Ayasofya’ya karşılık Ruhban Okulu denmeyecek
AK Parti’nin ilk döneminde ha açıldı ha açılacaktı, 2010’dan sonra bahsi edilmez oldu, 1971’de kapatılan Heybeliada Ruhban Okulunun açılması şimdi yeniden gündemde.
Karar gazetesi, iktidarın sessizce yürüttüğü hazırlıkları dün manşetten duyurdu.
3 hafta önce Yunanistan Başbakanı Miçotakis’in Ankara’yı ziyaretinde önden lâfı geçmişti. İki taraf da Miçotakis’le Erdoğan görüşmesinde konuşulmasını bekliyordu.
Milli Eğitim Bakanı Tekin, önceki hafta sonu tâdilat gerekçesiyle okula gidince... Artık anlaşıldı Vehbi’nin kerrâkesi. Aceleyle tadilât olmuş meğer ziyaretin gerekçesi.
Aslında iktidarın, epeydir elde tuttuğu Ruhban Okulu kozunu oynamak için bir ısınma hareketiymiş. Bakan, Fener Patrikhanesi ve Rum Cemaati temsilcileriyle peşreve tutuşmuş.
Karar’ın manşeti dün sorulduğunda Bakan Tekin, niyeti doğruladı. Kendisi şahsen açılmasını arzu ediyormuş. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da özel talimatı olmuş, açmak istediklerinde nasıl yapacaklarına dair ders çalışsınlar diye.
E Allah’ın bildiğini kuldan saklamanın âlemi ne! Ayasofya’ya karşılık Ruhban Okulu açıldı, denmeyecek. Endişeye gerek yok.
Madem yapılacak bir jest, mahcup mahcup değil de bari göstere göstere, tam yapılsa...
İç popülizm için, din düşmanlığıyla göz boyamak uğruna Batı’yla sertleşir gibi yaparak yumuşamaya devam edilirse korkarım kozlar boşa gidecek. Ruhban Okulu açıldığıyla kalacak, iktidar da Batı’dan umduğunu bulamayacak.
Ne derler, yarım yumuşama kutlu doğumla sonuçlanmaz.
YUMUŞAMAYA SELAM KAYYUMA DEVAM MI?
AK Parti, sadece Batı’yla yumuşamada tutarlılık sınavından geçmiyor. İçerideki yumuşamada da öyle.
İç siyasette kutuplaşmayı bitirmekse amaç... İktidarın; CHP’yle yumuşar gibi yaparken DEM’le sertleşmesi, sol eliyle yaptığını sağ eliyle bozmasından farksız.
DEM’li Hakkâri Belediyesine dün kayyum atandı. 2 ay önce seçimle gelmiş Mehmet Sıddık Akış, başkanlıktan idari kararla seçimsiz gitti. Terör suçlarından hakkında devam eden bir yargılama ve soruşturma varmış.
Yeni mi anlaşıldı, aday olması serbest de kazanması mı yasaktı?
Sandık sonucunu sandıksız değiştirmeye, seçmenin iradesini hiçe saymaya kaldığı yerden devam edilecek demek.
Neresinden baksanız yanlış. Neresinden baksanız amaca hizmet etmiyor; hukuken keyfi, siyaseten yersiz ve demokrasiye ters.
Dışarıdaki her ucuz popülist sertleşme, makul bir yumuşama adımını nasıl götürüyor, sıfırlıyorsa... İçerideki her bir sertleşme de yumuşama açılımlarını öyle boşa çıkarıyor.
‘Yumuşamaya selam, kayyuma devam’ siyaseti tutacak olsa çatal kazık da yere geçerdi.