HDP'lilere yeni süreç vaat edene bakın!
"Ey HDP’ye oy veren çözümden yana sağduyulu kardeşlerim! Partiniz Meclis’e girdi. Orada temsiliniz var. İkinci turda Erdoğan’a yüksek bir destek sununuz ki yeni bir sürecin aralanmasına imkan sağlayasınız."
Bu çağrı, 20 Mayıs'ta yapıldı. Yeni Şafak'ta, Mehmet Metiner imzasıyla.
HDP seçmeninden, yeni bir Çözüm Süreci vaadiyle Erdoğan'a destek istiyorlar.
Apo'yla, Kandil'leydi ilk süreç. Onlarla oturulacak bir çözüm masasını tekrar kurmayı vaat edebiliyorlar demek.
Bunun için Erdoğan'a oy vermeye çağırıyor, niye Kılıçdaroğlu'na vermemeleri gerektiğine ikna için dil döküyorlar.
'Kılıçdaroğlu sizi kandırıyor, ona değil Erdoğan'a oy verin, yaparsa Erdoğan yapar; yaptı, yine yapar' havasında bir yazı.
Ama HDP oyu karşılığında Kandil'le pazarlığa oturan, Apo'yla ilgili gizli vaatlerde bulunan da Kılıçdaroğlu'ymuş gibi anlatmaya da devam ediyorlar.
Erdoğan, İstanbul mitinginde montajlı bir videoyu gerçekmiş gibi izletmişti. Kandil'deki teröristleri, Kılıçdaroğlu'na 'haydi' diye tempo tutarken gösteriyordu.
Önceki gece canlı yayındaydı; Erdoğan, o videoyu şöyle savundu:
"Kılıçdaroğlu, Kandil'dekilerle video çekimleri var. Bunları yayınladılar. 'Haydi haydi haydi' türü. Ama montaj, ama şu, ama bu."
Ama düzmece, ama kurgu, ama uydurma olması fark etmezmiş gibi. 'Biz yaptık, doğru oldu' mantığıyla.
"Apo'yu çıkaracağız" yazılı sahte CHP broşürleri de yayıldı, biliyorsunuz.
Ve seçmeni yanıltmaya dönük bu dezenformasyonların taşıyıcısı, sandığımızdan fazla.
Yalanı savunmakta hiçbir sıkıntı çekmiyorlar, doğruyu o rahatlıkta savunamazsınız.
HDP ayrı ittifaktaydı, seçime de ayrı girdi.
Yine de Cumhurbaşkanlığında Kılıçdaroğlu'nu destekledi diye HDP'ye denmedik bırakılmadı.
HDP seçmeninin oyunu nasıl reddetmez! Sen misin o seçmene göz kırpan! Kılıçdaroğlu da kirli pazarlıkla ve teröristlerle kol kola girmekle suçlandı, hâlâ da suçlanıyor.
Metiner'in HDP'li kardeşlerine çağrısını, bir Kılıçdaroğlu sevdalısı yapsaydı... Onu da mesela Sözcü yayınlasaydı... Seylerdiniz şimdi gümbürtüyü.
Apo posteri açıp PKK bayrağı taşımayı, özerklik ve eyalet istemeyi suç olmaktan çıkarmakla övünen de kendileriydi. Bay Kemal değil.
Özerklik ve eyalet sistemini tartışma taraftarı HÜDA PAR deseniz, AK Parti listelerinden seçime girdi
Fakat hepsi, Bay Kemal'in işiymiş ve terörle ihanet suçuymuş gibi lanse ediyorlar.
2019'da İstanbul seçimlerinde HDP'ye müdahale için İmralı'dan mektup getirtilmişti. O mektubu sunan kişi, Habertürk yayınında Öcalan'ı "yerli ve milli şahsiyet" ilan ediyordu.
Tek kelime Türkçe bilmeden, burada yaşamadan, parayla vatandaşlık alıp bizim seçimde oy kullanan yüz binlerce yabancı da yerli, milli olabiliyor. Ancak Bay Kemal ve seçmenleri değil.
Pes billahi!
SİNAN OĞAN NASIL TAVLANDI?
Millet değişim istiyor, diyordu.
İkinci turda "Reisleri, HDP'yi ikna eder" diye yükleniyordu. HDP'yle Erdoğan'ı, her an anlaşabilecek kadar eski dost olmakla suçluyordu.
"Türk milliyetçisini kessen HÜDA PAR'la yan yana gelmez" diye diye de yüzde 5 oy topladı.
Ve ikinci turda Erdoğan'a destek açıkladı.
Bu nasıl mümkün oldu?
Pazarlığa oturacağını saklamamıştı, Cumhurbaşkanı yardımcılığı dururken bakanlık teklif edilirse beğenmeyeceğini de...
Erdoğan, "Sinan Bey'le aramızda pazarlık olmadı" diyor. Hayrına, ani bir aydınlanma sonucu birden dümen kırdı demek.
Yeniden Refah'la HÜDA PAR da sevabına AK Parti listesinden seçime girmişti zaten.
Ne Hizbullah'a ne PKK'ya 'terör örgütü' diyen, özerklik ve eyalet tartışması öneren HÜDA PAR'la AK Parti, hangi ortak duruşta buluştuysa...
AK Parti'nin üç bakanlığını dış güç vesayetinden kurtarma sözü veren Yeniden Refah'la AK Parti, hangi ortak ilkelerde anlaştıysa...
Sinan Oğan'la da o duruş ve ilkelerde ortaklaşmışlar yani.
Helal olsun, başka ne denebilir.