İnternet ortamında 15 yaşındaki kızla sohbet ederken tişörtünü kaldırdığı bir fotoğrafla şantaj yapan adam, kız çocuğunu farklı isimler kullanarak 2 yıl boyunca taciz etti. Kız çocuğunun intiharıyla sonuçlanan süreç, kızın ailesinin sosyal medya platformlarına karşı hukuk mücadelesine dönüştü. İşte detaylar...
Kanada'da siber zorbalık, sosyal paylaşım sitelerine davaların önünü açtı. British Columbia eyaletinde genç Amanda T., sosyal medyada maruz kaldığı zorbalık ve şantajı paylaşması dünya çapında ebeveynleri derinden etkiledi. Amanda T., yaşadığı zorlukları anlattığı video viral olduktan yalnızca birkaç hafta sonra, 2012 Ekim tarihinde intihar ederek hayatını kaybetti.
Medyascope'ta yer alan habere göre, 12 yıl sonra ailesi, çocuklar için internet ortamında devam eden tehlikelere dikkat çekmek amacıyla açılan bir davaya katılıyor. Genç kızın annesi, Port Coquitlam'dan (British Columbia eyaletinde bir şehir) yaptığı açıklamada, "Çocuklar için hayat neden daha güvenli değil? Neden daha fazla çocuk zarar görüyor?" diyerek endişelerini dile getirdi.
SOSYAL PAYLAŞIM SİTELERİNE YÖNELİK DAVA VE İDDİALAR
Bu dava, bu ayın başında ABD'de Los Angeles County Yüksek Mahkemesi'nde, sosyal medya platformları nedeniyle fiziksel ve zihinsel zarar gördüklerini belirten 2 Kanadalı aile dahil olmak üzere 11 aile adına açıldı. Davada, teknoloji devlerinin bilerek kusurlu ürünler tasarladığı ve bunları çocuklara pazarladığı iddia ediliyor. Bazı çocuklar cinsel içerikli şantaja maruz kalırken, bazıları depresyon veya yeme bozuklukları nedeniyle hastaneye yatırılmak zorunda kaldı.
Dava kapsamında Meta, Snapchat, ByteDance, Discord ve Google gibi teknoloji şirketlerinin isimleri geçiyor. Davayı yürüten Sosyal Medya Mağdurları Hukuk Merkezi’nin kurucusu Matthew Bergman, "Bu çocukların başına gelenler kaza değildi; güvenlik yerine etkileşimi ön planda tutarak kasıtlı tasarım kararları aldılar" diyerek bu platformların çocukların verileri üzerinden kazanç elde ettiğini söyledi. Google, bu iddiaların gerçeği yansıtmadığını savunarak çocuklar için güvenlik önlemleri aldığını belirtti. Diğer şirketler ise yorum yapmadı.
İNTİHAR VAKALARI GÜVENLİK ENDİŞELERİNİ ARTIRIYOR
Sosyal medya şantajının intiharlara yol açtığını belirten dava, Meta'nın platforma yeni kullanıcıları erken yaşlarda çekme stratejilerini vurgulayan iç yazışmalara işaret ediyor. Amanda T., Facebook'a 2008'de katıldığında annesi platformun güvenli olduğunu düşünüyordu.
Ancak Hollandalı Türk Aydın Ç., Amanda T.'ye bir sohbet sırasında tişörtünü kaldırdığı bir fotoğraf ile şantaj yapmaya başladı ve onu 22 farklı takma ad kullanarak 2 yıl boyunca taciz etti. Aydın Ç., Kanada'da yargılanarak suçlu bulundu. Aynı zamanda Hollanda'da da 33 genç kız ve eşcinsel erkeğin internet üzerinden gasp edilmesiyle ilgili benzer suçlamalardan hüküm giymişti.
Davaya, Amanda T. olayından on yıldan fazla bir süre sonra intihar eden başka bir Kanadalı genç Harry B.'nin ailesi de katılıyor. Harry B., müstehcen bir fotoğraf göndermesinin ardından yardım için babasına başvurmuş ancak ertesi gün intihar etmişti. Dava, çocuklarının sosyal medya nedeniyle depresyona girip intihara meyilli olduğunu söyleyen Amerikalı aileleri de kapsıyor.
Sosyal medya güvenliğine yönelik bu davalar, Kanada ve ABD'deki yasama organlarında da yankı buluyor. Kanada, çevrim içi zararları önlemeyi amaçlayan bir yasa tasarısını geçirmeye çalışırken ABD, şirketlerin çocuklara yönelik zararları önlemek için sorumluluk almasını gerektiren Çevrim İçi Çocuk Güvenliği Yasası üzerinde çalışıyor. Carol T., diğer ailelerin de sosyal medya güvenliği mücadelesine katılmasının önemini vurgulayarak, "Çocuğumu geri getiremem ama bu diğer çocukları korumak için bir adım" dedi.