Etkin pişmanlıktan yararlanıp dışarı çıkmak siteyen FETÖ’nün tutuklu üst düzey yöneticileri itirafçı olmak için yarışa girdi. Örgütü deşifre eden bilgi verenler arasında eski HSYK Başkanvekili Ahmet Hamsici, Yargıtay üyesi Necmi Özer, Çiğli İmamı ‘Paşa’ lakaplı Zekeriya Kuzu ve Genelkurmay Başkanı Akar’ın eski yaveri Yarbay Levent Türkkan da bulunuyor.
EROL METİN
FETÖ’ye yönelik soruşturmalar kapsamında tutuklanan çok sayıda isim, etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanarak itirafçı oldu. Hakiminden savcısına, polisinden askerine, sivil ‘imam’ından ‘abla’sına, mühendisinden öğretmenine kadar birçok örgüt mensubu, verdikleri bilgilerle FETÖ’nün çözülmesine önemli kaktı sağladı. Özellikle yıllarca teröristbaşı Fetullah Gülen’den talimat alan yargı mensuplarının itirafçı olmak için sıraya girmesi dikkat çekiyor. ABD, Kanada ve Avrupa ülkelerinde kendilerini sağlama alıp keyif çatan örgütün tepe yöneticileri tarafından kullanıldıklarının farkına varan hakim ve savcılar, bildiklerini anlatıyor. İtirafçı olan hakim ve savcılar arasında eski HSYK Başkanvekili Ahmet Hamsici, eski HSYK üyeleri Kerim Tosun, Mustafa Kemal Özçelik, Yargıtay üyesi Necmi Özer gibi isimler yer alıyor. Yine eski HSYK 2. Daire Başkanı Nesibe Özer de savcılık ifadesinde önemli itiraflarda bulundu. Son olarak Özer’in ağır suçlamalar yönelttiği eski HSYK 1. Daire Başkanı İbrahim Okur da itirafçı olmak için başvurduğu iddia edildi. Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’ın eski yaveri Yarbay Levent Türkkan’ın başını çektiği bir grup cuntacıasker de itiraflarıyla soruşturma savcılarına yardımcı oldu.
‘15 TEMMUZ DİLLERİNİ ÇÖZDÜ’
Genelkurmay eski İstihbarat Başkanı emekli Korgeneral İsmail Hakkı Pekin, FETÖ’cülerin itirafçı olma nedenlerinin başında hayal kırıklığının geldiğini belirterek, “Bunlar hep örgütten bir şeyler beklediler. ‘FETÖ acaba bir şey yapar mı, bizi kurtarır mı’ diye beklediler. Bu kapsamda itirafçı sayısı daha da artabilir. İkincisi de bunlar itirafçılıkla kurtulacaklarını değerlendiriyorlar. Bir de FETÖ’den bunlara ‘itirafçı olun, kendinizi kurtarın’ diye bir talimat gelmiş olabilir” dedi. Zaman gazetesinin eski yazarı Hüseyin Gülerce ise asker kılıklı teröristlerin 15 Temmuz gecesi sergilediği vahşetin itirafları tetiklediğini dile getirerek, “Darbe girişimi sırasında çok vahşi şekilde, canavarca millete doğrudan bir katliam yapılması, böyle hala içinde tereddüt olanların tereddütünü bitirdi. Yani biz nasıl bir yapının içindeymişiz, biz neye hizmet ediyormuşuz diye vicdan azabı çekiyorlar” diyen Gülerce şöyle devam etti: “İkinci ana etkenin örgüt lideri Fetullah Gülen’in “hapisten çıkacaksınız” yalanlarının artık inandırıcı bulunmuyor. Fetullah Gülen en baştan beri bunlara umut zehiri aşıladı: ‘Geliyoruz, döneceğiz, hesap soracağız.’ Şimdi gelişmelere bakıyorlar, öyle geri dönülecek gibi değil. ‘Bu iş artık bitti’ diyorlar. Devletin sunduğu bu imkanı değerlendirmek istiyorlar. Yani artık direnmenin anlamının kalmadığını kabul ettiler.”
‘BUNLAR YOLDA DÖKÜLENLER’
FETÖ gibi çok gizli ve kapalı bir örgütün ancak itirafçılar sayesinde çökertilebileceğinin altını çizen Gülerce, sözlerini şöyle tamamladı: “Bu kadar gizli yapıyı kimse çözemedi ama şimdi bu itirafçılar sayesinde ummadığın adam yargı imamı çıkıyor, TSK imamı çıkıyor. İtirafçılar olmazsa, yargı bu yapıyı çözemezdi.”
Cezaevlerindeki FETÖ üyelerinin itirafçı olması, Gülen’in de gündeminde. İnternette yayınlanan son konuşmasında, itirafçı olan ‘talebelerine’ yönelik öfkesini, ‘yolda dökülenler’ tanımıyla ortaya koydu. Gülen, itirafçılarına şu ifadelerle yüklendi: “Bir yerde başları döndü, bakışları bulandı, düz yolda patikaya saptılar ve takılıp yolda kaldılar. Bunlara ‘yolda dökülenler’ deniyor.”
MENFEZ ‘PAŞA’SI DA BİLDİKLERİNİ ANLATMAYA BAŞLADI
15 Temmuz darbe girişimi sırasında, Cumhurbaşkanı Recep Erdoğan’ın kaldığı Muğla’nın Marmaris İlçesi’ndeki otele düzenlenen saldırıyı Tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş’le organize ettiği öne sürülen, Çiğli 2’nci Ana Jet Üs Komutanlığı’nın imamı Astsubay Başçavuş Zekeriya Kuzu, etkin pişmanlık yasasından yararlanmak için itirafçı oldu. Muğla’da tutuklanıp İzmir F Tipi Cezaevi’ne gönderilen ‘Çiğli Paşası’ Zekeriya Kuzu’nun zaman zaman ifadesine başvurulduğu ortaya çıktı. Kuzu’nun, MAK timi komutanlığının yanı sıra diğer birimlerden de sorumlu olduğu, personele ilişkin kararlarda etkili olduğu da öne sürüldü.