Kaymak yiyenler Şişli'de de azalıyor

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye pastasının kaymağını yiyorlar" diye Kadıköy, Bakırköy gibi ilçeleri saymıştı. Şişli de onlardan biriydi.

Hem halk çalışıyor, bu tuzu kuru elitler yiyordu. Hem de halkı ve iktidarını beğenmiyor, hor görüyorlardı.

Belediye seçimlerinde CHP'den şaşmayan ilçelerdi bunlar.

Refah içinde yüzüyorlardı ama bunu borçlu oldukları AK Parti'ye de tepeden bakıyorlardı.

Erdoğan'ın sözlerinden, CHP'nin kalelerinde yaşayanların kıymet bilmediklerini, nimetlerinden yararlandıkları iktidara nankörlük ettiklerini düşünebilirdiniz.

Sıkı durun, işte o Şişli'de 25 mahalleden 15'i bırakın kaymağını yemeği, pastadan yeterince pay dahi alamıyor. Aksine ekonomideki kötüleşmeden onlar da paylarına düşeni fazlasıyla alıyor. Ekmek derdinde, yoksullukla boğuşuyorlar.

Yine Şişli'de 100 bine yakın haneye, ihtiyaç halinde kullanabilmeleri için belediyenin gıda bankası kartı dağıtılmış.

Daha önce belediyeden günlük sıcak aş desteği alan kişi sayısı ise binden 5 bine yükselmiş.

Eskiden sokakta karşılaştığı ortalama her 10 kişiden 2'si başkandan iş isterken, şimdi 10 kişiden 8'i iş imkanı sorar hale gelmiş.

Elbette tuzu kuru, hali vakti yerinde olan da çok. Ama her semti, Nişantaşı değil. Yoksullaşmadan tüm ülke gibi Şişli de etkileniyor. Gözle görülür bir artış var.

Şişli'nin, Nişantaşı'dan ibaret olmadığını biliyordum. Fakat bu kadarını beklemiyordum.

Belediye Başkanı Muammer Keskin'in anlattıklarına şaşırmadım dersem yalan olur.

Başkan, Şişli Belediyesinin "Benim Bütçem" projesini tanıtmak için davet etmişti.

Temel hizmet giderleri dışındaki harcamaları, ilçe halkıyla birlikte planlıyorlar.

Mahalleli komisyonlar seçiyor, onlar ilçe bütçe konseyini oluşturuyor. Ve 114 milyon liralık bütçenin nasıl kullanılacağı, onlarla birlikte kararlaştırılıyor.

Kadın-erkek, genç-yaşlı herkes temsil ediliyor ve söz hakkı var.

Başka yerlerde de uygulanmaya başlayan yeni bir model. Bu yolla belirlenen bütçeden kişi başına düşen harcama, dünyada 5 dolarla 50 dolar arasında değişiyormuş. Mesela New York'ta 5 dolar. Şişli'de ise planlama tarihindeki kurla 51 doları yakalamışlar.

Türkiye'nin tek başlılık sistemiyle yönetildiği bir dönemde, Şişli'yi çok başlılıkla yönetmeyi seçtiği için Başkan Keskin'i kutlarım. Darısı, diğer ilçelerin başına.

Şişli modeli mi Çin modeli mi, tek başlılık mı çok başlılık mı isterdiniz? Hangisi kaymağı büyütür, daha eşit dağıtır ve daha çok yedirir? Cevap belli.

--------

Halkın elitlere çalıştığı model

Ekonomiyi kurtarmak için, Çin yerine Güney Kore modelini önerenler oluyor.

Çin'inki büyüme, Güney Kore'ninki kalkınma modeliymiş.

Çin'de kişi başına milli gelir o yüzden 10 bin dolarda kalmışken, Güney Kore'de 30 bin dolara çıkabilmiş.

Milli gelir hesabına vurunca doğru. Ama bir de gelirin topluma hangisinde daha adil dağıldığına bakın.

Toplam geliri nüfusa bölünce kişi başına 10 bin dolar çıktı diye, herkese 10 bin dolar düşmüyor.

TÜİK, 2020 gelir dağılımı oranlarını açıklamıştı.

Türkiye'de toplam gelirin yüzde 47,5'i, en yüksek gelire sahip yüzde 20'lik kesime gidiyor. Payları, yüzde 1,2 artmış.

En alttaki yüzde 20'lik kesime ise toplam gelirin yüzde 5,9'u düşüyor.

Yani bizde sadece kişi başına milli gelir, 2013'ten beri düzenli geri gitmiyor. En alttakilerin payı da yıldan yıla küçülüyor.

Halkın, karın tokluğuna çalışıp elitleri balla, kaymakla beslediği modele benzemiyor mu bu!

Kaymaktan mahrum kalanların, artık ekmek bulmakta bile zorlandığı model hangisiydi?

YORUMLAR (44)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
44 Yorum