Uluslararası Af Örgütü, Donald Trump’a ilk döneminin aksine bu kez insan haklarını koruma sorumluluğunu yerine getirme çağrısında bulundu.
Uluslararası Af Örgütü, Donald Trump’ın ikinci başkanlık döneminde insan haklarını koruma sorumluluğunu yerine getirmesi gerektiğini vurguladı. Genel Sekreter Agnès Callamard ve ABD Şubesi İdari Direktörü Paul O’Brien, Trump’ın kararlarının gezegendeki herkesin hayatını etkileyeceğine dikkat çekti.
İnsan Hakları Çağrısı: Uluslararası Af Örgütü, Trump ve yönetimini tüm politikalarında insan hakları yükümlülüklerine saygı göstermeye çağırıyor. İlk döneminde bağnazlık ve yabancı düşmanlığı gibi politikalarla insan hakları ihlallerine yol açtığı belirtilen Trump’ın, ikinci döneminde artan eşitsizlik ve otoriter uygulamalarla mücadele etmesi gerektiği vurgulandı.
"BEYAZ SARAY'DA KİM OLURSA OLSUN İNSAN HAKLARINI SAVUNACAĞIZ"
Paul O’Brien, “İnsanlığın karşı karşıya olduğu tüm zorlukların çözümü, herkes için insan haklarının merkeze alınmasından geçiyor” dedi. Trump’ın kampanyası boyunca göçmenler ve trans gençler gibi savunmasız toplulukları hedef aldığına dikkat çeken O’Brien, insan haklarını savunmaya devam edeceklerini belirtti.
Küresel İstikrar ve İnsan Hakları: Callamard, “Trump’ın aldığı kararların geniş kapsamlı sonuçları olacak. Küresel istikrar, dünya liderlerinin çok taraflılığa bağlı kalmasına dayanıyor” dedi. ABD’nin insan haklarını koruma yükümlülüklerini yerine getirmesi gerektiğini vurguladı.
Teknoloji ve İnsan Hakları: Callamard, teknoloji şirketlerinin insan hakları ihlallerine izin verilmemesi gerektiğini belirtti. ABD hükümetinin, teknoloji şirketlerini sorumlu tutmak için uluslararası toplumla işbirliği yapması gerektiğini söyledi.
Uluslararası Af Örgütü, Trump yönetimini insan haklarını koruma yükümlülüklerinden sorumlu tutmaya devam edeceğini belirtti. Acımasız toplu sınır dışılara, protestocuların hedef alınmasına ve üreme sağlığı haklarına yönelik kısıtlamalara karşı mücadele edeceklerini vurguladı.
Callamard, “Trump, ilk Trump yönetiminin sık sık küçümseyerek hedef aldığı, halihazırda kırılgan olan çok taraflı ve insan hakları sisteminin, Biden’ın tutarsızlıkları ve müttefikleri ile partnerlerini uluslararası hukuka saygı göstermeye zorlamaktaki isteksizliği yüzünden daha da zayıfladığı bir dönemde göreve başlıyor. Trump’ın bu zararlı yoldan dönmesi yalnızca ABD’deki insan hakları adına değil, dünya genelinde liderlere örnek olması açısından da kritik önem taşıyor” diye konuştu.
“Trump’ın aldığı kararların, bu gezegendeki herkesin ve hatta henüz doğmamış gelecek kuşakların hayatlarını etkileyen geniş kapsamlı sonuçları olacak. Küresel istikrar, dünya liderlerinin çok taraflılığa ve kural esaslı düzene bağlı kalmasına dayanıyor. Birleşik Devletler bu tür alanlardan çekilirse tehlikeli bir boşluk yaratır ve insan haklarını korumak için inşa ettiğimiz sistemlere ciddi ölçüde zarar verir” diyen Callamard, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Dünya, Birleşik Devletler’in insanlığa bağlılığını terk etmesine değil teyit etmesine ihtiyaç duyuyor. İnsanlığın hayatta kalması, hükümetlerin iklim kriziyle mücadele çabalarını büyük oranda artırmalarına bağlı. Ayrıca teknoloji şirketlerinin her zamankinden daha güçlü olduğu bir dönemde, Trump yönetiminin bu şirketlerin dünya genelinde insan hakları ihlalleri işlemesine veya ihlalleri kolaylaştırmasına izin vermemesi hayati önemde. Daha ziyade, ABD hükümeti, sağlam düzenlemeler getirmek ve teknoloji şirketlerini sorumlu tutmak için uluslararası toplumla işbirliği yapmalı.”
Trump’ın ilk dönem sicili ve kampanya vaatlerinin, ikinci başkanlık döneminde insan haklarına yönelik ciddi tehditler içerdiğini vurgulayan Uluslararası Af Örgütü ABD Şubesi İdari Direktörü O’Brien ise, “İnsanlığın karşı karşıya olduğu tüm zorlukların ve sorunların çözümü daima, ayrımsız herkes için insan haklarının merkeze alınmasından geçiyor ve bu her zamankinden önemli. Ancak Trump, kampanyası boyunca devamlı, göçmenler ve trans gençler dahil en savunmasız toplulukları tehlikeli ve zalimce söylemlerle hedef aldı. Ayrıca doğrudan otoriter liderliğin kitabından seslenircesine siyasi rakiplerinden intikam alma sözü verdi ve gazetecileri hedef gösterdi” dedi.
“Dünyanın tabandan gelen en eski ve en büyük insan hakları örgütü olarak, Trump yönetimine yükümlülüklerini hatırlatıyor ve Beyaz Saray’da her kim olursa olsun her zaman yaptığımız gibi insan haklarını savunmaya hazır olduğumuzu yineliyoruz” diyen O’Brien, açıklamasını şöyle sonlandırdı:
“ABD’de ve tüm dünyadaki üyelerimiz, müttefiklerimiz ve topluluklarımızla birlikte bu hükümeti insan haklarını koruma yükümlülüklerinden sorumlu tutmaya hazırız. Acımasız toplu sınır dışılara, protestocuların hedef alınmasına, üreme sağlığı haklarına yönelik kısıtlamalara ve insan haklarını hedef alan diğer saldırılara karşı mücadele edeceğiz. Yol gösterici olarak gördüğümüz insan hakları ışığında gözlemleyecek, belgeleyecek, ifşa edecek ve kolektif eylemliliği seferber edeceğiz.”