Dua edelim de Erdoğan başarsın
İster 'nasıl kazandık' coşkusunda olun...
İster öyle kazanmaktansa böyle kaybetmeyi bin kere tercih edin...
Seçim bitti, ekonomiyi de tüketti tüketecek.
Anlı şanlı ekonomistler uyarıyor; bu modelle değil Mehmet Şimşek, ekonomik durgunlukla mücadelenin piri Keynes bile mezardan kalkıp gelse kurtaramaz diye.
Dış borcu çevirecek rezervimiz kalmadı. Borç ödeyebilme riskimizi gösteren CDS puanımız, kötüleşiyor.
Ya rasyonel, gerçekçi ekonomi politikalarına geri döneriz. Ya da Allah muhafaza, çatı çökerse hep birlikte altında kalırız. Ekonomik çöküntü; iktidar, muhalefet ayırmadan gözümüzün yaşına bakmaz.
Mehmet Şimşek, 5 yıl önce hava güneşliyken çatıyı onarmaya çağırdığında tefe konmuştu.
Yabancı yatırımcı Türkiye'ye gelmesin diye uğraşmakla, kendi ayağımıza sıkmakla suçlanan o Mehmet Şimşek, şimdi yabancı yatırımcıyı getirecek kurtarıcı gibi göreve çağrılıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 2019 tarihli bir konuşması dolaştırılıyor. Babacan'la birlikte Şimşek'i de dürüst olmamakla suçluyordu. Şimşek'le ilgili kanaat revize edilmiş, güncellenmiş demek.
2018'de yolları ayırmak yerine Mehmet Şimşek dinlenseydi çatı, şimdiye onarılmış olurdu. Bugünkü gibi başımıza yıkıldı yıkılacak olmazdı.
Ama Erdoğan, uyarıları dinlemek yerine laf dinleyenlerle çalışmayı seçti. Kaç Hazine ve Maliye bakanı, kaç Merkez Bankası başkanı değişti bu uğurda.
Madem Erdoğan başaramazsa bedelini yalnızca iktidar ödemeyecek, acısı hepimizden çıkacak... Dua edelim de Erdoğan, aradığı "uluslararası itibara sahip finans yönetimi"ni kurmayı başarsın.
'Durdurun dünyayı, inecek var' diye kaçınabileceğimiz bir akıbet değil. İstesek de istemesek de hepimiz, ortak bir kaderi paylaşacağız.
Öyleyse seçimi geride bırakalım artık. İktidar, siyasi gerilimi düşürüp önüne bakmazsa başımıza gelecekler ufukta belirdi.
Serkan Özcanlar, Kerim Rotalar, hatta ve hatta Babacan gibi sözünü sakınan bir isim dahi "iflas" tehlikesinin kapıya dayandığından söz ediyor.
İktidar, bu kez kulak verse iyi eder.
Nebati'nin gönderilip Şimşek'in getirilmesiyle de çözülecek mesele değil.
Nebati; bilimsel modelden sapmayı, epistemolojiden kopuşu temsil ediyor. Şimşekse bilimsel ve gerçekçi politikalara, epistemolojiye dönüşü...
Dolayısıyla Şimşek'e geri dönülüp gerçekçi ekonomi politikalarına dönülmezse bir şey değişmeyecek.
Nebati gibi laf dinletilecekse ekonominin başında ha Şimşek olmuş ha Nebati, aynı tas aynı hamam devam eder.
Tabeladaki ismi değiştirmekle, göstermelik hamlelerle, göz boyayarak idare edilecek aşamayı geçti ekonomi.
Fakat Erdoğan da deneysel faiz-enflasyon tezinde direneceğini söyleyerek kazandı. Sandıkta çoğunluğun onayını aldı, demek halk memnun, bunu istiyor diye tezinde ısrar etse yeridir. Diretmeye hakkı var.
Yine de o hakkı kullanmaması, yanıltıcı propagandanın kurbanlarıyla birlikte hepimizin hayrına görünüyor.
Yazık edilirse kuru, yaş demeden hep birlikte yanarız.
Erdoğan kazanınca hep birlikte kazanmasak da olur, hep birlikte kaybetmeyelim yeter.