Merkez Bankası Başkanı Erkan’la buluşturuyor. Türkiye’ye yatırım, döviz getirmelerine yardımcı olmak için.

“Çöpçüler”, şarkısındaki gibi hep aşkı süpürecek değildi ya; zaman zaman iktidarın ‘mazeretler’ini de süpürdükleri oluyordu.

Türkiye’ye diz çöktürmeye çalışan, notumuzu kırarak paramıza operasyon çeken küresel tefeciydi. 2022’de değişti. Bir anda ‘notumuzu yükselten’ Türkiye destekçisi oluvermiş de alkışlanıyordu bile.

AK Partili Bülent Turan, muhalefete JP Morgan ağzıyla şöyle çıkışabiliyordu:

“Amerika’nın dev yatırım bankası, Türkiye’nin yatırım yapılır, geleceği rahat, ekonomisi açık bir ülke haline geldiğini söyledi. Amerikalının gördüğünü. Türkiye’dekiler de görsün istiyoruz.”

Halk, kendi durumunu Amerikan bankasından daha mı iyi bilecekti.

Doğrusu, dış güçlerin lafına bakmak ve ağzıyla konuşmaktı.

2022’ye geldiğimizde çöpçüler, Kadir Topbaş’a yapılan kötülükleri de süpürüvermişti.

Meğer rahmetli, 2017 kışında karla çok başarılı mücadele etmiş, şimdiki rezillikler yaşanmamış.

İstanbullular, o kış İmamoğlu’na oy verdiklerine çok pişman olmuş. O kadar ki Topbaş’ı özlemle anmaya, aramaya başlamışlar.

İktidar medyası, İmamoğlu’nu kötülemek için Topbaş’ı günlerce böyle kullandı.

Topbaş; 2017 kışında çok iyi, çok başarılıymış. Kafalarına şimdi dank etmiş.

Demek bu da kör olası çöpçüler yüzünden. 2017’de kendi partisince istifaya zorlandığı gerçeğini süpürmüşler. Topbaş, o seneyi niye çıkaramadı, hatırlamıyorlar.

Kaşla göz arasında başka iktidar bahaneleri de çöpe gitmiş...

AK Parti yönetimindeyken Ankara’yla İstanbul’daki sel baskınlarından, kar felaketlerinden dış saldırılar suçluydu.

Selde, Alaska’daki HAARP Üssü’nden iklim silahıyla saldırılmış olurdu. Kuraklıktaysa ‘yağmur hırsızları’, bulutlarımızı çalmış...

AK Partili başkanları başarısız gösterip devirmeye dönük saldırılardı.

Artık duyamazsınız bu mavalların hiçbirini. Belediyeler el değiştirince çöpçüler, hepsini silip süpürmüşler.

Demiştim ki: ‘Kar ekinin yorganıdır’ ama zırvanın değil. Bu sene üstlerindeki örtüyü çekip aldı, eski zırvalar kabak gibi ortada kaldı.

Neyse ki çöpçüler var, süpürüyorlar. Kazara aşkınızı da süpürebilirler, aman dikkat!

Erkin Baba’yı bir de 2018’de, “Fesuphanallah” şarkısıyla anmıştım.

“Hiçbir mazeret başarının yerini tutmaz” sözü, Meclis muhafız taburunun duvarında yazıyordu. 2011’deki sivilleşme reformuyla tabur Meclis’ten çekilirken bu vecize de silinmişti.

Eski mazeretlere sığınılabiliyordu artık. Mazeretçilere sorsan, şeytan taşlamaktan tavafa fırsat bulamıyorlardı. Oysa şeytan, kendi uydurdukları günah keçilerinden başkası değildi.

İşte o zaman diyecek şey kalmıyordu: Fesuphanallah!

Müziği, Anadolu rock. Fakat Erkin Baba, son yıllarını Kanada’da geçirdi. Onu uğurlarken memleketten uzaklaşmasına neden olan ‘fesuphanallah’lar üzerine de düşünelim.