HÜDA-PAR seçime CHP'den girseydi
HDP, Millet İttifakında değil. İttifaka katılmayı müzakere de etmedi. CHP listesinden seçime girdiği de yok. Sadece Kılıçdaroğlu lehine cumhurbaşkanı adayı çıkarmayacak.
Bunu da pazarlığa açmadı HDP. Şart koşmadı, taviz istemedi.
Eş Genel Başkan Mithat Sancar, ne bakanlık ne başka şey istediklerini düpedüz açıkladı.
İşleyen bir demokrasiye dönüş dışında talepleri yok.
Yine de Bay Kemal'le pazarlığa oturmuşlar gibi gösterilip üstüne ne senaryolar yazılıyor, ne senaryolar...
Erdoğan, HDP üstünden Bay Kemal'e dün bir kez daha şöyle yüklendi:
"Acaba o kapalı kapılar ardında ne görüştüler, bunları açıklayabildi mi? Devletin güvenlik güçlerinin canları pahasına yakalayıp yargısının cezaevine tıktığı teröristleri, serbest bırakma sözü veren alçaklar bitmez."
Teröristlerden kasıt, Demirtaş'la Kavala gibiler olmalı. Onun da sözü, kapalı kapılar ardında değil herkesin gözü önünde veriliyor. Mahkemeler, AİHM ve Anayasa Mahkemesi kararlarına uyacak diye.
Erdoğan, o mahkemelerin beğenmediği kararlarını fiilen tanımıyor, tanıtmıyordu ama... Bay Kemal etkisiyle olsa gerek... AİHM'e, AB'ye, insan haklarına bağlılık sözünü, seçim beyannamesinde Erdoğan da verdi. O zaman da serbest kalıyorlar.
Hem en son AK Parti heyeti, Meclis'teki aynı kapalı kapılar ardında HDP'yle görüşmüştü. Bay Kemal'i, suçlanmaktan kurtarmıyor.
Bir de Öcalan'ın radyosunu, 42 ekran LCD televizyonla değiştiren; müzakere sürecinde İmralı'daki odasına televizyon koyma talimatını "ben verdim" diyen, Bay Kemal olsaydı...
Öcalan'ı yerli ve milli ilan etmeye, İmralı'dan seçim mektubu getirtip oy verme talimatlarına uymadığı için HDP'yi paylamaya CHP kalksaydı...
"Kökü dışarda" hafif kalır, neler söylenmezdi şimdi.
Ya da HÜDA PAR'ın, Cumhur İttifakı yerine Millet İttifakına dahil olduğunu düşünebiliyor musunuz? AK Parti yerine CHP listesinden seçime girdiğini filan...
Kimler, kimlerle kol kola girmemiş olurdu ki!
CHP'yle olmaz demeyin; HÜDA PAR, 2013'te PKK'yla dahi ittifaka hazırdı. Kendi beyanlarıyla Yeni Şafak'ta duyurulmuştu.
Şimdi Genel Başkan Yapıcıoğlu, Erdoğan yerine Bay Kemal'le askeri gemi teslim törenine katılsaydı... Akşener ve diğer ittifak liderleriyle resim verseydi... HÜDA PAR Sözcüsü de hangi bakanlık teslim edilirse edilsin hakkıyla yapacaklarını açıklasaydı...
Aynı Erdoğan ve ittifak ortakları, yeri yerinden oynatmaz mıydı? 'Savunma Bakanlığını mı söz verdiniz'den başlayarak...
Ve bu arada...
183 cinayetle yüzlerce terörist saldırıdan müebbet hapis cezası kesinleşmiş 58 Hizbullah infazcısı daha serbest bırakılsaydı... Yeniden yargılama gerekçesiyle...
Neyse ki CHP iktidarında yaşanmıyor. Yoksa koparılacak çingarı hayal bile edemezdiniz.
"Onlar söyler, AK Parti yapar" sloganına da sığmıyor. Kapalı kapılar ardında, kendilerine mal edilen o sözleri söyledikleri dahi kanıtsız.
HDP'yle uzaktan selamlaştı diye Bay Kemal'e bunu yapan, HÜDA PAR'la kol kola girse neler yapmazdı!
UÇAK GEMİSİ GERÇEKLERİ
"Türkiye'nin artık bir uçak gemisi de var, yaparsa AK Parti yapar". Ama uçaklar, inip kalkamıyor.
"Dünyanın ilk SİHA gemisi, teslim töreninde İHA ve SİHA'lar inecek"ti. Ama gösteri uçuşu için dahi inen, kalkan SİHA görülmedi. Güvertesine konmuş vaziyetteydi.
"Dünyanın ilk SİHA gemisi". Ama "12 ülkede önceden var" ve "SİHA'ların inebileceği hale getirilecek". "Geliştirme çalışmaları devam ediyor", henüz o halde değil, "olacak". Ayrıca "uçak gemisine yaklaştırılacak", "uçak gemisine giden yolda bir adım", "yeterli değil, tamı da inşallah yapılacak".
Yani tamamlanmadan Sirkeci'ye çekildi ve halkın ziyaretine açıldı.
"Gemi inşa sanayimiz, milli uçak gemimizi de layıkıyla yaptı ve yapacaktır." Ama "Amfibi hücum gemimizin hizmete alınışıyla beraber, milli uçak gemimizi üretme yolunda büyük bir adım atmış bulunuyoruz". Aynı zamanda. Nasıl oluyorsa!
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Savunma Sanayii Başkanı Demir'in konuşmalarını alt alta yazınca çıkan bu. Anadolu Ajansı'na yansıyan ifadelerden derledim.
Aceleye getirilmesi, dünyanın ilkiymiş gibi abartılı ve tutarsız sunuluşu seçim şovu telaşına bağlanıyor.
Dünyanın ilkiymiş gibi, gerçeğinden farklı gösterilmesine ne mi gerek vardı?
Yanlış soru. Doğrusu, ne mahzuru var ki!
TCG Anadolu"nun teslim törenindekilerden Binali Yıldırım, daha önce izah etmişti:
"Siyasetle hakikat, her zaman örtüşmez. Bu, siyasetin gereğidir."
Dediğinizi illa yapmış olmanız, yapmayacağınızı da söylememeniz şart değil demek. Rahat olun.