2024'te vergiden yana şansınız kaç?
Şansınız sıfır gibi görünebilir. Fakat hemen üzülmeyin, vergide kaybeden kumarda kazanıyordur belki.
İktidarın bir bildiği olmalı; yoksa halkın evine, arabasına, yakıtına ek vergiler, vergilerin üstüne esaslı zamlar koyarken şans ve bahis oyunlarında vergiyi yarıya düşürmezdi.
Yüzde 50 indirim geldi, milli piyango bileti almaya teşviktir bu. At yarışında, futbol bahislerinde de deneyebilirsiniz şansınızı, vergisi ucuzladı.
Kullan-at tuvalet kâğıdı, lüks tüketim vergisine sokulmuştu. Elit işiymiş, yıka-kullan taharet bezi halkın nesine yetmezmiş gibi.
Tuvalet kâğıdının KDV'si, benzinin ÖTV'si, arabanın MTV'si bu sene ikiye katlandı. Konutta da yeni vergiler yolda, Bakan Şimşek müjdeledi
Ee, halkın işi artık şansa kaldığına göre kumarın, zaruri ihtiyaç kaleminden vergilendirilmesi de beklenirdi.
Sıradan bir kapanış yakışmazdı, Türkiye Yüzyılı'nın başladığı sene bu. Böylece 2023'ün şahlanışları da taçlandırılmış oldu.
Amaç, yasal oynamaya teşvik ederek yasa dışı sanal bahisle mücadele etmekmiş.
İkramiyelerden vergi yüzdesi kesiliyordu. Yine kesilecek. Kumar kazançlarının vergilendirilmediği söylenemez. Müteahhit mi bunlar, niye muaf tutulacaklarmış ki!
Yalnızca indirim aldılar. Başına kuş konan, milli piyango vuran talihliler, yarısını ödeyecek, o kadar. Başka kıyak yok.
Verginin eki, zammı halka düşerken teşviki, affı, desteği niye hep müteahhitlere gidiyor da diyemezsiniz artık.
Gerçi iktidar, vazgeçtiği vergileri toplasa halkın vergi yükünü ikiye katlaması, Hazine arazilerini satışa çıkarması filan gerekmezdi. Ama o da bir ihtiyaç, bazı sektörler teşvik ister.
Bütçede bu sene bir trilyon lira daha fazla açık öngörülünce ne yapılacaktı? Tabii ki giderleri karşılayacak yeni gelir kapıları arandı.
Tasarrufa, vergi harcamalarını kısmakla başlansa açık kapanabilirdi, evet.
Vergi harcaması, vazgeçilen vergilere deniyor. İndirim, erteleme, muafiyet, şu teşvik, bu istisna adı altında toplanmayan vergiler yani.
2023'te de toplanacak vergilerin yüzde 27'si kadar tutuyor bunlar.
Ancak o zaman vergi avantajı ve ayrıcalıklarından yararlananları kim düşünecekti?
Vergi kolaylığı sağlananlarda başı; işverene istihdam desteği dışında inşaat, enerji ve finans piyasası çekiyor.
Ödül mü, kıyak mı, yoksa gerekli ve isabetli bir teşvik mi? Vergilerin neredeyse üçte biri kimlere bırakılıyor, ismen açıklanmadığından söylemek zor.
Bu yıl ikiye katlanan vergi hedefi, 4 trilyon 270 milyar liraydı. Gelecek sene ikiye katlanacak hedefse 7 buçuk trilyon lirayı bulacak.
Devletin kalem çektiği vergi alacakları; bu sene 1 iken seneye 2 trilyon lira dolaylarında gezinecek.
Milli piyango ve şans oyunlarına vergi indirimiyle biraz daha büyüyebilir açık. Siz kapatacaksınız. Alınmayan vergiler, sizden çıkacak.
Hadi şansınız bol olsun.
ANAYASA'YA UYMAMANIN FATURASI HALKA
AYM, haklarının ihlal edildiğine ve içeride haksız tutulduğuna yine karar verdi. Hem de daha çok oyla. Ama ceza mahkemesi, hapisten Hatay milletvekili seçilen TİP'li Can Atalay'ı tahliye etmemekte diretti. Ve topu, bir kez daha Yargıtay'a attı.
Kimin, bu durumda ne yapacağı Anayasa'da açık yazıyor oysa. Görev ve yetki karmaşası, bir belirsizlik filan yok.
Mahkeme bile uymuyor, tanımazdan geliyorsa Anayasa ayaklar altında, demektir.
Anayasa'da yazdığı gibi olmuyorsa kurallı değil keyfi yönetim vardır. Güçlü haklıdır, haklı ise bu düzende güçlü değildir, güvencesiz ve korumasızdır.
O yüzden Anayasa'ya karşı koymak, direnmek bedavaya gelmez.
Hak, hukuk, adalet, vicdan, Allah korkusu bilmeyenler bile unutmasın.
Hukuksuzluğun zararı sadece mağdurlarına dokunmaz. Ülkeye de ağır bir bedeli var.
Size dokunmayan yılan, bin yıl öyle yaşayabilir ama size dokunmadan haksızlık, hukuksuzluk yaşayamaz. Mutlaka ucu gelir, bir yerde size dokunur. Canınıza, malınıza, hakkınıza, hürriyetinize dokunmasa cüzdanınıza dokunur.
Mehmet Şimşek, bakanlığı devralırken kurallı yönetime geçmeden yatırım gelmez, demiyor muydu?
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ekonomiyi düzeltmek için yargı refornlarıyla hukuku düzelteceklerini söylemiyor muydu?
Demek ki fakirleşmenizin sebebi keyfilik, kuralsızlık ve hukuksuzluk. Fakirlik sonuç.
2024 için yıllık asgari ücret belirlendi, bugünkü kurla 570 dolarlara denk geliyor. Merkez Bankasının 2024 kur tahminine vurduğunuzdaysa şimdiden 400 dolarlara eriyor.
2000'den 2023'e tam 23 yıldır asgari ücretimiz, kabaca 250 ila 550 dolar arasında inip çıkıyorsa nedendir?
Romanya, Bulgaristan arkadan gelip bizi sollarken, ABD ile AB'de ücretler son 10 yılda 300-500 dolar artarken biz niye patinaj çekip yerimizde sayıyoruz, dersiniz?
Hukukun üstün olmadığı, üstünlerin hukuk olduğu rejimler çok tuzludur. Halka daima pahalıya patlar. Gabar petrolü, Karadeniz doğal gazı da hukuksuzluğun ekonomiye maliyetini karşılamaya yetmez.
İran, dünyanın ikinci en büyük doğal gaz rezervlerine sahip. Hâli ortada.
Demokratik bir hukuk devleti olmak, bizim için petrol, doğal gaz zengini olmaya eş değer.
Bizi fakirleştirme pahasına hukuku kim, ne uğruna çiğniyor peki?