Cumhurbaşkanı Erdoğan'la ortak yaramız: K-Pop
Kültür ve Turizm Bakanlığı Özel Ödülleri dağıtıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın tören konuşmasına şaşırmadım, desem yalan olur. Hem şaşırdım hem sevindim.
Çünkü Erdoğan, ortak bir yaramıza parmak bastı. K-Pop salgınından benim kadar rahatsız olup endişe duyduğunu bilmiyordum.
Sadece o mu? Müziğimizin son yarım yüzyılına damga vuran en büyük ozanları say, deseniz... Yine Erdoğan'dan farklı bir liste çıkarmazdım.
Bu kadar mı aynı isimlerde buluşulur, şu cümleyi ben de olsam böyle kurardım:
"K-pop'u çok iyi bilen ama Cem Karaca'ya, Barış Manço'ya, Neşet Ertaş'a, Kayahan'a ve daha nice bu toprakların sesi- soluğu sanat yıldızımıza aşina olmayan gençlerimizi gördükçe elbette endişeleniyoruz, üzülüyoruz, kendimizi sorguluyoruz."
Sezen Aksu gibi aramızda olanlarla olmayanlardan birkaç ismi daha saymazsak, son yarım yüzyılın müzik devleri işte bunlar.
"İşte geldik gidiyoruz bilinmez bir diyara/ eskiden karpuz idik, şimdi döndük biz hıyara" nağmelerinden kulağımıza küpe takan Cem Karaca...
Boş tencerenin sofrada, boş insanın dünyada yeri olmadığını haykıran Barış Manço...
Yazını kışa çeviren, başına kar yağdıran, böyle zulüm böyle kaderi hep garip başa getiren Leyla'sıyla Neşet Ertaş...
"Sarı saçlarından sen suçlusun" şarkısıyla aşk bilemecesini çözüp suçluyu bulan Kayahan...
Elbette bu toprakların sesiydiler, Anadolu'dan eserdi esinleri.
Fakat dünya artık onların, bir zamanlar her yeni şarkıyla müzik listelerini salladığı dünya değil. O hit'lerin yerinde yerli arabesk-rap, yabancı K-pop yelleri esiyor şimdi.
Ne değişti, nasıl oldu, eski anlamlı şarkılar neden üretilemiyor peki?
KÜLTÜR VE SANATIMIZA ÖCÜLER Mİ SALDIRIYOR?
İşte burada Cumhurbaşkanı Erdoğan ve metin yazarlarıyla ayrılıyoruz.
Çünkü Erdoğan, "modern kültür endüstrisinin, tüm araçlarıyla milletin ve farklı toplumların kültürel birikimine saldırması"na bağlıyor.
Yani adımız Hıdır, elimizden gelen budur. Biz ne yapalım, modern kültür endüstrisi bize saldırıyor...
Dijital tekno-kültür yaygınlaştığı, trendler oluşturarak kültürel çeşitliliği tektipleştirdiği, içini boşalttığı ve yozlaştırdığı için böyle oluyormuş.
İçimizdeki sorumluları da "milletine tepeden bakan, kendi değerlerinden ve kültüründen âdeta tiksinen, Batı'dan çok Batıcı zihniyet"miş. "Türkiye'nin kültür hayatında açtıkları yaralar hâlen kapanmadı" diyor Cumhurbaşkanı.
K-pop'u ezber edip Cem Karaca'yı, Barış Manço'yu, Neşet Baba'yı, Kayahan'ı hiç dinlemeden büyüyenler de o tahribatın sonucuymuş.
Dünyadaki K-pop salgını, bize pek öyle demiyor oysa.
K-POP'U İKTİDAR PATLATTI OYSA
Geçen seneydi; Anadolu Ajansı, Kore Dalgası'nın yükseliş hikâyesini 4 bölümde ele almıştı
Şu cümleyle başlıyordu:
"Güney Kore, 1997 Asya mâli krizinde müziğinin milyonlarca kişi tarafından dinlendiğini ve dramalarının kıtaları aşıp insanları ekran başına topladığını fark edince bu 'yumuşak gücü' fırsata dönüştürdü."
Demek ki 2012'ye gelindiğinde... PSY'nin Gangnam Style şarkısı, tüm dünyada duyuldu ve Amerikan müzik listelerini altüst ettiyse tesadüfen olmadı. Klibi de 4 milyardan fazla izlenerek YouTube'da patladıysa şans eseri değildi. 30 yıllık kültür politikalarının sonucuydu.
Güney Kore, devlet başkanının yemin töreninde bile Gangnam Style çalarak bu başarının keyfini çıkarmıyor boşuna.
Siyaseten hak edilmiş, doğru politikalarla söke söke alınmış, iktidarın tercihleriyle doğrudan ilişkili bir başarı çünkü.
K-drama'dan K-pop'a Kore Dalgası, dünyayı etkisi altına kendiliğinden almadı. Hükümetin stratejik desteği, ödüllendirme ve özendirme teşvikleriyle aldı. Dizi ve müziklerini, iktidar tanıtımıyla dünyaya ihraç ettiler. İktidara ve kösteklerine rağmen değil.
Bizde de iktidar, kültürel yozlaşmanın nedenini başka yerde, failini uzakta aramadan önce dönüp bundaki payına bakmalı ve kendine şunu sormalı:
Hangi şarkıcılarla oyuncuları topluma rol model olarak sunuyor? Neye göre ödüllendirip cezalandırıyor? Ne tür müzikle dizi ve filmleri destekliyor, kültür ve sanatta neyi teşvik ederek özendiriyor? Yandaşlığı, partizan çığırtkanlığı, kendine alkış ve bağlılığı mı; kaliteli içeriği ve onu üreteni mi?