Çok katmanlı bir istifa olayı

1.İstifayı re’sen açıkladı. Oysa racona göre önce Reise vermeli ve onun onayı ile açıklanmalıydı. Reise danışmadan istifa da, istifanın açıklanması da racona terstir ve bu, Reis hukukuna özen gösterenler için not edilir. 

2.Süleyman Soylu da böyle Reis’e haber vermeden istifa etmiş ve istifasını açıklamıştı. O da racona ters bulunmuştu. 

3.Soylu’nun istifasından sonra partinin bir kısım tabanında kıyamet kopmuş ve ortalık Reis’e “kabul etme” çağrıları ile dolmuştu. Bahçeli de Soylu’nun arkasında durmuştu. Reis de istifayı kabul etmedi, böylece Soylu’nun parti içinde ve Cumhur İttifakı’nda fark edilir bir gücü olduğu, hatta siyasetin “Reisten sonra kim olur?” sorusunun cevabını aldığı değerlendirmeleri yapıldı.  

4.Berat Albayrak’ın istifasından sonra öncelikle parti tabanından “Gitme, kal” çağrıları da gelmedi, Reis’e “İstifayı kabul etme” çağrıları da. Partiden ve medyadan sadece birkaç isim sahip çıktı Albayrak’a.  

5.İstifayı Albayrak re’sen açıkladı dedik, tabii bir süre “Gerçek mi?” soruları ile uğraştı kamuoyu, ardından Ak Parti çevrelerinden “Acaba Cumhurbaşkanı kabul edecek mi?” soruları gelince “Demek ki gerçek” noktasına gelindi, ardından da hakikaten Beştepe’den gelecek açıklamaya kilitlendi kulaklar. Açıklama gelmedi, gelmedi, gelmedi ve ilginçtir haber kanalları dahil iktidara yakın medya istifa haberini vermekten kaçındı. Yine ilginçtir, ertesi günkü yazılı medyanın bir kısmında da yer almadı haber.  

6.Albayrak’ın istifasından sonra döviz fiyatlarında düşüş yönünde bir trend başladı. Bu da “Piyasa olumlu karşıladı istifayı” şeklinde yorumlandı. Sonra soru “Acaba Albayrak’ın istifasını mı olumlu karşıladı piyasa yoksa Merkez Bankası Başkanlığına Naci Ağbal’ın getirilmesini mi?” şekline dönüştü. Çünkü Albayrak’ın istifasından hemen önce Merkez Bankası Başkanlığına Naci Ağbal getirilmişti ve Ağbal getirilirken Hazine ve Maliye Bakanı Albayrak’a haber verilmemişti.  

7.Berat Albayrak, istifasına gerekçe olarak “sağlık sorunları”nı gösterdi. Tabii ki bütün dünyada böyle kritik her istifada olduğu gibi inandırıcı bulunmadı. Bakan hemen kamera önüne çıktığı her ortamda bütün hal ve hareketleriyle son derece canlı, atak, iddialı, yeni ufuklar işaret eden bir profil çiziyordu. Bakanın istifa metninde geçen “At izinin it izine karıştığı bir zamanda…” ifadesinin de önce hangi zamana denk düştüğü, sonra da nasıl bir “karışma”yı ifade ettiği pek anlaşılamadı.  

8.Olay, neresinden bakılsa “dramatik” olarak tanımlanacak nitelikte. Bakan Albayrak’ın çok özel bir niteliğinin bulunduğu açık. Evet “Devlette Damat hüviyeti”, tarihin hangi döneminde ve dünyanın neresinde olursa olsun “özel” bir nitelik kazanır. Nasıl Trump’ın damadı Kushner’in bütün işleri gözaltında oldu ve takip edildi ise, ya da bizim tarihimizde Nevşehirli Damat İbrahim Paşa örneğinde olduğu gibi Sadrazam’ın ismi “Damatlığı” ile tarihe geçti ise, Berat Albayrak’ın “Damat hüviyeti” de yaptığı işlerden bağımsız “gözaltı”nı hak edecekti. Hele “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” gibi bizde, “Tek Adam yönetimi”ne dönüşen bir zamanda, Maliye ve Ekonomi gibi zor, kritik, kırılgan, deneme – yanılma barındırmayan, atılan her adımın fiyatlandığı, her fiyatın büyük halk kitlelerinin cebine yansıdığı, her an risk barındıran bir alanda….. “Damat hüviyeti” her an hatırlanacak birisini görevlendirmek… Bu, görevlendirilecek kişi ne kadar iddialı olursa olsun, o kararı veren kişi için, yani Cumhurbaşkanı için bir risktir. Hele dünyanın “Nepotizm – Akraba kayırmacılığı”nı bir siyasi günah gibi gördüğü bilinirken… Böyle bir tasarruf Erdoğan kişiliği için ve parti çevrelerinde her tasarrufta olduğu gibi “Cesur bir karar” olarak değerlendirilse de, muhalefet için “kolay bir hedef” olması, halkta da karşılık bulması tabii idi. İlginçtir, böyle durumlarda bir tür barometre niteliği kazanan sosyal medya yansımasında Albayrak’ın istifasının yüzbinlerce “beğeni” alması hani o, “Doğarken insanların gülmesi, dünyayı terk ederken ağlaması” anekdotunda olduğunun tersine bir görüntü “Giderken insanları sevindirmek” garip bir durum olmalı. 

9.Olayın en hassas yanı, tabii ki Reis’in “Damat tasarrufu”nun yara almasıdır. Bazen isteseniz de olmuyor, işin garabetini en yakınlarınız taşıyamıyor. Bu önemli bir siyasi ders.  

10.İşin ekonomi tarafına gelince. Ekonomideki savrulma bizatihi Erdoğan’ın tavrı ile mi alakalı,  Berat Albayrak’ın birikimi  ve yaklaşımı mı problemliydi, ekonomi aktörlerinin uyumsuzluğu mu ana problemdi,  Cumhurbaşkanı’nın son tasarrufları problemin doğru tahlil edildiği ve işin mantığını düzeltmeye yönelik adımlar mıdır…. Bunların hepsi sınanıp görülecek şeyler. Ekonominin çok hayati sorunları olduğu bir gerçek. Belli ki işin Berat Albayrak gibi yaptığı işler de yapmadığı işler de, tabii istifası da Cumhurbaşkanı’nın siyaset notunu etkileyecek bir isimde patlaması siyasi zemin için de farklı hareketlenmelerin kaynağı olacak. Türkiye siyasetinde 24 saat çok uzun bir zaman vesselam. 

YORUMLAR (67)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
67 Yorum