Antalya'da özel bir hastanede tüp mide ameliyatı yapılan 27 yaşındaki Emre Karakaş, 7 ayda 118 kilodan 70 kiloya düştü. 52 bedenden 38 bedene inen Karakaş, yeni bir hayata başlamanın mutluluğunu yaşadığını söyledi.
İstanbul'da fotoğrafçılık yapan Emre Karakaş, küçük yaşlardan itibaren kilo sorunu yaşamaya başladı. 7 yaşından beri kilolarıyla mücadele eden Karakaş, çevresindekiler tarafından 'tombul 'olarak adlandırıldı. Diyet ve diğer yöntemlerle kilo veremeyen Emre Karakaş, tüp mide ameliyatı olmaya karar verdi. OFM Antalya Hastanesi'ne başvuran Emre Karakaş, Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Aziz Sümer tarafından geçen ocak ayında ameliyat edildi. Karakaş, ameliyatı olduktan sonra 7 ayda 118 kilodan 70 kiloya düştü. 52 beden pantolon giyen Karakaş, 48 kilo vererek 38 bedene indi.
Örnekleri görünce cesaretlendim
Benzer ameliyat olanlarla tanıştığını, onların deneyimlerini öğrendikten sonra doktora başvurduğunu anlatan Emre Karakaş, yine uzman doktorların yaptığı çeşitli testlerden sonra ameliyata 'evet' dediğini söyledi. Küçük yaşlardan beri kilo problemi olduğunu, bu nedenle sürekli baskı gördüğünü aktaran Karakaş, "Belli bir kiloya ulaştıktan sonra yaptığınız diyet, spor ve ilaç tedavisi işe yaramıyor. Kilolarım çalışma ve sosyal hayatımı etkiliyordu. Fizyolojik ve psikolojik olarak çok acı olaylar yaşadım" dedi.
Az yiyorum daha mutluyum
Ocak ayında ameliyat olduğunu anlatan Karakaş, 118 kilo girdiği ameliyattan 5 kilo vererek çıktığını söyledi. Ameliyattan sonra hızla kilo vermeye başladığını kaydeden Karakaş, "Ameliyattan sonra yemek ve yaşam tarzınız değişiyor. Az ve sağlıklı şekilde besleniyorum. Canımın istediği tatlıyı yine yiyorum. Ancak bir tabak değil bir dilim. Böyle de doyuyorum. Nefsimi köreltiyorum, artık daha huzurluyum, mutluyum" diye konuştu.
XXXL'den 'M' bedene düştü
Emre Karakaş, kilo verdikten sonra kendini yeniden doğmuş gibi hissettiğini vurguladı. Artık kıyafet sorunu yaşamadığını, kilo vermenin en güzel yönünün de bu olduğunu anlatan Karakaş, "Gardırobumu tamamen değiştirdim. 'XXXL'den 'M' bedene düştüm. Alışveriş yapmanın zevkini yaşıyorum. Eskiden zayıf gösterdiği için 'lacivert' favori rengimdi. Şimdi daha renkli giyinebiliyorum. Sosyal hayatım değişti. Renkli bir hayatım var. Kendime güvenim arttı" dedi.
Açlık hissetmiyor
Doç. Dr. Aziz Sümer ise 'tüp mide' ameliyatının mideye 'tüp' yerleştirilerek yapılan bir operasyon olmadığını söyledi. Kapalı yöntem denilen 'laparoskopik' yöntemle girilerek midenin uzunlamasına bir bölümünün çıkarıldığını anlatan Doç. Dr. Sümer, "Mide bir avuç içi kadar bırakılıyor. Yani midenin hacmi küçültülerek beslenme sağlanıyor. İnsanların midesinde açlık hormonu sergileyen bir merkez var. O merkez iptal ediliyor. Böylelikle hasta açlık çekmiyor. Bu sayede de kilo veriyor" dedi.
Hastanın iyi takibi şart
Diyetin en büyük özelliğinin çok çabuk vazgeçilmesi olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Sümer, şöyle konuştu:
"Bu ameliyat yöntemleriyle hastanın tümüyle tok kalmasını sağlıyoruz. Hasta diyet yapmıyor, her şeyi yiyebiliyor. Biz 'kibrit kutusu kadar peynir yiyin' ya da 'şu yasak bu yasak' demiyoruz. Hasta açıkçası gizli bir diyet yapıyor gibi oluyor. Ama diyetin hiçbir sinir bozucu yanını yaşamıyor. Elbette uzun sürede verilmesi gereken kilonun biraz daha hızlı verildiğini biliyoruz. Burada sağlıklı zayıflamadaki şart, hastanın iyi takip edilmesi. Vücutta kaybolan mineral, protein gibi ihtiyaçları iyi karşılıyorsanız hızlı kilo vermenin tehlikesi zannedildiği kadar fazla değil. Sadece hekim ve hastanın bu süreçte iyi işbirliği yapması şart."
ANTALYA/DHA