OHAL kapsamında çıkarılan son KHK ile 330 akademisyenin ihraç edilmesi tartışmalara neden oldu. Hemen her kesimden hukukçu ve siyasetçi, sadece bir bildiriye imza attıkları için akademisyenlerin işten çıkartılmasının doğru olmadığını dile getirdi.
HABER MERKEZİ
Son yayınlanan 686 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile 4 bin 464 kişi kamu görevinden çıkarıldı. Milli Eğitim Bakanlığı’nın 2 bin 585 kişiyle ilk sırada yer aldığı KHK’da, İçişleri’nden 49, EGM’den 417 ve Jandarmadan da 893 kişi ihraç edildi. Daha önce ihraç edilen 17 kişi ise göreve iade edildi. KHK ile 330 akademisyen üniversitelerden ihraç edildi. Ancak listede bazı akademisyenlerin isminin yer alması tartışma yarattı.
Marmara Üniversitesi Anayasa Hukuku Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, Kafkas Üniversitesi Öğretim Görevlisi ve eski vekil Merve Kavakçı’nın eşi Prof. Dr. Cihangir İslam, Marmara Üniversitesi Siyasi Tarih Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Yüksel Taşkın ve Türkiye’nin ilk nöropsikoloğu Prof. Dr. Öğet Öktem Tanör gibi çok sayıda akademisyen ihraç listesinde yeraldı. En fazla ihraç ise 70 kişi ile Ankara Üniversitesi’nde yaşandı. Akademisyenlerin bazılarının Barış Bildisi’ne imza attıkları için ihraç edildikleri belirtildi.
Prof. Kaboğlu, yaptığı açıklamada “Ömrüm darbelere karşı mücadeleyle geçti. Bu yapılan yanlıştır, ayıptır” dedi. Prof. İslam ikinci akademisyenler bildirisine imza attığını ve soruşturmaya rağmen bu imzasını çekmediğini için ihraç edildiğini belirtti. YÖK basın müşaviri Şener Aslan, “İhraçlara yönelik tüm inisiyatif üniversitelerde. Kişileri üniversiteler belirliyor.
YÖK’ün bununla ilgili bir takibi yok’’ dedi. 7 Haziran seçimlerinde AK Parti’den İstanbul Milletvekili seçilen, Marmara Üniversitesi, Avrupa Konseyi Venedik Komisyonu Üyesi ve Bilimsel Kurul Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Osman Can da ihraçlara tepki gösterdi.
Can, Twitter’da paylaştığı mesajında, “Siyaset kurumunun yol açtığı sorunları, özgürlük alanını daraltmanın gerekçesi haline getirmek, bu sorunları derinleştirir. İhtiyacımız olan daha fazla özgürlük, kurumsallaşmış, çoğulcu ve katılımcı demokratik bir anayasal düzendir. Başta kürsüdaşım İbrahim Kaboğlu olmak üzere, Yüksel Taşkın, Murat Sevinç gibi ülkenin pek çok değerli akademisyenini ihraç etmek yerine, Türkiye bu akademisyenleri keşke daha fazla dinlese, demokratik bir Türkiye’nin inşasının paydaşı haline getirse...Üzgünüm” dedi.
BU İŞİN SULANDIĞINI DÜŞÜNÜYORUM
MHP Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu: “Görevlerine son verilenlerin hangi sebeple ihraç edildiklerini anlamak mümkün değil. Benim bildiğim birçoğu FETÖ’yle alakası olmayan kişiler. Akademisyenlerden mesela bildiklerim var. Hiç FETÖ’yle alakaları yok. Bu işin sulandığını düşünüyorum.” MHP Adana Milletvekili Muharrem Varlı: “Herhangi bir suça bulaşmış, terör örgütleriyle bağlantısı olanlar hakkında gereken hukuki adımlar atılmalıdır. Ancak insanların mağdur edilmesini de doğru bulmayız.”
YÖK BU GİRİŞİMDEN VAZGEÇSİN
CHP Muğla Milletvekili Ömer Süha Aldan: “Bu amacını aşan bir iş haline dönüştü. OHAL dönemlerinde kanun hükmünde kararnameler ancak ve ancak olağanüstü halin kabul ediliş nedenine dayalı olmalıdır. Yani OHAL’le bağlantısı olmayan, OHAL’in koşulları olan 15 Temmuz’dan tam 6 ay önce bir imza kampanyası gerekçe gösterilip akademisyenlerin işlerinden edilmesi kesinlikle ne hukukidir ne de ahlakidir. Lütfen YÖK en kısa sürede yeniden bir inceleme yapıp bu girişimden vazgeçsin.”
NEDEN BİLDİRİYSE DOĞRU DEĞİL
Hukukçular Derneği Üyesi Avukat Rıza Saka: “İhraçlar, FETÖ ile bir bağlantı yoksa sadece akademisyenlerin yayınladığı bir bildiriye imza atıldı diye gerçekleşiyorsa ben doğru bulmuyorum. OHAL KHK’sı özellikle FETÖ için darbe girişimi ile ilgili çıkarıldı. Daha sonra Türkiye’nin içinde bulunduğu durum nedeniyle PKK, DEAŞ ya da farklı terör örgütlerine iltisaklı kişiler ile ilgili mücadele kapsamında riski kişiler için de ihraçlar yapıldı. Ancak tartışma konusu olan akademisyenlerle ilgili yapılan ihraçlar için henüz bir mahkeme kararı da yok.”