Tunus'u Türkiye'den okumak
Arap baharı Suriye’de tıkandı çünkü Suriye’de Türkiye ile Amerika’nın Orta Doğu‘ya bakışı farklılaştı. Suriye’de onun için yıllardan beri devam eden bir iç savaş var.
Türkiye ile Amerika’nın Mısır’da da politikaları farklılaştı bu sebeple.
Ve şimdi Tunus’ta bu farklılaşma yeni bir safhaya bürünmüş oluyor.
Türkiye 1997’de bir 28 Şubat süreci yaşadı, bu sürecin ben -İslam çok oldu gerekçesine dayandırıldığını- yazdım o zaman. Uluslararası güç odakları ve onların Türkiye’deki uzantıları -Türkiye’deki İslam’ın siyaset alanında, ekonomide, bürokraside, dış politikada çok olduğu- kanaatindeydiler ve bunun önlenmesi için asker - siyasetçi işbirliği ile bir süreç başlatıldı. Burada Cumhurbaşkanı Demirel önemli bir rol oynadı.
28 Şubat sürecinden sonra Ak Parti Refah’tan farklı bir politika izleyeceği vaadiyle siyaset sahnesine girdi. Amerika’ya gidildi, Avrupa’ya gidildi ve Refah’tan farklı bir dış politika okuması, Orta Doğu okuması üzerinde duruldu, Ve bu çerçevede Arap Baharı süreci ile Orta Doğu’ya, yani İslam dünyasına Ak Parti formatında yeni bir siyaset dili getirilebileceği konusunda uluslararası bir zemin oluştu. Demokrasi gelecek, hukuk devleti oluşturulacak, kadın hakları öncelenecek ve diktatörlükler devrilecek… Böyle bir zımni ortak payda oluştu Ameriika ve Avrupa ile.
Ancak zaman içerisinde Arap Baharı kuzey Afrika’dan başlamak üzere Arap İslam toplumlarında Siyasal İslam’ın iktidara geleceği gibi bir sonuca doğru yürüdü. Bunun adı -İhvan İktidarı-ydı. Ak Parti bu dönemde Mısır’a, Tunus’a giderek -laiklik üzerinde duyarlı olunması- telkinlerinde bulundu. Bunun amacı Batı dünyasına -Demokrat bir İslami siyaset güvencesi- vermekti, ancak Mısır’da İhvan’ın iktidara gelmesi ardından Amerika Suriye’de işin kendi hesaplarına uyan biçimde gitmediği değerlendirmesini yaptı ve Suriye’yihiç savaş ortamına terk etti. Bu arada işin içine Rusya da girmişti. Bundan sonra Amerika’nın Türkiye ile ilişkilerinin önceden öngörülenin çok dışında geliştiğini görmekteyiz; bir gard alma durumu söz konusu Amerika tarafından. Ve bundan sonra Amerika’nın bölgedeki müttefiklerini Türkiye’ye karşı aynı gard alma pozisyonuna sevk ettiğini, bu arada Kürt sorununda da farklılaşmalar içine girildiğini görmekteyiz. O zamandan bugüne Orta Doğu‘da Türkiye’nin yalnızlaşması istikametinde bir politikayı geliştiriyor Amerika; burada Suudi Arabistan’ı, Mursi’nin devrilmesinden sonra Mısır’ı, Birleşik Arap Emirlikleri’ni ve körfez ülkelerini Türkiye karşıtı pozisyonda bir araya getiriyor. Bu arada İsrail bu cepheyi besliyor.
Tunus meselesine buradan bakıldığında Türkiye‘ye karşı yeni bir gard alma durumunun ortaya çıktığını görmekteyiz. Aslında Libya olayında Türkiye’nin pozisyonu hem Amerika hem Avrupa hem de bölgedeki ülkeler tarafından problem olarak görülmekteydi. Türkiye’nin Serrac yönetimine askeri destek vermesi tepkilere yol açmaktaydı. Tunus’ta meydana gelen hadise bu ülkede Türkiye’nin partneri gibi görülen Nahda hareketinin ve onun lideri Gannuşi’nin devre dışı bırakılması operasyonu niteliği arz etmektedir.
Cumhurbaşkanı Kays Sait darbe diye nitelenen operasyonuyla anayasadan kaynaklandığını ifade etmesine rağmen hem Meclisi hem hükümeti devre dışı bırakıp yönetime el koymak suretiyle Tunus’u olağanüstü bir sürece sokmuş bulunuyor. Kays Sait bu eylemiyle yakında ziyaret ettiği Paris’i mutlu etmiş olmalı. Kays Said’in hamlesine Mısır, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri destek vermiş bulunuyorlar. Bu fotoğraf Amerika’nın ve İsrail‘in sevdiği bir fotoğraftır. Türkiye olayı darbe olarak nitelemiş bulunuyor. Aslında Nahda hareketi ve lider Gannuşi Tunus’ta oldukça iletişime açık, demokrat bir tavır sergilemeyi tercih etti. Mısır örneğinden ders aldığı gibi bir izlenim ortaya çıktı, ancak Gannuşi’nin bu çizgisine bile uluslararası projenin Orta Doğu ayağında yer olmadığı kanaatini uyandırıyor.
Türkiye’den Tunus okunduğunda Türkiye’nin bölgede bir dost ayağının daha devredışı bırakıldığı gibi bir sonuca varmak mümkün. Bu durumda Libya’daki Türkiye varlığı da zora girebilir.
Anlaşıldığı kadarıyla uluslararası sistem 28 Şubat mantığını devam ettiriyor ve o zaman Refah iktidarına karşı olduğu gibi şimdi de Tayyip Erdoğan iktidarına karşı aynı değerlendirmeyi yapıyor. Anlaşıldığı kadarıyla uluslararası sistemin Orta Doğu‘da ve İslam coğrafyasında İslam’ın ne kadar olacağına dair standartları var ve o standartlar aşıldığında operasyonlar farklı biçimlerde devreye giriyor. Bunun için adı İslam ülkesi olan ülkeleri devreye sokabiliyorlar. Herhangi bir İslam ülkesinde uygun aktörler bulabiliyorlar ve -Yalnızlaştırma politikası- bir biçimde devreye giriyor.
Tunus’taki darbeden sonra Türkiye durumu yeniden değerlendirecektir. Görüldüğü gibi dünyada tek başımıza değiliz Ve farklı güç kombinasyonları içerisinde ilerlenebiliyor. O zaman bir anlamda her adımda güç değerlendirmesi yapmak kaçınılmaz hale geliyor. Aksi halde istemediğimiz bir takım kuşatmalarla karşı karşıya kalabiliyoruz.
Tunus hadisesi ibret verici bir olaya dönüşmüş bulunuyor. Suriye henüz çözülmüş değil değil. Suriye’de kurumlaşmakta olan Kürt yapılanması nereye doğru evrilecek bilinemiyor. Mısır’la Sisi yönetimine tavır alındığından bu yana yeni adımlar atmak zorunluluğu hissediyoruz. Tunus’ta Kays Sait hamlesini darbe olarak niteledik, bundan sonraki süreçte Türkiye’nin Tunus‘la ilişkisi Mısır’la ilişkisine mi benzeyecek yoksa Mısır tecrübesinden sonra Tunus‘la daha farklı bir ilişki oluşturabilecek miyiz, bunlar önemli sorulor. Çünkü çünkü Tunus olayı Kuzey Afrika’daki diğer ülkeler nezdinde de bir Türkiye duyarlılığına yol açabilecek nitelikte gözüküyor. İstemesekte bu ülkelerin geçmişte Avrupa ülkeleriyle özellikle Fransa ile irtibatları hala belli ölçüde ilişkileri etkiliyor.
Son söz olarak şu söylenebilir: Gerçekten dünyada yalnız değiliz ve dış politika güç dengelerine göre oluşuyor. Aradan uzunca zamanlar geçtikten sonra devreye sokulan telafi mekanizmaları çoğu zaman istediğimiz kıvamda sonuçlar vermeyebiliyor.















Dindar insanların artık şunu anlamaları lazım. dinin hakimiyetine dayalı tarım toplumları buhar kazaanının icadı ve sonrasındaki gelişmeler sonucu 18nci yy'da çöktü. bu toplum şartlarında oluşmuş toplumsal kuralların artık modernite denilen hayat tarzında karşılığı yok. (imani konular hariç) modernizm denilen hayat hiçbir dinin ürünü degildir. din dışıdır akıl ve bilimin tetiklemesi ile spontane gelişmiştir. öngörülmüş, planlanmış değildir. hele hele müslümanları sömürmek için hiç değildir.
Yanıtla (2) (1)Yanilgidasin arkadaşım
Yanıtla (2) (3)Din olmazsa toplum ahali devlet yok olur
Örnektir sosyet ve bağlı devletleri 60 70 yıl boyunca ucube insanlar ve ucube devletler oluştu sonra 1990 da iflas.
Şu anda hala onlarca çocuk hükmünde devletcikler mevcut sovyetlerin yaptigi tahribat neticesinde.
Dogru muhakeme ile arastirsan bilim ve ilmin gelişmesi temelde dine dayalıdır
Ama.zamanla dini tekeline alan bazı na ehiller çıkarına kullanmışlar, taassup oluşmuş oda dinden degil dindarım diye geçinenler yüzünden.
sayın Mehmet y. din ile inanç aynı değildir. Sovyetlerin yaptığı dini yasaklamaktı . hiç bir yararı da olmamıştır. doğru olan dinide inancıda insana bırakmaktır. orta çağda dini hükümler iş yapıyordu, çünkü başka bir bilgi yoktu. zorunlu olarak insanlar kabul ediyordu. bilginin ve kaynagın çeşitlenmesi ile din dışı bir hayat ortaya çıktı. geriye dönüş artık mümkün değil.
Yanıtla (0) (0)Devam ettirilmek istenen hayat din ile alakası yok,sadece hakim güclerin menfeatına hizmet etmeyen her kimse dinine bekmadan tehlikeli ve dikdatördür.Venezülyada alenen darbe yapmak isteyen ABD venezüvelle devlet başkanı ülkesini dini kurallarlamı yönetiyordu da darbe yapmak için çoook uğraştı
Yanıtla (0) (0)Mıhaliflik başka mulefet başka.batıla karşı çıkmak ve insana hizmet için insanların malından kulllanmakla düşmanın sataşması aynımı!?
Yanıtla (0) (0)Aceba İslam tekrar başka topraklardan mı yükselecek? Bu topraklar görevini bitirmiş ve tamamen çoraklaşmış gibi görünüyor. Patagonya? Uruguay? Lapland? Singapur? Alaska? Christchurch? "Allah'ın arzı geniştir". Aceba İslam'ı ve Kur'an'ı artık anlamaktan ve idrakine varmaktan tamamen uzak mı düştük? Allah uyanışın başlangıcını başka coğrafyalara ve kültürlere mi nasip edecek? Çok boyutlu ve hikmetin sonsuz ve akıl almaz kombinasyonunda düşünmek lazım.
Yanıtla (3) (1)Bu işlere islam'ı (yani dolayısıyla islamcı siyasetçileri) karıştırdıkça işler daha da içinden çıkılmaz hale geliyor, karıştırmazsan olaylar daha kolay çözülür. Çünkü islam dini bu konuların "öznesi" haline geldi ve bu konu üzerinden karşı argüman ortaya koymak (ortaya konulan argümanlar daha katı ve ilk çağlara uygun bir argüman olduğu ve böyle tepki verilmesi de istendiği için) çözüm olmuyor.
Yanıtla (1) (0)Güzel ve orijinal.bir fikir
Yanıtla (1) (0)Evet kendini herseyin merkezinde gorenleri inkisari hayale uğratacak sunnetullaha uygun güzel dusunce
Yanıtla (1) (0)Arap Baharı süreci ile Orta Doğu’ya, yani İslam dünyasına Ak Parti formatında yeni bir siyaset dili getirilebileceği konusunda uluslararası bir zemin oluştu. Demokrasi gelecek, hukuk devleti oluşturulacak, kadın hakları incelenecek ve diktatörlükler devrilecek… Böyle bir zımni ortak payda oluştu Amerika ve Avrupa ile.
Yanıtla (1) (1)Bu yazdıklarınıza siz inanıyor musunuz? ABD ve Avrupa demokrasi getirecek
meslek icabi, maa$ hakedilsin diyedir. Abim ocakcilik yapar, üc asagi bes yukari ayni seyleri söyler.,
Yanıtla (0) (0)aldigi maas ise kit kanaat . Yalan dünya bu...
Aslında yazar bir bakıma, kendisinin de destek verdiği dönemlerde, akp' nin diş güçler tarafından nasıl iktidara getirildiğini ayan beyan anlatmış.
Yanıtla (0) (1)Şu akp iktidarını gördükten sonra 28 Şubat'ı yapanlar ne kadar ileri görüşlü imişler demekten kendimi alamadım.
Yanıtla (4) (2)Kendinizce bir durum özeti yapmışsınız. Ancak şunu söyleyelim, mesele demokratikleştirmek de aynı zamanda. Söylediğiniz gibi sadece İslami hareketler bu derecede olmalı, ölçüsü kaçmasın olayından ziyade din üzerinden hükümet olanlar da asla koltuğu bırakmamak, gerekirse demokrasiyi ayaklar altına almak suretiyle bir zaman sonra hareket ediyorlar. Abd'nin planlarından daha tehlikeli olan şey bizlerin plansızlığıdır.
Yanıtla (2) (0)A.Davutoğlu 2015 te %49,5 oyla başbakan olmuştu. Ne olduysa istifa ettirildi. Yani azledildi. Şimdi biz Tunus'a demokrasi dersi veriyoruz. Önce bir kendimize bakalım, sonra başkalarına ders verelim.
Yanıtla (19) (2)Ahmet Davutoğlu bir öğretmendi ,Meclise girmeden Bakan oldu,Haketmediği halde Başbakan oldu. Onu Başbakan yapan kişiye karşı "ahde vefa olarak" şimdi Kiliçtaroğlu ile birlikte hareket ve hakaret ediyor. Acaba bu zikzakları çizen bir kişi ülkeyi nasıl yönetecek.Şimdi %05 alırsa ozaman ben haksızlık edildiğine inanacağım.
Yanıtla (4) (18)Yani sizin zihniyete göre herkes erdoğan'ın yanlışına "ahde vefa" gösterip sessiz kalmalı,öylemi. "Haketmediği" halde onu başbakan yapan zata neden başbakan yaptığını sordunuz mu? yoksa bu da mı vefasızlık olur. Anayasada izin verilmesine rağmen milletvekili olmadan kabineye giren adam "haketmeyen" adam mıdır?Son olarak siyasette çokça zik zak çizen erdoğan'a bir sözünüz var mı?
Yanıtla (2) (0)Ahmet Ali Gül,A.Davutoğlu bu makamlara getirilirken getirenler siesta tatili mi yapıyorlardı…!
Yanıtla (1) (0)Şimdi yüzde 49.5'un buçuğunu alsın da görelim!
Yanıtla (5) (7)Sayın yazar 28 şubat yeşil sermayeye karşı yapıldı demissiniz.Yani islami kıpırdamamalı abd ve israil durdurdu.Peki 15 temmuz,ihvan suriye. Biraz kafaları karışırsınız.
Yanıtla (2) (0)Sayın yazar bundan bir ay önce Filistin liderlerinden İsmail Haniye Ahmet Davutoğlu beye mektup yazarak yardım istedi ve Avrupa nezdindeki nufusunu kullanmasını istedi.Türkiye çözüm üreten çok büyük bir değeri Davutoğlu nu tasfiye ile meşgulken her kes değerini biliyor.
Yanıtla (2) (2)Belki maddî ve mânevî hayat-ı Muhammediye (a.s.m.) , âsârının şehadetiyle, hayat-ı kâinatın hayatıdır. Ve risalet-i Muhammediye (a.s.m.), şuur-u kâinatın şuurudur ve nurudur. Ve vahy-i Kur’ân dahi, hayattar hakaikinin şehadetiyle, hayat-ı kâinatın ruhudur ve şuur-u kâinatın aklıdır.
Yanıtla (3) (1)Evet, evet, evet! Eğer kâinattan risalet-i Muhammediyenin (a.s.m.) nuru çıksa, gitse, kâinat vefat edecek. Eğer Kur’ân gitse, kâinat divane olacak ve küre-i arz kafasını, aklını kaybedecek,.....
"Evet, nasıl ki hayat bu kâinattan süzülmüş bir hülâsadır. Ve şuur ve his dahi hayattan süzülmüş, hayatın bir hülâsasıdır. Akıl dahi şuurdan ve histen süzülmüş, şuurun bir hülâsasıdır.
Yanıtla (2) (1)Ve ruh dahi, hayatın hâlis ve sâfi bir cevheri ve sabit ve müstakil zâtıdır. Öyle de, maddî ve mânevî hayat-ı Muhammediye (a.s.m.) dahi, hayat ve ruh-u kâinattan süzülmüş hülâsatü’l-hülâsadır ve risalet-i Muhammediye dahi (a.s.m.), kâinatın his ve şuur ve aklından süzülmüş en sâfi hülâsasıdır....
Tunus'ta yapılanları tasvip etmeyen AKP'liler,2015 te Davutoğlu'nu hemde % 49,5 oy almış birinin altını oyarak istifa ettirilmesi işine ne dersiniz.
Yanıtla (8) (4)Bati dünyası, talibanla ayni kafada olan yönetim istemiyor. Biz istiyormuyuz? Talibanla inancımız bir kolay anlaşırız diyormuyuz? Isid için de başlangıçta yumuşak tavır almıştık. Onlarla da ayni inanca sahipmiydik? Dini siyasetten tamamen uzak tutmamız gerekir. Din devleti vahşettir.
Yanıtla (12) (0)Ne dini ne de din siyaset ilişkisini bilmeyen adamların vardığı nokta cehalet izharıdır, saçmalamaktır. Senin din devletinden anladığın Taliban mı? İnsan bazen haddini bilip sükût etmesini bilmelidir.
Yanıtla (1) (10)Kurana göre DİN DEVLETİ KURULAMAZ. ( net anlaşılsın diye büyük harf yazdım). Çünkü DİNDE ZORLAMA YOKTUR( Bakara suresi). Zor kullanamayan, devlet olamaz. Kuran'da zaten kul hakkı dışında ceza yoktur. Dinin sahibi Allahtır. Dini ceza veremezsiniz. Kul /Dünya işleri ile ilgili hukunuza uygun işlem yaparsınız. Yani karşı olduğunuz Laik anlayış, zaten Kuranın hükmüdür. Tersini yaparsanız, İslamın yüzü böyle yerlerde sürünür. Taiban_İhvan vs güzellemeleri kavgası devam eder!
Yanıtla (1) (0)Din devletini sen ne sanıyorsun? Var mı bildiğin örneği?
Yanıtla (1) (0)Tunus'u 3 sene kadar önce gördüm,bizim 30 sene gerimizden geliyorlar.Suudi Arabistan'ı 10 sene evvel gördüm,Kabe'nin etrafındaki binaların dışına çıktığınızda,yine Medine'de Mescidi Nebevi'nin dışına çıktığınızda gerçek fakirliği görürsünüz.İran'ın başkenti Tahran'da benzin ve mazot kokusundan geçilmiyor.Müslüman ülkeler içinde Türkiye'nin kıymetini bilelim,Bizim ülkemizdeki bu durumun da geçici olduğuna inanıyorum.Sandık seçmenin önüne geldiğinde takke düşer kel görünür.Bu millet feraset sahibi
Yanıtla (8) (0)Ağzını açan kuranda her şey yazıyor.Yazıyorsa da bizler anlayamıyoruz.Elin gavuru sözde kuranı incelemiş okumuş büyük keşifler icatlar ve mucitler yaratmış.Benim kurandan anladığım bu dünya fani daima öbür dünya İÇİN çalışın bu dünyada ser sefil idare edin.Ebu Lehep ve karisi İÇİN turlu turlu iskence ve cezaları açık açık anlatıyor atomu vd nasıl yapacağız sır gibi saklanıyor.Kaç kadınla nasıl evlenilir,mehiri behiri anlatılır,ekini nasıl ekeceğiz biçeceğiz anlatilmaz.İslamda bu kavgalar bitmez.
Yanıtla (5) (4)Musto. Covid ve Crona.yi Atlattin.
Yanıtla (1) (0)Ho$ Geldin.
Milli mücadele ocaklarından yetişmiş yazar yine DEVLET refleksli bir yazı yazmış. Neymiş? Herkes bize karşıymış! İSLAM geriletiliyormuş.
Yanıtla (0) (0)Yazara akitçi dilipağın yazısını okumasını öneririm. "Sen müslümansan ben değilim."
Yazar neden dini siyasal bir/kaç harekete indiriyor? Din müslüman kardeşler mi demek???
Tunus başkanı %73 oyla seçilmiş, bizdeki gibi 'mühürsüz oylar' var mı bilmem. üstelik yetkisini kullanmış. milli irade dersi vermek biraz komik kaçıyor. hemen İstanbul seçimini hatırlatırlar.
Yanıtla (2) (1)Islamla hasir nesir ulke olmak zor zenaat. Luzumsuz bagaj....
Yanıtla (10) (2)İslam'ın hayata yansımaları dan rahatsızlık duyan bir Müslümana bilmem ki ne demeli. Bu düşüncede olan bir insan umarım inancını 'lüzumsuz bagaj' olarak algılama noktasına gelmez.
Yanıtla (1) (5)Kendi içimizde olan biteni okuyamıyoruz, anlayamıyoruz, anlamazdan geliyoruz, çözemiyoruz... Sıkıntı, stres, sıkıntı... ki taaaa uzaktaki puslu havayı nasıl okuyacağız. Önce insan... Sorumluluk. Yaptırım şart.
Yanıtla (3) (0)Suriye'nin kuzeyindeki oluşum ,salt 'Kürt oluşumu' diye adlandırılamaz.Kendi politikalarını benimsemeyen Kürtleri de bölgeden süren ve İsrail ile ABD ve müttefiklerine hizmet eden ve onlarca desteklenen PKK/PYD oluşumundan söz edilebilir.
Yanıtla (1) (0)Gitmedim,görmedim, bilmem,tanimam ama %100 sorun KEMIK KAVGASI baska da bisey degil..;))..fazla söze hacet yoktur gari...!..
Yanıtla (2) (0)En büyük yanlış 21 yy'da hala din üzerinden politika yapmaya çalışmak. batı bu işi yuzyıllar önce çözdü. aynı çukura müslümanlar düştü. barış dini oldugu söylenen islam'ın hakim oldugu ülkelerin hiç birinde barış yok. geçmişde de böyle idi. doğanın kanunları ile mücadele edilmez. edersen tarih dışı kalırsın. çözüm, dini insanlara bırakıp doğaya dönmektir.
Yanıtla (2) (0)Tarafsız ve dengeli bir makale
Yanıtla (1) (1)k.okuru:Tam da anlattığınız gibi hocam.selamlar.
Yanıtla (1) (1)yumuşak ve diplomaktik bir uyarı yazı olmuş, katılmamak mümkün değil.
Yanıtla (1) (0)Milyar dolarlık vurguna ses çıkarmaz, bir tepsi baklavaya 392 tl verilince yolsuzluk var diye dünyayı ayağa kaldırmaya çalışır.
Yanıtla (5) (1)Ahmet Bey, bugünkü yazının redaksiyonu yapılmamış. Okurken çok zorlandım kimi yerlerde. İsabetli analizlerinizi takip eden bir okuyucu olarak bu yazım yanlışları ve tekrar tekrar yazılan kelimeler, noktalama kullanılmayan bölümler beni rahatsız etti. Bunca emek teknik sorunlarla heba edilmemeli. Kolaylıklar diliyorum çalışmalarınızda....
Yanıtla (7) (0)Hep suçlu "Dış minnaklar". Yoksa bizimkilere kalsa; Öyle demokrat, öyle özgürlükçü, öyle liyakatı esas alan, öyle rüşvete, yolsuzluğa, kul hakkına girmeye, adaletsizliğe karşılar ki sorma gitsin! UNUTMAYIN: Demokrasi-Adalet-Özgürlük-Kalkınma gibi kavramlar bunları isteyen ve bunun için mücadele eden milletlerin hakkıdır. Buralarda zor yani. Vesselam
Yanıtla (9) (0)Tunus’ta c.başkanı başbakanı azledip yürütmeyi üstlenirse daebe olur, Türkiye de c.başkanı başbakanı istifa etmeye zorlar yürütmeyi üstlenirse, süreci en iyi şekilde yönetme. Siyasal islamın mottosu, benim olursa iyi, benim değilse kötü, ben ele geçirirsem iyi. Bakın hdp ile işbirliği yapan pkk ile iş birliği yapar, ama hdp li biri akp ye geçerse alkışlayın.
Yanıtla (12) (1)Bir daha görüldü ki Batı'nın İslama tahammülü yok. Gannuşi gibi çok halim selim, demokrat, Cumhurbaşkanlığı, başbakanlığı farklı görüşteki insanlara bıraktı. İktidarı elinin tersiyle itti. Daha napsın? Fransanın ve Amerikanın emperyalist hesapları devrede
Yanıtla (3) (3)Yahu Ahmet hocam yapmayın Allah aşkına Nahda ne AKP ne ihvan ne. Sanki bunlar namuslu ve dürüst siyaset yapiyorlarmis da Bati engel olmuş. Arkadaş iki kötüden birini seçmek ve seçtirmek zorunda değilsiniz. Üçüncü yol var ona yönelin biraz. Lütfen rica ediyorum sizin bazı kaliplarinizin artik hiçbir değeri yok.
Yanıtla (5) (0)Dünyada islamiyetin prestiji çok sarsıldı. Saldırgan ,buyurgan ,estetik yoksunu, mizah yoksunu ,bilimsel ve sanatsal değerler üretemeyen böyle bir derdi de olmayan insanlar olduk. Parayı her ne şekilde olursa olsun elde etme derdine düştük. Mafyalaşma her yeri sardı. Bakalım nereye varacağız.
Yanıtla (21) (0)Kafire zindiga ve munafiga karşi bir ve beraber olma vakti, senin takıldığın noktalar eften püften kucuk meseleler, birligimizi dağıtanlar aramızdaki ihtilaf unsuru olarak serrişte ettiği unsurlardır.l
Yanıtla (8) (23)Sen birlik ol o kafa ile de bırak millet medeniyete yönelsin.
Yanıtla (3) (2)Ömrü yazı yazmaktan geçmiş Ahmet bey, siz yazdığı yazılara eften püften şeyler diyorsunuz. Olduk olası birliğimiz bozma ile korkutuyorlar yemezler hadi ordan
Yanıtla (1) (1)Nadim e ve sen gibilere dedim cahil
Yanıtla (1) (0)Medeniyet dedikleriniz tek dişi kalmis canavarlardir
Tamda dunyevi hakim kafir zindiklarin yaptığı tezgah neticesinde hem bozyor hem bozma sebebi olarak muslumani gosteriyor,
Yanıtla (2) (2)Müslümanın özgür ve bağımsız olarak kendi kendilerine yonetmelerine muaade etmiyor,
Siyasal ve ekonomik olarak.kendilerine bağlı finolar vasıtası ile Müslüman ulkeleri kontrol ediyirlar muslumanlari bir birine dusurup kendine örnek alınacak merkez gosteriyir
Tamda senin düşüncen gibi, Yani senin gibi insanların kafasını karıştırıp devşirerek işini yürütüyor
Koskoca islamı sadece ihvan kafası mı temsil ediyor da dünya islama sınır çizdi diyorsunuz. Akp dahil islamı her yerde kullanan partiler iktidarda ilken vatandaşlarına huzur verse yolsuzluk haksızlık yapmasa ekonomik kaynaklarını sömürmeyip vatandaşlarının refah seviyesini artırsa uluslararası ilişkilerde hayal görmeden gerçekler üstünden politika uygulasa 28 Şubat dediğiniz süreçler olur muydu?
Yanıtla (6) (0)Ak Parti'nin tek hayrı artık bireysel inançlara özgürlüklerin kalıcı şekilde kazandırılması oldu. Bunun için mutlu olmak gerekir. Şimdi, Cumhuriyet kazanımlarını tekrar yaşamanın en doğru zamanıdır. Bunun için geniş bir muhalefet hümüketinin yönetime gelmesi hayırlı olacaktır.
Yanıtla (5) (0)Saray'dan birileri Tunus Cumhurbaşkanı Kays Sait'e bir HEEYYYTT çeksin ve Tunusu düzeltsin de görelim. Tunusa meydan okusun ki İç Siyazsettte oyu düşenler belki yükselişe geçer.
Yanıtla (2) (0)Reis’in dış politikası iç politikayı etkilemekten ibaretti; taraftarlarına güçlü lider imajı vermekti. Ne ki gerçekten güçlü lider olabilmen için güçlü ülke olman gerekir. Şimdi kassa tamtakır olunca artık posta koymak çok zor.
Yanıtla (19) (1)Buna da ilahi komedi derler ancak haklıyla tanıyana..
Yanıtla (1) (0)Bazısı demiş ki bınlar bir birlik kurarsa artık ne birliği anladınız siz bütün müslümanlar hura Afganlar gibi batıya göç eder Allah korusun demişler..
Yanıtla (2) (0)Bu 72 fırkayı bu rezalette birleştirip sözde dini birlik kuracakmışınuz dünya demiş ki ortada bir müslüman göremiyoruz dinleri hakikatse bunların zaten işi olmaz o vakit nasıl birlik kuracaklar demişler..
Yanıtla (2) (0)İslam ülkelerinin hiç birinde bilim üretim ekonomi eğitimde başarı adalet insan hakkı kul hakkı filan dünyada yok sayın yazar en dipteler vatandaşları dünyanın en aç en sefil en cahili ilan edilmiş köle olarak görülüyor başka milletlerce ve yöneticilerince kara parada yolsuzlukta bir numaralar acaba neden büyük ihtimalle siyonistlerin işi ve ya dış güçler olabilir müslümanların yükselişine komplo kurmuşlar çekemiyorlar üniversitelerden giden yayınlarını tanımıyorlar bir yapay zeka robot
Yanıtla (10) (0)Medeni insanların bu ülkede yaşama şansı kalmadı o nedenle donanımı olan ve imkanı olanlar gidiyor. Burasıda İran ve Afganistan gibi insan kalitesi açısından çoraklaşıyor ve aslına dönüyor. Sayenizde, Hayrını görelim inşallah.
Yanıtla (17) (0)Gannuşi dışında yaşananlara itiraz eden var mı? Kays Said İslamcı değil mi? Makbul olmak için Müslüman Kardeşlerden mi olmak lazım?
Yanıtla (11) (3)