Yeni kurulan bir araştırma enstitüsü, kanser belirtilerinin semptomlardan yıllar önce fark edilebileceğini bildirdi. Araştırmacılar, hücrelerdeki erken değişiklikleri tespit edebilen testlerin doktorlara tedavi için daha fazla zaman tanıyacağını vurguladı. Bu kapsamda sonradan kansere dönüşen yüz binlerce numunenin 10-20 yıl içinde geçirdiği değişiklikler incelenecek.
Cambridge Üniversitesi’nde yeni açılan bir kanser enstitüsündeki bilim insanları, tümöre dönüşmeden yıllar önce hücrelerde meydana gelen değişiklikleri saptamaya yönelik çalışmalara başladı. Araştırmanın, kanseri tedavi etmek için çığır açacak yeni yollar bulunmasına yardımcı olacağı belirtiliyor. İsimsiz bir bağışçıdan 11 milyon sterlin alan Erken Kanser Enstitüsü, tümörlerle semptomlar ortaya çıkmadan önce mücadele etmenin yollarını bulmaya odaklanıyor. Araştırma, pek çok insanda uzun süre gizli kalan kanser öncesi durumların geliştiğini gösteren son keşiflerden yararlanacak.
Enstitünün direktörü Prof Rebecca Fitzgerald, “Bir kanserin gelişmesi için gerekli olan gecikme süresi, durum hastalara aniden kendini göstermeden önce yıllarca, bazen on ya da iki yıl boyunca devam edebilir. Doktorlar, o zamana kadar hastanın vücuduna yayılmış olan bir tümörü tedavi etmekte zorlandıklarını fark ediyorlar. Çok sayıda insana uygulanabilecek testler kullanarak kanser riski taşıyan bir kişiyi erkenden tespit edebilecek farklı bir yaklaşıma ihtiyacımız var.” dedi.
Fitzgerald, “Şu anda pek çok kanseri geç tespit ediyoruz ve giderek daha pahalı hale gelen ilaçlar bulmak zorunda kalıyoruz. On binlerce poundluk bir maliyetle yaşam süresini genellikle birkaç hafta uzatıyoruz. Bu konuya farklı bir perspektiften bakmamız gerekiyor.” diye ekledi.
Cambridge’deki diğer kanser araştırmalarını da destekleyen Hong Konglu hayırseverin adını taşıyan Li Ka-shing Erken Kanser Enstitüsü olarak yeniden adlandırılacak olan enstitü tarafından benimsenen yaklaşımlardan biri kan örneklerine odaklanıyor.
Geçmişte yumurtalık kanseri tarama hizmetlerinin bir parçası olarak kadınlar tarafından sağlanan ve özel depolarda tutulan bu örnekler, şimdi enstitü tarafından yeniden kullanılıyor. Enstitüde bir araştırma grubu lideri olan Jamie Blundell, “Elimizde bu türden yaklaşık 200.000 örnek var ve bunlar bir altın madeni” dedi. Araştırmacılar bu numuneleri kullanarak, numune verdikten 10 hatta 20 yıl sonra kan kanseri teşhisi konan donörlerle bu tür hastalıklara yakalanmayan donörleri birbirinden ayıran değişiklikleri tespit ettiler.
Blundell, “Bir kişinin kanında, lösemi belirtileri göstermeye başlamadan on yıldan daha uzun bir süre önce net genetik değişiklikler olduğunu buluyoruz. Bu da, müdahale etmek ve kansere yakalanma olasılığını azaltacak tedaviler uygulamak için kullanabileceğiniz uzun bir fırsat penceresi olduğunu gösteriyor.” diye konuştu. Kanser riski altında olanları - örneğin, tümörlere kalıtsal yatkınlığı olan ailelerden gelen kişileri - belirlemek, enstitünün stratejisinin önemli bir parçasını oluşturacak.
