Son dakika: Alman Federal Meclisi'nde 1915 olayları ile ilgili soykırım tasarısı onaylandı

Son dakika: Alman Federal Meclisi'nde 1915 olayları ile ilgili soykırım tasarısı onaylandı

Alman Federal Meclisi, 1915 olaylarını 'Ermeni soykırımı' olarak nitelendiren karar tasarısını onayladı. Karar 1 çekimser, 1 ret oyuyla ve oy çokluğuyla kabul edildi.TBMM ortak bildiriyle tepki gösterecek. Oylamayı parlamentoda izleyen Ermeniler sonuç açıklanınca 'Danke' yazan pankartlar açtı.

Alman Federal Meclisi, 1915-1916 yıllarındaki Ermeni tehcir ve katliamını soykırım olarak nitelendiren karar tasarısını bugün oylandı. İktidardaki Hristiyan Birlik partileri (CDU/CSU) ile muhalefetteki Yeşiller'in "1915-1916 yıllarında Osmanlı İmparatorluğu'nda Ermenilere ve diğer Hristiyan azınlıklara uygulanan soykırımın hatırlanması ve anılması" başlıklı karar tasarısının görüşmelerinde tasarı onaylandı.

Taslak metnin başlığının yanında iki ayrı yerde de soykırım kelimesine yer veriliyor.

GİZLİ OYLAMADA 1 RED OYU ÇIKTI

12'de başlayan Alman Meclisindeki oylama öncesi parti temsilcileri de söz aldı. Sonrasında yapılan gizli oylama sonucunda ise 1 red dışında meclisindeki vekillere tasarıyı onayladı.

ALMAN MECLİSİ SKANDAL TASARIYI KABUL ETTİ

Bu arada Almanya Başbakanı Angela Merkel, Dışişleri Bakanı Steinmeier ve Başbakan Yardımcısı Gabriel oylamaya katılmadı. Tasarıya, Angela Merkel Liderliğindeki Hristiyan Birlik Partileri, Sosyal Demokratlar ve Yeşiller Partisi destek verdi.

Kararın sözde Ermeni soykırımı iddialarını destekler nitelikte çıkacağı düşünülüyor.

MERKEL KATILMADI

Almanya Başbakanı Angela Merkel, Başbakan Yardımcısı Sigmar Gabriel ve Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier programları nedeniyle oylamaya katılmadı.

16-06/02/almanya-da-1915-tasarisi-kabul-edildi-7132006.Jpeg

Oylamayı parlamentoda izleyen Ermeniler sonuç açıklanınca 'Danke' yazan pankartlar açtı.

ANKARA TEPKİLİ

Tasarının büyük bir çoğunluklukla kabul edilmesi durumunda, mülteci anlaşması ve vize muafiyeti nedeniyle son dönemde görüş ayrılıklarının yükseldiği Türkiye-Almanya ilişkilerinin gerilmesi sürpriz olmayacak.

Türkiye’nin bugünkü oylamadan sonra Almanya’daki Türkiye Büyükelçisi’ni istişare için ülkeye çağırarak tepki göstermesi bekleniyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tasarının yasalaşmasının Türkiye ile Almanya arasındaki diplomatik, siyasi, ticari, askeri ve ekonomik ilişkileri zedeleyeceği uyarısında bulunmuştu. Başbakan Binali Yıldırım da, tasarının kabul edilmemesini umduğunu belirterek, "Çok saçma bir oylama" demişti.

TBMM'DE ORTAK BİLDİRİ

AK Parti Meclis Grubu'nun Alman parlamentosunun kararının ardından ortak bildiri yayımlanması için TBMM'ye teklif sunacağı bildirildi.

Ak Parti, CHP ve MHP'nin imza vereceği bildiriye HDP katılmıyor.

TASLAK İÇERİĞİ

Karar taslağında Alman hükümeti, 1915-1916 yıllarında Ermenilere yönelik sürgün ve imha politikası ile Alman İmparatorluğu'nun rolü konusunda kamuoyunun kapsamlı olarak aydınlatılması çalışmalarına katkı sağlamaya ve Türkiye ile Ermenistan arasındaki ilişkilerin normalleştirilmesi ve iki halk arasında barışma sürecini ileriye taşıyacak faaliyetleri desteklemeye çağrılıyor.

DERS PROGRAMLARINA GİRECEK

Tasarı, ‘Ermeni soykırımının’ Almanya’da orta öğretim ve yüksek öğretimde ders programına yerleştirilmesi, bu yönde sivil toplum çalışmaları yürütülmesi gibi unsurları içeriyor.

GEÇEN YIL ENGELLENMİŞTİ

Almanya Cumhurbaşkanı Joachim Gauck, 1915 olaylarının 100. yıldönümü olan geçen sene yaptığı konuşmada 'soykırım' ifadesini kullanmıştı. Konu Almanya Meclisi'nde de tartışılmış, hükümet, muhalefetteki Yeşiller Partisi'nin 'soykırm tasarısını' Genel Kurul'da oylatma çabalarını engellemişti.

Alman parlamentosu 2005 yılında, 'Osmanlı İmparatorluğu döneminde Ermeni katliamları, etnik temizlik ve tecrit yaşandığını' ifade eden bir tasarıyı kabul etmişti.

 16-06/02/ermeni.png

Taslakta sürgün ve katliamın dönemin Jön Türk hükümetinin talimatıyla gerçekleştirildiğine dikkat çekilerek sürgün ve katliamlardan Asuriler, Süryaniler ve Keldaniler gibi diğer Hristiyan azınlıkların da etkilendiğine yer veriliyor.

Karar taslağında, o dönem Osmanlı İmparatorluğu'nun askeri müttefiki konumundaki Alman İmparatoruğu'nun, "Alman diplomat ve misyonerlerin organize sürgün ve imha uygulamalarıyla ilgili verdikleri bilgilere rağmen, insanlığa karşı işlenen bu suçu durdurmaya çalışmayarak 'yüz kızartıcı' bir rol oynadığı" kaydediliyor.

YATIŞTIRICI MESAJLAR

Alman siyaset çevreleri ise geçmişteki örneklere bakarak Türkiye'den ilişkileri ciddi bir şekilde etkileyecek aşırı bir tepki gelmeyeceğinden yola çıkıyor. Son olarak Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Martin Schäfer, Meclisin bir kararının Türkiye ile ilişkilere kalıcı olumsuz etki yapmasını beklemediğini kaydetti.

Meclis oylaması öncesinde Alman siyasetinde Türkiye ile gerilimi yatıştırmaya yönelik ifadeler öne çıkıyor. Hristiyan Birlik partileri meclis grup başkanvekili Franz Josef Jung, "Konu, herhangi birini sanık sandalyesine oturtmak değil" derken, Türkiye'den aşırı tepki gelmemesini umduğunu kaydetti.

SPD meclis grubu idari amiri Christine Lambrecht de parti olarak karar tasarısını Ankara'ya yönelik bir adım olarak görmediklerini belirterek, "Konu, mevcut hükümeti eleştirmek değildir" diye konuştu.

MECLİS ÖNÜNDE PROTESTO

Türk-Alman Dayanışma Platformu’nun dün akşam başkent Berlin’de düzenlediği protesto gösterisine yaklaşık 10 bin kişi katıldı. Ayrıca Alman yayınevleri birliği Donat-Verlag da bir bildiri yayımlayarak parlamentoya tasarıyı kabul etmeme çağrısında bulundu. Yapılan açıklamada soykırım uzmanı Prof. Tessa Hoffmann’ın  “20. yüzyılın soykırımı başlatan devleti Almanya olmuştur. Örneğin Namibya, Herero ve Nama soykırımı. Ayrıca İkinci Dünya Savaşı’nda da Yahudilere soykırım yapan devlet Almanya oldu” sözlerini hatırlatıldı.

16-06/02/ermeni4-1464862273.png

ERMENİSTAN'DAN ÇAĞRI

Soykırım tasarısının Almanya’da endişe yaratmasının nedenlerinden biri de Türkiye ile AB arasındaki sığınmacı anlaşmasının, bu yasa nedeniyle çökme riski. Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan, iki konu arasında bağlantı kurulmaması gerektiğini söyledi. “Anlaşmanın zaten ayaklar altına alındığı” iddiasında bulunan Sarkisyan, Almanya’ya da Türkiye’ye ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’a güvenmeme çağrısında bulundu. Öte yandan Almanya Ermenileri Merkez Konseyi de Alman Meclisi tarafından soykırımın tanınmasını önemli bir mesaj olarak görüyor. Konsey Başkanı Jaklin Haçaturyan, “Türkiye tarihiyle hesaplaşmaya zorlanmalı, bu karar tasarısına buna katkı sağlıyor” dedi.

SOYKIRIMI KABUL EDEN ÜLKELER

Avrupa Parlamentosu 1987 yılında Ermenilere yönelik tehcir ve katliamı soykırım olarak sınıflandırmış, ardından aralarında Fransa, Rusya, İsveç, Hollanda, Belçika ve İsviçre'nin de bulunduğu çok sayıda ülkenin parlamentosunda benzer kararlar oylanarak kabul edilmişti. Son olarak Brezilya, Lüksemburg ve Avusturya parlamentoları, 1915 olaylarını soykırım olarak tanıdı.

Hristiyan aleminin ruhani lideri Papa Françesko da geçen yıl 1915 olaylarının 100'üncü yıldönümü vesilesiyle Vatikan'da düzenlediği ayinde '20'nci yüzyılın ilk soykırımı' ifadesini kullandı. Almanya'da da Cumhurbaşkanı Joachim Gauck geçen yıl 1915 olaylarının 100'üncü yıldönümünde soykırım kelimesini telaffuz etti.

ERMENİ SOYKIRIM TASARISI'NIN METNİ

I. Almanya Federal Meclisi şu noktaları saptar:

Almanya Federal Meclisi, yüzyıl önce Osmanlı İmparatorluğu’nda başlayan, Ermenilere ve diğer Hıristiyan azınlıklara yönelik tehcir ve katliamların kurbanlarının anısı önünde saygıyla eğilir. Parlamento, o dönemin Jöntürk  yönetimi tarafından yapılan ve Osmanlı İmparatorluğu  içerisindeki Ermenilerin neredeyse tamamen yok edilmesine sebebiyet veren eylemlerinin yasını tutar. Aynı dönemde keza başka Hıristiyan toplulukların mensupları, özellikle de Süryani ve Keldaniler de tehcir ve katliamlara maruz kalmıştı.

O dönemin Jöntürk rejiminin emriyle 24 Nisan 1915’te  İstanbul’da bir milyonu aşkın etnik Ermeni’nin planlı tehcir ve yok ediliş süreci başladı. Bu insanların kaderi kitlesel imha, etnik temizlik, tehcir ve evet soykırımlar tarihi açısından örnek teşkil eder ve 20. yüzyıl da dehşet verici bir şekilde bütün bunlardan müteşekkildir. Bunun yanı sıra Almanya’nın suçlu ve sorumlu olduğu Holokost’un biricikliğinin de bilincindeyiz.

Federal Meclis, Osmanlı İmparatorluğu’nun askeri baş müttefiki olan Alman İmparatorluğu’nun  Ermenilerin organize bir şekilde tehcir ve yok edilişine ilişkin Alman diplomatlar ve misyonerler aracılığıyla da gelen açık bilgilere karşın insanlığa karşı bu cürmü durdurmaya çalışmayarak oynadığı yüz kızartıcı rolden ötürü elem içindedir. Almanya Federal Meclisi’nin bu noktadaki anması yeryüzünün en eski Hıristiyan ulusuna karşı saygısının da bir ifadesidir.

Almanya Federal Meclisi 2005 yılındaki kurbanların anılması, aynı zamanda tarihle yüzleşme ve Türklerle Ermenilerin barışına katkı amacını taşıyan kararını (No: 15/5689) güçlendirmektedir.

Bütün partilerin konuşmacıları 24 Nisan 2015’te, yüzüncü yıl anmasında, Almanya Federal Meclisi’ndeki tartışmalar sırasında ve özellikle de bu tartışmadan bir akşam önce Cumhurbaşkanı bizzat, Ermenilere yönelik soykırımı lanetlemiş, kurbanları anmış ve barışma çağrısında bulunmuştur.  Alman İmparatorluğu’nun da bu olaylarda suç ortaklığı vardır.

Federal Meclis, Almanya’nın özel tarihi sorumluluğunu kabul eder.  Türkleri ve Ermenileri geçmişin mezarları üzerinden birlikte barış ve anlayış yolu arayışı konusunda desteklemek de bu sorumluluğun bir parçasıdır. Bu barışma süreci, geçtiğimiz yıllarda tökezlemiştir ve acilen yeniden hareketlendirilmeye ihtiyaç duymaktadır. 

Almanya Federal Meclisi, bu vesileyle sadece tasavvur edilemez vahşilikteki cinayetlerin kurbanlarını değil, aynı zamanda Osmanlı İmparatorluğu ve Alman İmparatorluğu içerisinde, yüzyıl önceki güç koşullar ve o dönemin yönetimlerine karşı farklı yollarla Ermeni kadın, çocuk ve erkeklerin kurtarılması için mücadele eden insanları da saygıyla anar.

Bugün Almanya’nın okul, üniversite ve siyaset eğitiminin içerisinde müfredat ve ders kitaplarına 20. yüzyılın etnik çatışmalar tarihiyle yüzleşilmesi çerçevesinde Ermenilerin tehciri ve yok edilişini de dahil etme ve gelecek kuşaklara aktarma görevi bulunmaktadır. Bu noktada özellikle eyaletlere önemli bir rol düşmektedir. 

Almanya Parlamentosu katliam ve tehcir kurbanlarının Almanya’nın rolü bağlamında anılmasının ve ülkesindeki Türk ve Ermeni kökenli yurttaşları arasında arabuluculuk yapmasının entegrasyona ve bir arada barış içinde yaşama da katkı sağlayacağı görüşündedir.

Almanya Federal Meclisi, Ermenilere yönelik cürümlerin araştırılması ve Ermenilerle Türklerin barışmasını hedefleyen Türkiye’deki bilim, sivil toplum, sanat ve kültür alanlarındaki bütün girişim ve katkıları memnuniyetle karşılamaktadır. 

Almanya Federal Meclisi, kendi hükümetini de Ermenilere yönelik tehcir ve katliamların araştırılması konusuna dikkatini yöneltmeye teşvik eder. Yine Alman Parlamentosu bu sorunun çözümüne  yardım ve destek sağlayacak her türlü girişimi memnuniyetle karşılar.

Almanya’nın kendi tarihi tecrübesi, bir toplum için tarihinin karanlık sayfalarını ele almanın ne derece zor olduğunu göstermiştir. Öte yandan tarihin dürüstçe ele alınması hem toplum içerisinde hem de başkalarıyla barışmanın en önemli temelidir. Bu noktada faillerin suçları ile bugün yaşayanların sorumluluğu arasında ayrım yapmak gerekir. Geçmişin anılması bizi ayrıca nefret ve yıkımın insanları ve halkları tekrar tekrar tehdit etmesi noktasında uyanık olma ve bu durumu önleme konusunda da uyarır. 

Almanya Federal Meclisi, Ermenistan ve Türkiye’den temsilcilerin geçmişi hatırlama ve devletler arası ilişkilerin normalleşmesi yönünde 2005’ten bu yana adım atma çabalarını dikkatle gözlemektedir. Ancak iki devlet arasındaki ilişki halen gergindir ve karşılıklı şüphe barındırmaktadır. Almanya, Türkleri ve Ermenileri birbirilerine yakınlaştırmak konusunda desteklemelidir. Tarihin yapıcı bir şekilde ele alınması bugün ve gelecekte anlayışın temeli açısından kaçınılmazdır. 

Türkiye Cumhuriyeti ile Ermenistan Cumhuriyeti arasındaki gerilimin azaltılması, ilişkinin normalleştirilmesi aynı zamanda Kafkas bölgesi için de önem arz etmektedir. Almanya bu noktada AB komşuluk politikaları çerçevesinde  Alman-Ermeni-Türk ilişkileri içerisindeki tarihi rolü dolayısıyla kendisinde özel bir sorumluluk görmektedir.

II.  Federal Meclis, hükümeti şu noktalarda göreve çağırmaktadır:

– Almanya Federal Meclisi’ndeki, 100. yıldönümüne denk gelen 24 Nisan 2015’teki tartışmanın ruhuna uygun olarak 1915/16 döneminde Ermenilerin tercihi ve nerdeyse topyekûn imhası, keza Alman İmparatorluğu’nun rolü konusunda geniş ve kamuya açık bir yüzleşmeye katkı sağlamak.

– Türkiye tarafını, o dönemin tehcir ve katliamları ile açık bir şekilde yüzleşmeye teşvik etmek ve böylelikle Ermeni halkı ile barışmak için gereken zeminin temelini atmak. 

– Geçmişin ele alınması aracılığıyla Türkler ve Ermeniler arasında yakınlaşma, barışma ve tarihi suçun affının sağlanması konusunda çalışmaya devam etmek.

– Türklerle Ermeniler arasında görüş alışverişi, yakınlaşma ve tarihin incelenmesine katkı sağlayacak Türkiye’deki ve Ermenistan’daki bilim, sivil toplum ve kültür etkinliklerini desteklemeye ve eldeki tahsisat çerçevesinde maddi katkı sağlamaya devam etmek.

– Barışmanın ve Türk-Ermeni ilişkilerinin fazlasıyla gecikmiş iyileştirilmesi çalışmasının ilk adımı olarak Türkiye ve Ermenistan’ın tarihi olaylarla yüzleşmesini aktif bir şekilde desteklemek; örneğin biliminsanları için burs sağlamak ya da her iki ülkeden tarihin aydınlatılması ve barışma amacıyla çalışan sivil toplum örgütlerine yardımcı olmak.

– Türk ve Ermenistanlı hükümet yetkililerini, iki ülkenin devletler arası ilişkilerine yönelik hali hazırda donmuş durumda bulunan normalleşme sürecini ilerletmeye teşvik etmek.

– Türkiye ve Ermenistan hükümetlerini 2009’da imzalanan ve tarihi bilimsel yöntemle ele alacak bir komisyonun kurulması, diplomatik ilişkilerin yeniden başlaması ve ortak sınırın açılmasını öngören protokolün onayı için ikna etmek.

– Türkiye Cumhuriyeti’nde yakın zamanda başlayan Ermeni mirasının korunması  girişimlerinin devamı ve artması için çaba harcamak.

– Mali imkânlar çerçevesinde Almanya içerisinde 1915/16’da yaşananlarla ilgili yüzleşmeyi konu edinen bilim, sivil toplum, kültür girişim ve projelerini desteklemeye devam etmek.

Berlin,

Volker Kauder,
Gerda Hasselfeldt ve Partisi

Thomas Oppermann ve Partisi

Katrin Göring-Eckardt,
Dr. Anton Hofreiter ve Partisi 

Gerekçe:

Birinci Dünya Savaşı sırasında Osmanlı İmparatorluğu’nda Ermenilerin yok edilişi, binlerce yıllık Ermeni tarihi içerisindeki en büyük ve sonuçları en acı felaketti. Bağımsız kaynaklara göre bir milyonu aşkın Ermeni, tehcir ve kitlesel cinayetlere kurban gitti. Sayısız tarafsız tarihçi, parlamento ve uluslararası kurum Ermenilerin tehcir ve yok edilişini soykırım olarak tanımlamaktadır. Bu tehcir ve katliamların anılması bu nedenle din ve dil dışında bu halkın kimliği açısından merkezi anlam ve önem arz etmektedir.

Almanya Federal Meclisi, bu olayları aynı zamanda Birinci Dünya Savaşı’na ilişkin güncel hatırlama edimi çerçevesinde ele almaktadır. Alman İmparatorluğu, Osmanlı İmparatorluğu’nun temel askeri müttefikiydi. O dönemin Ermenilerin tehciri ve katli konusunda bilgi sahibi olan Alman imparatorluk yönetimi, elindeki bu bilgiye karşın hiçbir şey yapmadı. Federal Almanya Cumhuriyeti, kendisinde geçmişle yüzleşmeyi teşvik etme ve bu konudaki anıları canlı tutma sorumluluğunu hissetmektedir.

Gerçekler aleni olarak ortaya konulmasına karşın, Türkiye bugüne kadar Ermenilere yönelik tehcir, zulüm ve cinayetlerin planlı bir şekilde uygulanmış olduğunu ya da tehcir sırasındaki kitlesel ölümlerin ve yapılan katliamların Osmanlı yönetimini arzusu dahilinde olduğunu  inkâr etmektedir.

Katliamların ve tehcirin boyutuna Türkiye’de toptan şüpheyle yaklaşılmaktadır.   Ancak bu noktada tersine eğilimler de mevcuttur.  2008 yılında her iki ülkenin devlet başkanlarının birlikte bir futbol maçını izlemesi ve böylelikle devam edecek görüşmeler için iradelerini sergilemeleri bir umut vesilesi oldu.  2009’da iki ülkenin Dışişleri bakanları arasında tarihi bilimsel olarak ele almak üzere oluşturulacak bir komisyon kurulmasını da öngören bir protokol imzalandı. Ancak söz konusu protokol bugüne kadar her iki parlamentoda da kabul edilmedi.

İki halkın barışması ancak 100 yıl önceki olayların esaslı bir şekilde aydınlatılması ve gerçeklerin artık daha fazla inkâr edilmemesi halinde mümkün olabilir. Bunun için de Türkiye’deki bilim insanları ve gazetecilerin Ermenilerin tehciri ve öldürülüşü konusundaki araştırmaları özgür ve baskılardan korku duymaksızın yürütülebilmesi elzemdir. Hali hazırda Türkiye’de katliamların araştırılmasını kendisine konu edinmiş pek çok girişim bulunmaktadır. Konu birkaç yıldan bu yana Türk kamuoyunda tartışılmaktadır. Bu gelişmeler, keza yıllardan bu yana Dışişleri tarafından mali olarak desteklenen sınır ötesi sivil toplum projeleri memnuniyetle karşılanmaktadır.

Alman İmparatorluğu da Osmanlı İmparatorluğu’nun askeri baş müttefiki olarak bu sürece derinden dahildi. Alman İmparatorluğu’nun gerek siyasi gerekse askeri yönetimi ta başından beri Ermenilerin tehciri ve katledilişi konusunda bilgi sahibiydi. Protestan din adamı Dr. Johannes Lepsius, 5. Ekim 1915’te Almanya Parlamentosu’nda Temmuz/Ağustos 1915’te İstanbul’da yaptığı araştırmaların sonuçlarını sunduğunda,  konu o dönemin Alman yönetimi tarafından tamamen sansürlendi. Aynı şekilde Lepsius’un  doğrudan milletvekillerine yolladığı ‘Türkiye’de Ermeni Halkının Durumuna İlişkin Raporu’ da  1916’da Alman askeri sansür kurulu  tarafından  yasaklanarak rapora el kondu ve milletvekillerine ancak 1919’da Birinci Dünya Savaşı’nın sonunda teslim edildi. Aralarında Philipp Scheidemann, Karl Liebknecht, Matthias Erzberger gibi siyasetçilerin ve  Adolf von Harnack und Lorenz Werthmann gibi Protestan ile Katolik Kiliseleri’nden önemli isimlerin de bulunduğu pek çok Alman bilim insanı, siyasetçi ve dini temsilcinin acil dilekçelerine karşın Alman yönetimi, müttefiki Osmanlı İmparatorluğu üzerinde etkili bir baskı kurma işini sürüncemede bıraktı.

Osmanlı İmparatorluğu’nda görev yapmış Alman büyükelçi ve konsolosların raporlarına dayanan Alman Dışişleri’ndeki evraklar da katliamların ve tehcirin planlı uygulanışını belgelemektedir. Bu belgeler o zaman meydana gelen olayların en önemli resmi kaydı niteliğindedir.  Alman Dışişleri, yıllar önce bu belgeleri kamuya açmıştır.  1998’de Ermenistan’a söz konusu arşivin tamamı mikroçip olarak takdim edilmiştir. Aynı şekilde Türkiye’ye de bir kopya almıştır.”

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN