İran’da banker kriziyle patlak veren sokak protestoları ekonomiyi tehdit ediyor. Batı ile uzlaşı sonrasında kişi başı özel tüketim harcamasının 3.8 bin dolara çıktığı İran’a, Türk firmaları 3.2 milyar dolarlık satış yapıyor. Kimyevi ürünler, tekstil ve oto ilk üç sırada.
HAMİDE HANGÜL
Banker kriziyle sokak hareketlerinin 30 yıl aradan sonra yeniden baş gösterdiği İran’da protestoların ekonomiyi tehdit etmesinden endişe ediliyor. Batı ambargosunun daha geçen yıl kaldırıldığı 78 milyon nüfuslu İran’a Türkiye, 3.2 milyar dolarlık direkt ürün ve hizmet satışı gerçekleştiriyor. Bu ürünlerin başında kimyevi maddeler 512.1 milyon dolarlık rakamla yer alıyor. Uluslararası yaptırımların kalkmasıyla sanayi ürünlerine ağırlık veren bu ülkeye Türkiye’nin yıllık 452.6 milyon dolarlık otomotiv ihracatı bulunuyor. Özellikle İranlı kadınların daha modern olma çabası tekstil ve hazır giyime ilgiyi artırıyor. Rengarenk desenli eşarplar, yaz için ince ve açık kesim giysiler ve yüksek topuklu ayakkabılar kadınların en fazla rağbet ettiği ürünler arasında yerini alıyor. Böylelikle tekstil ve hazır giyimde 2 milyar dolar büyüklüğe sahip pazara Türkiye’nin tekstil ve hammaddelerinde 449.8 milyon dolar, hazır giyimde ise 118.9 milyon dolarlık ürün satışı bulunuyor. Söz konusu ülkede, hızlı büyüme potansiyeline sahip sektörlerin başında perakende geliyor. Türk firmaların 41 marka ve 200 mağaza ile faaliyet gösterdiği bu pazarın toplam büyüklüğü 142 milyar dolar. Bu piyasadan sadece hazır giyim ve tekstilde Türk markaların aldığı pay 568.7 milyon dolar. Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Ekim 2017 ülke bülteni incelendiğinde, ülkede harcamaların yüzde 60’ını gıda ve alkolsüz içeceklerin oluşturduğu görülüyor. Böylelikle gıda perakendesinde büyüklüğün 76 milyar dolar olduğu belirlendi. Ambargonun kaldırılmasının ardından İran halkının daha fazla modernleşme çabası ile kişi başı özel tüketim harcamalarının 3.8 bin dolara yükseldiği görülüyor. Gıda dışı perakende satışları ise 66 milyar dolar büyüklüğünde. Perakendenin yanı sıra makine de ülkenin en büyük ithalat kalemleri arasında. Ülkenin yıllık ithalatı 12.2 milyar dolar. Bu da yıllık sadece 10 milyar dolar ihracat yapan Türkiye için önemli bir pazar fırsatı sunuyor. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) 2017 raporuna göre, Türkiye’nin İran’a makine ihracatı 268.9 milyon dolar. TİM verilerine göre, kimya, otomotiv, tekstil sektörünü, makine, mobilya ve elektronik izliyor. Söz konusu sektörde ihracat yüzde 6.7 artışla 203 milyon dolara ulaşırken, demir ve demir dışı metallerin payı 154.1 milyon dolar. Öte yandan yüzde 78’lik keskin bir düşüşün yaşandığı mücevher sektörü ihracatından alınan pay 84.2 milyon dolar. Savunma ve havacılıkta da yüzde 24.7’lik kayıpla 4.5 milyon dolarlık dış satış dikkat çekiyor. Öte yandan İran'ın Meşhed kentinde başlayan protestoların yayılması insanları tedirgin ediyor. Bazı uzmanlar, paralarını ülkenin "modern bankerleri" olan kredi ve finans kurumlarına kaptıran mudilerin bundan yaklaşık bir yıl önce düzenledikleri eylemleri, İran'daki son gösterilerin başlangıç noktası olarak kabul ediyor. Kaspiyen Kredi Kurumu mağdurlarından 200 kişilik grup 2017 yılının başlarında, başkent Tahran'daki İran Merkez Bankası önünde gösteri düzenlemişti. Bu sorunun çözülmemesinin yanı sıra zamanla, Arman, Feriştegan, Samin ve Pedide kredi kurumlarının mağdurları da göstericiler arasına katıldı. Söz konusu kurumlara ait bazı ofisler gösterilerde ateşe verildi. Olayların ardından, İran meclisindeki 130 milletvekili Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani hakkında meclise gensoru önergesi sundu. İran yönetimi tarafından, kredi kurumlarında paralarını kaybeden insanların sorunlarını halletmek için herhangi bir adım atılmadı. Ayetullah Humeyni ailesine yakınlığıyla bilinen Jamaran haber sitesi, eylül ayında yayımladığı haberde, "Merkez bankası, resmi olmayan hiçbir kredi ve finans kurumunun faaliyet göstermediği şeklinde açıklama yapsa da bazı izinsiz kredi kurumları hala faaliyetlerine devam ediyor." ifadelerini kullandı. Zamanla birer bankere dönüşen kredi kurumlarının çoğu ihtiyaç sahiplerine borç veren (Karzu'l Hasene) yardımlaşma sandıklarından oluşuyordu.
MUDİLERE AİT 3.6 MİLYAR DOLAR VAR
1973 yılında onaylanan İran Para ve Banka Kanunu'na göre, finans ve kredi kurumlarının merkez bankasından izin alarak faaliyetlerine başlaması gerekiyor. Eski Merkez Bankası Gözetmen Yardımcısı Hamid Tahranifer, sözü edilen kurumların ülkenin bankacılık sistemine zarar verdiğini savunurken, eski İran Meclisi Ekonomi Komisyonu Başkanı Muhammed Rıza Por İbrahimi de İran para piyasasının yüzde 30'unun bu kurumlarda olduğunu söylemişti. İbrahimi, sadece birinin 550 şubesi, 2 milyon 500 bin civarında mudisi ve bu mudilere ait 3 milyar 600 milyon dolar paranın varlığından söz etmişti.
HAZIR GİYİMDE İKİNCİ BÜYÜK PAZAR
İstanbul Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Başkanı Hikmet Tanrıverdi, hazır giyim tedarikinde İran’ın ikinci sırada olduğunu belirterek, İran’ın bir an önce huzura kavuşmasını dilediklerini söyledi. Birleşmiş Markalar Derneği (BMD) Başkanı Sinan Öncel de ülkede 41 markanın 200 mağazası ile faaliyet gösterdiğini belirterek, “İran, markalarımız için büyüyen ve işbirliğimizin her geçen gün arttığı pazarlardan biri. İran’da bir an önce huzur ve toplumsal uzlaşı ortamının oluşması, en samimi dileğimiz” ifadelerini kullandı.