Terminatörler beyazperdeyi sarsmaya geldi

06/10/2017 03:00

‘Blade Runner 2049’, karamsar bir gelecekte yapay zekaların bilinçlenmesi konusunu anlatıyor. Görsel ve sanatsal derinliğiyle hafızalara kazınan yapımın 4 Mart 2018’deki Oscar Ödülleri’ne de birkaç dalda birden aday olması bekleniyor.

ERKUT TEZERDİ / İSTANBUL

Bilim insanlarına göre yapay zeka gelecekte mutfaktan banyoya, oturma odasından caddelere dek her yerde olacak. Ve tabii bir de bunları yalnızca Google veya Facebook yazılımları gibi beğenme kriterlerimizi bilen sanal formatta değil de insan formunda düşünmek gerek. Eğlence, aşk, yemek, temizlik hatta ameliyat yapmaları için belki de bir gün yaşamımızda komple bulunacaklar. Dahası, sentetik deriyle kaplandıklarında onların dışarından android ya da insan olup olmadıklarını anlamak güçleşecek. Peki bu robotlar kendini insan zannedecek kadar bilinçlenir, zekaya ve hislere kavuşursa ne olacak? İlk kez 1982’de sinemaseverlerin karşısına çıkan ‘Blade Runner’ bu sorunsalı kurguyla iç içe sunuyordu. Bu hafta gösterime giren ‘Blade Runner 2049’ ise ilk filmden 30 yıl sonra yaşananları anlatıyor. Oyuncu kadrosunda Ryan Gosling, Harrison Ford, Ja
red Leto, Robin Wright ve Dave Bautista gibi ünlü isimler yer alıyor.

Devam halkasının senaryosunu Hampton Fancher ile Michael Green yazdı. Yönetmen koltuğunda geçen yıl Oscar ödüllerine de aday olan ‘Arrival’ filminin yönetmeni Denis Villeneuve oturuyor. Filmin basın gösteriminde yönetmen Villeneuve tarafından yazılmış bir mesaj okundu. Bu mesaja göre Villeneuve, sinema yazarlarından yapımın konusuyla ilgili spoiler verilmemesini rica ediyor. Bu nedenle karara saygı duyuyor, filmin konusuna ilişkin yalnızca Warner Bros Türkiye tarafından paylaşılan şu bilgiyi aktarıyorum: “Los Angeles Polis Departmanı’nda görevli android polis memuru K, toplum yaşamını kaosa sokacak ve uzun zamandır saklı kalan bir sırrı açığa çıkartır. Bir felaketi önleyebilmesi için eski ödül avcısı Rick Deckard’ı bulup ondan bazı sorularına yanıt alması şarttır...” Konunun detayları böyle olunca polis K kimdir, dünya ne halde, insanlar neler yapıyor gibi ortam ve kurgu çözümlemesi yapmak gerek.

Filmde toprak verimini kaybetmiş, yeşil ölmüş, zemin gri, hava sarımtırak. Yapay gıdalar tüketiliyor. Dünya kirli, radyasyona bulanmış. Teknoloji çok gelişmiş, arabalar uçuyor, yollar kısalmış ama yaşam dejenere olmuş. Geçmişte yaşanan savaşlar sebebiyle şehirler terk edilmiş. Pis işler veya astronotluk ile polislik gibi zor meslekler de ‘replicant’ adı verilen yapay zekaya sahip robotlar tarafından yapılıyor. Replicant’lar bir zaman sonra bilinçleniyor ve kendilerini insan olarak görüyor. Bu nedenle insanlar onları avlıyor. Hatta bunu da Blade Runner dedikleri avcılara yaptırıyorlar. K, da bir avcı. Onun görevi sırrı korumak. Bu sır ise film ilerlerken yavaş yavaş ortaya çıkıyor. Finalde vuruculuk zirveye ulaşıyor. Görsel ve sanatsal açıdan şaheser ‘Blade Runner 2049’, distopik bir cyberpunk. Ama aksiyon değil! Eğer “Aksiyon göreceğim” diye filme gidecekseniz uzak durun. Hatta aşırı hareketli bir yapım arıyorsanız da sizi fena halde sıkabilir. Lakin iyi oyunculuk görmek, gerçek sinema sanatını hissetmek ve Hans Zimmer imzalı baştan sonra geren müzikler dinlemek istiyorsanız ‘Blade Runner 2049’ doğru bir seçim olur. Ayrıca film 4 Mart 2018’de düzenlenecek Oscar ödüllerine ‘En İyi Film’ dahil birkaç dalda birden aday gösterilirse hiç de şaşırtıcı olmaz.

1982 yılında sinemaseverlerle buluşan ‘Blade Runner’ın yönetmenliğini ‘Alien’ serisini de çeken Ridley Scott yapmıştı. Scott, ‘Blade Runner 2049’ filminin ise yapımcılığını üstleniyor. 185 milyon dolar bütçeli yapımın süresi 163 dakika.

KARAR'IN PUANI: 10/8