Anadolu’nun eşsiz tarihine yönelik bilinçsiz tavır, bu kez Perge Antik Kenti’nde sürdü. 2003’teki kazıda ortaya çıkarılan ‘Medusa’ ve ‘Okeanos’ mozaiklerinin bulunduğu anıt mezarları, korumak için skandal bir yönteme başvuruldu. 2 bin yıllık taşlar delinerek tarihi yapıya demir kapı takıldı.
HABER MERKEZİ / İSTANBUL
Antalya’daki Perge Antik Kenti son olarak İsviçre’den Türkiye’ye iade edilen Herakles Lahdi ile gündeme gelmişti... Hatta 60 yıl önce yurt dışına kaçak yollarla çıkarılan Roma dönemine ait bu eser için Kültür ve Turizm Bakanlığı yıllar süren bir hukuk mücadelesi vermiş ve kazanmıştı. Gelin görün ki tarihi mirasın peşindeki yetkililer, aynı hassasiyeti eserleri korumak için göstermiyor. Binlerce yıllık geçmişe sahip sayısız yapı, işin ehli olmayan kişilerin insafına bırakılıyor. KARAR’ın ortaya çıkardığı Marmara Üniversitesi Göztepe Kampüsü’ndeki V. Murat Av Kökşü Hamamı’ndaki restorasyon rezaletinden sonra dün de benzer bir ‘bilinçsizlik’ ve ‘hassasiyetsizlik’ Antalya’da yaşandı. Perge Antik Kenti’nde ‘Medusa’ ve ‘Okeanos’ mozaiklerinin bulunduğu anıt mezarların korunması için 2 bin yıllık tarihi taşlar delindi.
Nekropol alanında 2003 yılında ‘Medusa’ ve ‘Okeanos’ mozaiklerinin bulunduğu anıt mezarlar ortaya çıkarılmıştı. Türkiye’de ilk olduğu belirtilen denizler tanrıçası ‘Okeanos’ ve gözlerine bakan kişiyi taşa çevirdiğine inanılan ‘Medusa’ figürlü iki mozaiğinin yer aldığı anıt mezarların korunması için ise çeşitli güvenlik önlemleri alındı. Ancak önlemler arasındaki bir yöntem büyük tepki çekti. ‘Medusa’ ve ‘Okenanos’ mozaiğin yer aldığı mezarların kapılarına demir kapı takıldı. 2 bin yıllık taşlar delinerek monte edilen kapılar, Türkiye’deki tarihi eserleri koruma anlayışını bir kez daha tartışmaya açtı. Konuyla ilgili konuşan Arkeolog Nezih Başgelen “Türkiye’deki en önemli sorun; bu tip eserlerin definecilere karşı korunamaması. Bu açıdan ilgili kurulun böyle bir kapıyı gerekli gördüğü anlaşılmaktadır. Keşke uygun koruma sağlansa... Ama ne yazık ki ülkemiz bu bilinç yok. Bu örnekte de mezarların içindeki mozaiklerin korunması amaçlanmış” dedi.
KEŞKE DEVRİNE UYGUN YAPILSAYDI
Birçok tarihi alanda bu tarz koruma tedbirlerinin alındığını belirten Arkeolog Nezih Başgelen “Kameralı güvenlik sistemi olsa dahi örneğin İstanbul’da Silivrikapı hipojesinde yaşandığı gibi her türlü güvenlik önlemine rağmen korunamamış, hırsızlık ve tahribata maruz kalmıştı. Keşke daha güvenli bir ortamda ve medeni bir çevrede olsa. Böyle bir yapıya yakışan, devrine uygun kapılar yaptırılıp konmasıydı” diye konuştu.