CHP'ye kayyum atatmadan rahat etmemek

Özgür Özel'in genel başkan seçilmesinde şaibe var, dediler. CHP tekrar kurultay yaptı, seçimi yeniledi. Özgür Özel 300 küsur oy daha fazla aldı, güçlenerek yine kazandı.

Bu kez "CHP'yi kurultay da kurtaramaz" diyorlar. Bir gazete hiç gocunmadan böyle başlık attı.

"CHP'nin şaibeli kurultayı için verilebilecek bir iptal kararıyla, Kılıçdaroğlu sonrası tüm işlemlerin 'yok' hükmünde sayılması mümkün"müş.

Yani bir iptal kararına bakar, diyorlar.

Sosyal medyada da bu kurultayı saymayan lakırdılar ediliyor. CHP'ye, kayyum tehlikesini savuşturmuş gibi hemen sevinmesin diye tehdit savuruyor, parmak sallıyorlar.

Maksat, üzüm yemek değil bağcıyı dövmek. Ama bunu doğrulamış olmaktan bile çekindikleri yok.

Ne yapıp ne edip CHP'ye kayyum atatmadan rahat etmeyeceklerini gösteriyorlar.

Ana muhalefetin, kayyum baskısından ya da korkusundan kurtulmasına izin vermek niyetinde değiller.

Gören de şimdi mumla aradıkları, başaörtüsü yasaklarını savunan eski CHP'yi çok sevdiklerini sanacak.

Özgür Özel'in listesinden Parti Meclisine Sevgi Kılıç'la birlikte Emine Uçak da girdi. Tarihinde ilk kez Parti Meclisinde başörtülü sayısı ikiye çıktı.

CHP artık orduya, yargıya değil sadece millete yaslanan bir siyaset izliyor.

Ülkeye, millete kaybettiren, hiçbir hayrı dokunmayan kimlik kavgasından, kısır çekişme ve hesaplaşma arayışlarından siyaseti çıkarmak için alın size fırsat. Millete hizmette yarışmak için şartlar oluşmuş demekti.

Tam da AK Parti'nin yarışmak istediği, karşısında arayıp bulamamaktan yakındığı rakip buydu oysa.

CHP'deki değişimden en çok AK Partililer memnun olmalıydı. Fakat hâlâ yüzyıllık rövanş duygularını, kimlik kutuplaşmalarını geride bırakmaya yanaşmıyor iktidar fedâileri. Ellerinden gelse CHP'deki değişimi yargıda terse çevirecekler.

Üstünlerin hukukunu bitirip hukuku üstün yapmak, gerçek seçimlerle millet iradesini yönetime hakim kılmak, sandıktan başka güç ve vesayet odağı tanımamak için yola çıkılmıştı.

Ana muhalefeti kayyumla iktidarın kuklası, seçimleri göstermelik yapmak için verilmemişti demokrasi mücadelesi.

Devlette bir odağın, İmamoğlu'nu güvenlik sorunu gördüğüne dair laflar yayılan günlere geldik.

Vesayetçilik neydi, hani bitirilmemiş miydi, hem kendini inkâr olmaz mı; çabuk unutulmuş.

Nereden nereye!

PKK'NIN FESHİ VE 19 MART SÜRECİ

DEM; iktidarın ipe un serdiğini, süreci oyaladığını iddia ediyor. Grup Başkanvekili Sezai Temelli söyledi. Terör örgütü PKK'nın kendini feshi için gerekli şartların sağlanmadığı iddiasında.

Hangi şartlar sağlanacak, ne bekleniyor; bilmiyoruz.

Temelli, aksama ve gecikme nedenleriyle ilgili iki tarihe dikkat çekiyor: 27 Şubat ve 19 Mart.

Öcalan silah bırakma çağrısı yapmıştı, 27 Şubat için dediği şu:

"İktidar, 27 Şubat bugüne kadar âdeta bir donma hâli yaşıyor. Sürekli aynı şeyi duyuyoruz iktidardan, ‘kongrelerini yapsın PKK, silah bıraksın.’ Peki kongreyi nasıl yapacaklar? Güvenliği, hukuku, kongrenin yapılma koşullarının konuşulması, kongreye Öcalan’ın nasıl katılacağı, hangi iletişimle orada bulunacağı... Bunlarla ilgili hiçbir şey konuşulmuyor..."

19 Mart için de "İmamoğlu ve arkadaşlarının tutuklanması"ndan giriyor... Siyasi özgürlüklerin yok edildiği yerde hiçbir hakkın savunulamayacağından ve "Kent Uzlaşısı'nın kriminalize edilmesi"nden, "kayyum senaryoları"yla bunun "derin bir siyasi krize yol açtığı"ndan çıkıyor.

Sadede gelirsek...

DEM; 27 Şubat'la 19 Mart'ta başlayan süreçleri, birbirinin zıddı olarak tanımlıyor. İkisi bir arada yürümeyecek süreçler gibi.

Biri; Bahçeli'nin bayram makalesinde ortaya koyduğu üzere siyasetin alanını herkes için genişletecek, kapsamlı demokrasi ve hukuk reformları vaat ediyor.

Diğeriyse Öcalan ve DEM'e açılacak alanın, İmamoğlu ve CHP'ye kapatılması anlamına geliyor.

Belli ki DEM, bu ikisinin bir arada yürümeyeceğinin farkında.

İktidar, bir yol ayrımına yaklaşıyor. Bakalım hangisini seçecek.

YORUMLAR (81)
YORUM YAZ
İÇERİK VE ONAY KURALLARI: KARAR Gazetesi yorum sütunları ifade hürriyetinin kullanımı için vardır. Sayfalarımız, temel insan haklarına, hukuka, inanca ve farklı fikirlere saygı temelinde ve demokratik değerler çerçevesinde yazılan yorumlara açıktır. Yorumların içerik ve imla kalitesi gazete kadar okurların da sorumluluğundadır. Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır. Özensizce belirlenmiş kullanıcı adlarıyla gönderilen veya haber ve yazının bağlamının dışında yazılan yorumlar da içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır.
81 Yorum