Türk Yoğun Bakım Derneği Başkanı Prof. Dr. Necmettin Ünal, dünyada sepsisten her 3 saniyede 1 kişinin öldüğünü, Türkiye'de ise her sene 150-200 bin kişinin hayatını kaybettiğini belirti.
Küresel Sepsis Birliği tarafından Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı'nda "20. Uluslararası Yoğun Bakım Sempozyumu" düzenlendi.
Sempozyum kapsamında Dünya Yoğun Bakım Dernekleri Federasyonu Başkanı Prof. Dr. Jean-Louis Vincent, Küresel Sepsis Birliği (GSA) Başkanı Prof. Dr. Konrad Reinhard ve Türk Yoğun Bakım Derneği Başkanı Prof. Dr. Necmettin Ünal'ın katılımıyla basın toplantısı yapıldı.
Sepsis nedir?
Necmettin Ünal, sepsisin halk arasında "kan zehirlenmesi" olarak yanlış adlandırıldığına değinerek, sepsisi, "enfeksiyonlara karşı vücudun verdiği kontrolsüz yanıtın kendi doku ve organlarında zarar vererek, ölüme kadar giden organ disfonksiyonları oluşturması" şeklinde tanımladı.
Erken tanı ve tedavi yapılamaması, kaçınılmaz bir şekilde çoklu organ yetmezliği ve ardından ölümle sonuçlandığını dile getiren Ünal, alınan önlemlere rağmen sepsisin görülme sıklığı her yıl yaklaşık yüzde 13 oranında artış gösterdiğini kaydetti.
Ünal, sepsisin, dünyada 30 milyon civarında insanı etkileyen ve 8 milyondan fazla kişinin ölümüne yol açan bir sağlık sorunu olduğuna dikkati çekerek, "Dünyada sepsisten her 3 saniyede 1 kişi ölüyor ve yakın zamanda yapılan çalışmalar yoğun bakım ünitelerinde sepsis nedeni ile tedavi edilen hastaların üçte birinden fazlasının kaybedildiğini gösteriyor" diye konuştu.
'Türkiye'de her sene 150-200 bin kişi sepsisten kaybediyoruz'
Sepsisten ölüm oranlarının ülkeye, yoğun bakıma ve alınan önlemlere göre değişiklik gösterdiğini anlatan Ünal, şu bilgileri verdi:
"Ölüm oranları yüzde 30-60 arasında değişiyor. Bunun en ileri formu olan septik şok yani kan basıncının düzeltilemez şekilde düştüğü durumlarda ölüm oranı yüzde 80'lere kadar çıkıyor. Bu, hem halk sağlığı hem maliyet açısından ciddi problem. Çünkü Avrupa'da bir sepsis hastasının sadece hastane maliyeti 25 bin avro. Türkiye'de sepsisin ne sıklıkta görüldüğü hakkında net bir bilgi yok. 'Türkiye'de her sene 150-200 bin kişi sepsisten kaybediyoruz' diye tahmin ediyorum."
"Hekim ve hemşire sayısı yeterli değil"
Ünal, sepsisin sağlık çalışanlarının yanı sıra halka da tanıtılması gerektiğini vurgulayarak, dünyada olduğu gibi Türkiye'de de sepsis görülme sıklığının yüzde 20 azaltılması hedefine ulaşabilmek için çalışmalarını sürdürdüklerini ifade etti. Necmettin Ünal, Sağlık Bakanlığı desteği ve katılımıyla gerçekleştirilen "Sepsis Farkındalık Eğitimleri" ile 70 ilde 25 binden fazla sağlık personeline eğitim verildiğini kaydetti.
Türkiye'de erişkin ve çocuk toplam yoğun bakım sayısının 27 binin üzerinde, en üst yoğun bakım denilen yoğun bakımların erişkinler için 8 bin civarında bulunduğunu kaydeden Ünal, "Genel olarak Türkiye'deki yoğun bakımlarda gerek hekimlerin temini gerekse yardımcı sağlık personeli ve hemşire sayısı konusunda problemler vardı.
Ancak özellikle hemşire konusundaki problemlerin sadece bizim ülkemize ait olduğunu düşünmeyin. Dünyanın her ülkesinde yoğun bakım ünitesinde çalışması gereken hemşire oranları bellidir, bir çok ülke maalesef bu oranları yakalayamamaktadır" ifadelerini kullandı.
'Antibiyotik direnci dünya çapında önemli bir sorun'
Prof. Dr. Jean-Louis Vincent da Türkiye'de yoğun bakım alanında önemli gelişmeler ve yoğun bakımın verimli bir şekilde kaydedildiğini belirterek, yoğun bakım ünitesine kabul edilecek hasta türlerini seçerken dikkatli olmak gerektiğini vurguladı.
Antibiyotik direncinin yoğun bakımı nasıl etkilediğine ilişkin bir soru üzerine Vincent, antibiyotik direncinin dünya çapında önemli bir sorun olduğuna dikkati çekerek, antibiyotiklerin sadece yoğun bakım, hastane ve hastane dışındaki doktorlar tarafından değil, veterinerler tarafından da gereğinden fazla kullanıldığını dile getirdi.
Vincent, bu konuda ortaklaşa bir şeyler yapılması ve antibiyotik tedavisindeki yükü azaltmak gerektiğinin altını çizerek, dirençli organizmalara odaklanmak gerektiğini söyledi.
'Temiz bir bakım sağlayarak bunu başarabiliriz'
Prof. Dr. Konrad Reinhard ise dünya çapında 30 milyon kişinin sepsisten muzdarip olduğunu ve ölüm oranının yüzde 30-40 düzeyinde bulunduğunu belirterek, şu bilgileri paylaştı:
"Sepsisi önleyebilmek için öncelikle enfeksiyonların önlenmesi gerekiyor. Bunun bir yolu da aşı. Sıtma, ebola, influenza gibi hasalıklar çok kolay sepsise dönebiliyor. Aşı burada bir seçenek. Sepsis vakaları içinde yüzde 5-10'unun hastanede önlenebildiğini görüyoruz. Temiz bir bakım sağlayarak, hastanedeki hijyen koşullarını sağlayarak bunu başarabiliriz. Hastalık görülme sıklığını azaltmak için sepsisin olabildiğince erken dönemde tespit edilmesi, tanısının konulması, ilk organ disfonksiyonu belirtileri ortaya çıktığında bu belirtilerin çok net anlaşılabilmesi gerekiyor."
"Almanya'da yılda 75 bin kişi hayatını kaybediyor"
Almanya'da yılda 75 bin kişinin sepsis nedeniyle hayatını kaybettiğini anlatan Reinhard, 75 bin kişinin 20 bininin daha iyi önleme tedbirleri alınarak, aşı vasıtasıyla, erken tanı ve tedaviyle kurtarılabileceğini söyledi.
Reinhard, 60 yaş üstü hastaların influenzaya karşı aşı olması gerektiğini, aşılamayla birlikte ölüm oranını yüzde 50 oranında düşürmenin mümkün olduğunu belirterek, dünyanın her yerinde sağlık kuruluşlarının aşıya yönelik kampanya yapmasının önemine işaret etti.
İSTANBUL/AA