Büyük ölçüde stresin neden olduğu sedefe karşı hastalara stresi yönetebilmek için yoga ve yürüyüş yapmaları da öneriliyor. Dermotoloji uzmanı Doç. Dr. Zafer Türkoğlu, böylece hastalıkta belirgin düzelme görülebildiğini kaydediyor. Türkoğlu, sedefin bulaşıcı olmadığını da söylüyor.
Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi Dermatoloji Kliniği Eğitim ve İdari Sorumlusu Doç. Dr. Zafer Türkoğlu, stresin sedefte başrolde yer alan önemli bir etken olduğunu belirterek “Stresin tetiklediği vücuttaki moleküller, deride sedefin moleküler sürecini uyarır ve biz de bu hastalığı yaygın olarak görmeye başlarız” dedi. Türkoğlu, hastalara stresi yönetmeleri için yoga, yürüyüş gibi aktiviteleri önerdiklerini belirterek, “Hastalarımız streslerini kontrol ettikleri sürece hastalıklarında belirgin düzelme gözlemliyoruz.
Sedef hastalığı kronik süregelen dermatolojik bir hastalık. Bu süreç uzun yıllar devam edebilir. Hasta, diyet, kilo kontrolü, egzersiz programına riayet etmekle düzenli antioksidan ilaçlarını, destekleyici besin öğelerini de alırsa bu hastalık kontrol altında tutulabilir” dedi.
BULAŞICI DEĞİL GENETİK
Zafer Türkoğlu, sedef hastalarının üçte birinde genetik etkenlerin saptandığını vurgulayarak, “Öyle ki hastaların anne ya da babalarından birinde hastalık olduğu zaman çocuklarında sorunun görülme ihtimali yüzde 25’lere ulaşır” dedi.
Sedef hastalığının tedavisinde erken tanısının çok önemli olduğunu belirten Türkoğlu “Çünkü vücutta oluşan inflamasyon azalacaktır. Tedavi, ileride sedefin oluşturduğu zararlı etkileri ortadan kaldırır. Sedef sadece deriyi tutan bir hastalık değil. Vücutta kalp, kardiyovasküler, gastrointestinal sistem hastalıklarında artış gözlenebilir. Ayrıca sedef hastalığı kesinlikle bulaşıcı değil. Sadece genetik zemin çerçevesinde çevresel faktörlerin etkisiyle daha sonraki nesillere aktarılabilen bir hastalık” diye konuştu.