Hak değil imtiyaz kavgası

Demokrasilerde kazanmak kadar kaybetmek de hak. Ama imtiyazlar, helal olmadığı gibi baki de değil.

Seçimi kaybeden, kanun önünde eşit kalma hakkı başta, hak ve özgürlüklerini kaybetmez.

İmtiyazları ne olacak derseniz, onlar hak mıydı ki!

TÜGVA, AK Parti döneminde Büyükada iskelesinin üst katını İBB’den ölü fiyatına kiralamış.

İmamoğlu yönetimi, şimdi TÜGVA’yı buradan çıkarmak istiyor. Sözleşmeyi ihlal ederek daha pahalıya başkalarına kiraladıkları gerekçesiyle.

Tahliyeyi durdurmak için mahkemeye başvurmuşlar, TÜGVA’ya hak verilmemiş, talebi reddedilmiş.

Fakat tahliyeyi sağlamaya giden zabıta, karşısında polisi bulmasın mı!

İktidara yardımcı bir gazete, dün “Eşkıya şehre indi” manşetiyle vaveyla koparıyordu.

Güya belediye, hukuksuz bir şekilde basıp mekanı işgale kalkışmış. Hatta CHP’liler, bir süre içeri girmeyi başarıp ne var ne yoksa yağmalamışlar.

Olay yerine giden CHP İl Başkanı Kaftancıoğlu da bu haydutlukta zabıtaya amirlik etmekle suçlanıyor.

Seçimle gelinip gidilen yerde, yönetme hakkı ölmezoğlu değildir. İktidar ilelebet aynı ellerde kalmaz, geçicidir, el değiştirir.

“Ölüm hak miras helal” deyimi, siyasi mirasa uyarlanabilir mi peki? Kaybetmek hak, fakat siyaseten tanınmış ayrıcalıklar miras gibi helal olabilir mi?

Antik Yunan demokrasisinde, kimin sürgün edileceğini belirleyen seçimler vardı. Kaybedenler sürgüne yollanırdı.

Artık kimi sürgüne göndereceğimizi bırakın, kimi imtiyazlı kiralıktan süreceğimizi bile oylamayla seçmiyoruz, o eski çağlardaydı.

TÜGVA’nın orada kalıp kalmayacağı, siyasetin ve seçimin değil hukukun konusu. ‘Kaybettiniz hadi boşaltın’ diye sandıkta seçmen değil, ancak mahkemeler karar verebilir.

Büyükada Kaymakamlığı ile polisinin de bakacağı tek yer yargı; bağlı oldukları siyasi irade değil.

Yargıysa kim haklı, kim haksız; ona bakacak.

Siyasi ihtilaflar sandıkta, hukuki uyuşmazlıklar mahkemede çözülmüyor muydu?

Abba’nın “The winner takes it all” şarkısındaki gibi yürümeyecek herhalde işler. Kazanan her şeyi almayacak, kaybeden her şeyi kaybetmeyecek. Aşk kapışmalarındaydı o.

Mevzuyu AK Parti ile CHP, hükümetle belediye yönetimi arasındaki bir siyasi anlaşmazlığa ve bilek güreşine çevirmek yanlış. Bundan TÜGVA da zarar görür.

İktidarın kendi taraftarlarına imtiyaz dağıttığı, kamu imkanlarını eşit, adil kullanmadığı algısını pekiştirmez mi hem!

Ve ayrıcalıklı statüden, sadece AK Partililerin kopamadığını zanneden de yanılıyor. Ayrılmak, bırakmak bir onlara mı zor geliyor?

2010 referandumunda ‘yetmez ama evet’ dedikleri için Orhan Pamuk, Nilüfer Göle üzerinden tekrar körüklenen nefrete bakın, görürsünüz.

Sınıfsal imtiyazlarını yitiren eski düzenci kalemler, bundan sorumlu tuttukları vesayet karşıtı ‘yetmez ama evet’çileri entelektüel suçtan yargılatsa doymayacaklar. Bugüne gelinmesinde kendi entelektüel yanılgılarının payı daha azdı sanki.

Ellerine fırsat geçse siyaseten kaybeden tarafın rütbesini sökmez, haklarını elinden almaz, Nobel’ine dahi el koymaz, özgürlüğünden mahrum bırakmaz gibi duruyorlar mı hiç?

Sistemin yeni mürtecileri

Eski sistemin ‘mürteci’ dediklerinden AK Partili Bülent Turan, muhalefeti yeni sistemin ‘mürteci’si ilan etti.

“Parlamenter sistem çalışması, siyasi irtica faaliyeti”ymiş.

Böylece ‘irtica’ tehlikesi de yeniden hortlamış oldu.

Turan, ülkeyi parlamenter sisteme geri götürmek isteyen muhalefeti ‘siyasi irtica’cılıkla yani gericilikle suçluyor.

Polemik değeri var. Kelime anlamı bakımından da doğru.

Fakat siyasi karşılığı ne olacak? Ve duruma gerçekten uyuyor mu?

Muhalefet yeni sisteme karşı çıkıyor ama eski sistemi olduğu gibi geri getirmek istemiyor.

Ayrıca ömrü ‘irticacılık, gericilik’ suçlamasına karşı mücadeleyle geçmiş bir siyasi hareketin, rakiplerine bu suçlamayı yöneltmesi ne kadar isabetli?

Cumhuriyet devrimlerine karşı çıkanlara, karşı devrimci anlamında yöneltilen ve cadı avlarına konu olan bir suçlamadan söz ediyoruz.

AK Parti, düne dek maruz kaldığı ve şikayet ettiği ayrımcılıkları, haksızlıkları bugün kendisi karşıtlarına yöneltmekle eleştiriliyor zaten. Bir ‘irticai faaliyet’ suçlaması eksikti, o da tamam oldu.

YORUMLAR (68)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
68 Yorum